Giriş

26 5 10
                                    


Gökyüzü, ufukla buluştuğu yerde bir ateş topuna dönüşüp, gün batımının muhteşem renkleriyle sarmalanmıştı. Bu manzara herhangi birinin gözlerini alamayıp, uzunca bir süre bakmasına yetecek kadar büyüleyiciydi. Bakmasını değil, görmesini bilene mucizeler yaratabilecek bir güzellik...

Çünkü bakmak sadece gözle olurdu. Görmek içinse kalbinizin derinliklerine inmeniz gerekirdi.

Enora ülkesinde, her gün birbirinden farklı ve eşsiz manzaralar görebilmeniz mümkündü. Burası sıradan bir ülke değil, evrenin en güzel ve en parlak yıldızının üzerinde bir ülke... Benim de ismimin kaynağı olan bir yıldız...

Asterina...

Enora'da bulunan yaratıklar ve doğa birbiriyle müthiş bir uyum içindeydi. Kolay kolay düşmanlık olmazdı. Kral ve kraliçeye bile ihtiyacımız yoktu, yalnızca her aileden bir büyük gelecek şekilde toplantılar düzenlenirdi.

Vampirler, büyücüler, kurtlar, periler, elfler... Daha birçok bilinen doğaüstü varlıklar burada yaşardı.
Benim dışımda...

Ben diğerlerinden oldukça farklıydım. Yarı vampir yarı büyücüydüm... Ben bir melezdim...

Burada genellikle aynı türden yaratıklar bir aile kurardı. Benim ailemde ise babam vampir, annem ise bir büyücüydü. Bazı aileler nadiren de olsa bizim gibiydi ancak o ailelerde doğan çocuklar ya annesinin ya da babasının türünden olurdu. Benim gibi melez olan hiç yoktu, bunu bilen de yalnızca annem, babam, ben ve en iyi arkadaşım Celina...
Ailem bu durumun ülkedeki herkesi tedirgin edeceğini düşünüyordu.
Tabii o zamanlar başıma gelecekleri bilmiyordum...

Bir tek Celina'ya söylemiştim. Evet bu ülkedeki herkes çoğunlukla birbirine güvenirdi ancak benim için en güvenilir kişi Celina'ydı. Ayrıca diğerlerine anlatamazdım.
Bir gün buna pişman olacağım bir durum gerçekleşti.

Ülkedeki herkes benim yalnızca vampir olduğumu sanıyordu. Küçüklüğümden beri vampir güçlerimi de büyü gücümü de kontrol altında tutmak için kendimi eğitiyordum. Buna alışkındım. Ancak bir gün, okula gitmek için kalktığımda içimde tuhaf bir his vardı. Her an patlamaya hazır bir bomba gibi hissediyordum.

İlk derse gireceğimiz sırada beklenmedik bir şey oldu. Celina gülümseyerek yanıma gelirken, bir anda yüzü ciddileşti ve donup kaldı. Onun gözlerini takip ettiklerinde tüm sınıfın bakışları beni buldu. Anlam veremeyen gözlerle ne olduğunu sorduğumda sol tarafımdan bir ayna bana uzatıldı. Gözlerim buz mavisine dönmüştü. Bu ilk defa başıma geldiği için şok olmuştum. Ne olduğunu çözmeye çalışırken en yakın arkadaşıma baktım ancak o, hiçbir şey demeden arkasını dönüp çıkmıştı. Etrafımdaki insanların korkulu bakışlarını hissedebiliyordum. Bundan kurtulmak için dışarı çıkacağım sırada önümde büyüyle bir kağıt belirdi. Enora kulesinin, ki bu ülkenin en yüksek kulesiydi, en üst katına gitmem gerektiği yazıyordu.

Yazıyı okur okumaz etrafımda bir ışık oluştu, ve kendimi bir anda kulede buldum. Beni ışınlamışlardı. Karşımda değerlendirmede bulunan aile büyükleri oldukça geniş, yuvarlak bir masanın etrafında toplanmıştı. Ancak beklemediğim bir isim daha vardı. Celina...

Uzunca bir toplantının sonucunda, gözlerimin rengi sayesinde herkesin yalnızca vampir olmadığımı öğrendiğini anlamıştım. Ve tabii Celina sayesinde... Beni ele veren kişinin o olduğunu öğrendiğimde, neye uğradığımı şaşırdım. Yüzüme bile bakamıyordu, zaten bunu hak etmiyordu. Çünkü beni ihbar ettiği yetmezmiş gibi bir de onu büyüyle yaraladığımı söylemişti.
Birkaç sorudan sonra melez olduğum artık herkes tarafından biliniyordu. Her ne kadar Celina'yı yaralamadığımı söylesem de, bana inanmamışlardı... Daha önce hiç görmediğim bir üye, yüzyıllar önce benim gibi bir melezi tanıyormuş ve onu yakın takibe alıp araştırmıştı. Benim gücümün sınırı olmadığını, ve hatta evreni yok edebilecek güce sahip olduğumu söyledi. Bunun sonucunda alınan kararla ise Enora'dan sürgün edilmiştim. Evet, bir iftira sonucunda insanların olduğu gezegene gönderilmiştim.

Ben Asterina Felix, insanların dünyasındaki hayatıma hoş geldiniz...

AsterinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin