Herkeze merhaba önceki hikayemi devam ettirmek istemediğim için bunu yazmayı başladım. Umarım bu hikaye diğerinden daha iyi olur. Önceden söylemeliyim ben türk değilim o yüzden yazım hatam varsa özür dilerim ve bu öyle basit bir aşk hikayesi değil hani bir birini görüp hemen kavuşup mutlu olamazlar zaten kolay olsa aşk olmazdı öyle değilmi. ?
Rüzgar esiyordu hava buz gibiydi. Bu havada insanlar evden çıkmak istemezlerdi. Ama küçük Hazan için bunların hiç bir önemi yoktu onun için havanın nasıl olduğu önemli değildi çünkü güneşi de yağmuru da seviyordu zaten Hazan öyle herşeyi seçen prenses kız değildi. Her bir kız ister değil mi prenses olmak ama maalesef herkez masallardeki prenses değil cadı olabilir. Bunu o kızlar istemez insanlar onu böyle yapar Hazanda 17 yaş olmasına rağmen hayat ona çok şeyi öğretmişti babası onları Hazan doğduğunda bırakmıştı istememişti onu annesi Fazilet hanımda 3 sene önce başka biriyle evlenmişti. Annesini çok seviyordu Hazan annesi ona kötü konuşsa bile onu çok seviyordu insanın kötü olsa da iyi olsa da anne ve babası olması çok güzeldi. Hazan annesi için o üvey babasına dayanıyordu.Hazan çoğu zaman okuldan çıktıktan sonra eve dönmek istemez sokakları geziyordu ona çoçukların parkda oynaması rüzgar ve ağaçlar çok mutlu ediyordu. Eve dönmek istemezdi hele üvey babasi olduğu zamanlar hiç gelmek istemezdi. Üvey babası ona kötü bakışları ile rahatsız ediyordu.
Her zamanki gibi dolaşıp yine mecbur eve gelirdi bir insannın kendi evine dönmekten korkması kadar acı bişey var mıydı.?
En derin acılardan biriydi bu kendi evini evin gibi hissetmemek. Yavaş yavaş adımlar ile kapıdan girdi küçük kızımız."Kız Hazan sen misin ? " diye içeriden gelen sesi duydu Haza koşar adımlar ile mutfağa gitti.
" Evet benim anne geldim " dedi gülümseyerek.
" Kız sen bu saate kadar nerdeydin baban gelecek birazdan işten çok yoruluyor bide aç kim yapacak yemeği ben mi yapiyim bu yaşımda hee ? " dedi annesi kızarak Hazana.
"Hadi çabuk üzerini değiştir gelde yemeği yap ben çok yoruldum bi uzaniveriyim." diye söylenerek mutfaktan çıktı annesi Hazanın annesi buydu işte kızını hiç bir zaman gerçekten umursamıyordu onunla ilgilenmiyordu sanki gereksiz bişeydi Hazan onu için. Daha fazla duramadı Hazan hemen gidip üzerine bişeyler giyip sonra yemek yapmaya başladı.Akşam olmuş şimdi Hazan annesi ve üvey babası yemek yiyorlardi. Bir insan kendini hiç bir ortamda yabanci hisseder miydi evet Hazan hissediyordu burada fazlalık olduğunu yabanci olduğunu biliyordu imkani olsa hemen gider ama annesinden uzak kalmak istemezdi çünkü ondan başka hiç kimsesi yoktu. Bir insanın yemeği yemesi bile zor olurdu bazen zar zor ağzındeki lokmayı yutardı Hazan burda yediği ekmeğin bile hisabini vermek gibi hissediyordu.
Ortamdaki sessizliği Hazanın annesi Fazilet bozdu.
" Ahmet ben yarın memleketteki bir arkadaşımın cenazası varmış ona gidicem önceden söyleleyim dedim.""Tamam git Fazilet " dedi Ahmet homurdanarak.
Hazan hemen yarın okul olmadığını hatırladı evde bu adamla yalnız kalmak hiç istemiyordu. O yüzden hemen lafa atıldı.
" Şey anne bende seninle gelsem " dedi Hazan
" Olmaz kızım ben napıcam kim bana yemek yapacak kendi kendime hizmet mi edicem ? " dedi Ahmet Hazana bakarak.
" Ben yemekleri yapar sonra giderim " dedi Hazanda son bir umut diye.
" Hayır olmaz Hazan sen kal hem yemek yaparsın hem ev bi temizle ne zaman temizlik yaptın görmedim ben madem yarın okul yok boş boş oturayacağına evi sil süpür ben gelene kadar " dedi sinirle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Moon
RomanceKaranlıklar ve acılar içinde olan genç bir kız ve onu kahramanı olan adam ! Adam kadına öyle aşık oluyor ki deli gibi değil adam gibi aşık olmuştu o kadının varlığı ona yetiyordu. Bu hikaye bir erkeğin nasıl adama dönüştüğü hakkında su damlası gibi...