0.2

376 14 0
                                    


Tekrardan herkese merhabaaaa

Bu hafta işte ki yoğunluğum yüzünden geçiktim kusura bakmayın ama zaten en erken 10 gün ile 15 gün içinde yeni bölümler gelir gibi duruyor.

Neysee umarım bölümü okurken zevk alırsınız çünkü ben her ne kadar çok zorlansam da çok zevk aldım.

Şimdiden iyi okumalarrr <33



༉‧₊˚.



Kaskatı bir şekilde karanlık bir girdaptan farksız olan soğuk yatağından yavaşça doğruldu. Delik deşik olmuş ve rengi soluklaşmış perdenin arasından akşam olduğunu belli eden turuncu sokak ışığı yüzüne vuruyordu, yine bir kâbus görmüştü.

Kesik kesik soluk almaya çalışırken üzerinde dolaşan kara bulutlar yüzünden vücudu onu itaat etmekte zorlanıyordu. Kaç gündür kendini rahat ve kaygısız bir uykunun kollarına atamıyordu. Kafasında dolup dolaşan cızırtılı sesler zihninde hiç boşluk bırakmaması yüzünden sürekli kâbuslar görüyordu. Küçük halini görmek onun tahmin ettiğinden fena etkilemişti. Ne zaman gözünü kapatsa kendi küçüklüğünü görüyordu. Kaçırıldığı günü görüyordu.

Çığlıklar.

Ağlama nöbetleri.

Yalvarışlar.

Kalp ritmi düzelene kadar nefes almaya çalıştı. Etrafına göz ucuyla baktığın da döküntüleri odanın her bir yere dağılan ahşap penceresinden gelen sokak ışığı sayesinde kendi yansımasını gördü. Kambur bir şekilde oturmuş, solgun kumral saçları artık uzamış ve darmaduman olmuş, birbirine girmişti. Gözaltı torbaları bu zayıf turuncu ışıkta altında bile belirginleşiyordu.

Birbiri ardına sürüklenen kâbuslarının hepsi o lanet gün ile ilgiliydi. Geçmişi, içine düştüğü acı dolu gerçeklerin aleviydi. Hatırlayamıyordu. Bulanık anıları hayal bulvarının içersinde loş ışıkta sönüp durmaktaydı. Minik Ateş ise zorla var olmaya çalışıyordu.

Probleminin ne olduğunu da çözemiyordu. Bu aldığı ilk seks teklifi değildi ya da ilk defa ona alayca dokunmuyorlardı. Sokak çocuğuydu kendisi. Hayatı böyle acı dolu anıların bir silsilesiydi.

Derince bir nefes aldı ve yorganını üstünden attı. Ayakları soğuk mermer zemin ile buluşunca ürpermeden kendini alamadı. Parmakları hızla boynundaki kolyeye dokunduğunda, ince gümüş zincir parmaklarının arasında dolandı. İnce işçiliğiyle dikkat çeken kolye, sıra dışı bir his veriyordu ona, sanki bir anlam yüklüyordu. Geçmişe dair hatırladığı tek gerçek şeydi ve onunla birlikte büyümüştü. Gözleri yavaşça kolyesine kaydı, aslan başının gövdesinden çıkan ateş simgesi üzerinde yazılı harfler vardı.

A.S

İki küçük kelime olarak yazılı olan harfler, gümüş levhada parıldıyordu. İsmini bile bilmediği zamanları vardı. Yaşını, soy ismini, doğum tarihini.... Gerçek kimliği hakkında hiçbir fikri olmasa da, tek emin olduğu şey adının Ateş olmasıydı. Elleriyle hala kolyesiyle oynamaya devam ederken adını bulduğu zaman hatırların arasından göz önüne çıkmıştı. Şu anki gibi yine kolyesiyle oynarken ateş simgesi birden yanan bir ateş gibi gözünün önünde canlanmıştı. O kıvılcımlar o kadar göz kamaştırıcıydı ki aniden geçmişin üzerini örten karanlık sis perdesi aralanmış ve adı, geçmişin zehirli tadından bir nebzede olsa kurtarılmıştı.

Bir Küçük Ölüm Meselesi | Alaz SoysalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin