Yaralı Yüz Abi

54 7 0
                                    

"Sana doğruyu konuş diyorum lan!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sana doğruyu konuş diyorum lan!"

Dayak yemekten yorulmuş bir şekilde, karşımda dikilmiş olan, kaşından başlayıp gözünün altına kadar yara izi olan iri yarı adama bakıyordum.Tamam bende çok ufak tefek sayılmazdım fakat yaklaşık bir saattir beni sokak arasında yakaladıktan sonra yaka paça getirip eski püskü bir sandalyeye bağladığı, depo benzeri yerde dayak yiyordum.

"Bak bey abiciğim yemin ederim sorduğun şey hakkında bir bilgim yok."

Kaşımdan akan kan ile yüzümü buruşturup, derin bir nefes aldım ve devam ettim. "Ben çalıştığım tamirhaneden çıktım ve evime doğru yürüyordum seni ve yanındaki adamı şans eseri gördüm." Adam gözlerini kısmış kafasında bir şeyleri tartıyor gibi gözüküyordu, bir kaç dakika sessizlikten sonra kapı gıcırdama sesiyle birlikte içeriye bir başka adam daha girdi.

Beni bir saattir bu küf kokan depoda, Kartal dediği kişinin adamı olup olmadığımı sorup dövüyor ve ben o kişinin adamı değilim dediğimde de tekrardan bir güzel suratıma yumruğunu indiriyordu. Yeni gelen kişi kulağına eğilip bir şeyler söyledikten sonra baş selamı verip kokuşmuş depodan geri çıktı. İçimden kendime neden tamirhaneden erken çıktığımı sorarak söverken çenemi kaldırıp, göz göze gelmemizi sağladı.

"Söylediklerin doğruymuş kusura bakma Noyan kardeş senide boş yere böyle korkuttuk."

Histerik bir kahkaha attım, beni araştırıp suçsuz olduğumu anlamışlardı sonunda! Patlamış dudağımı yaladım, "Ne kusuru bey abi biraz daha korkutsan ölecekmişim." bu sözlerimle birlikte yumuşayan yüzü tekrar sertleşti fakat öfkeli değildi. İçeriye bir kaç adam girip yanıma geldi ve ellerimle bacaklarıma sıkıca bağlanmış ipleri çözmeye başladılar.

"Patron seni görmek istiyor, bu yüzden bizimle geleceksin." suçsuz olduğumu anladıkları için beni öldürmeyeceklerini tahmin edebiliyordum, yeterince dayak yediğim içinde ilk baştaki kadar tırsmıyordum kafamı hafifçe sallarken çeneme giren ağrı ile tüm vücudum kasıldı.

Bu duruma sadece masum bir şekilde faturalarını ödeyemediğim için pekte sıcak olmayan evime giderken şans eseri yüzünde yara olan abinin bir adamı bıçakladığına şahit olduğum için düşmüştüm.

Yaralı yüz abiye söyledikleri ile canımı kurtaran şahıs kollarımdan tutup beni dışarı çıkarmış ve oldukça lüks bir arabanın içine tabiri caizse fırlatmıştı. "Azıcık nazik olsanız rica etsem." diyerek çemkirmiştim fakat beni pekte kıçına takmayıp kapıyı kapatmıştı.

Patron dediği adama giderken nedensizce fazla rahattım sanki bir saattir arabayı süren adamdan dayak yememiş gibi...

"Şey patronunuz neden benimle görüşmek istiyor suçsuz olduğum kesinleşti sonuçta." Yanımda oturan benimle neredeyse aynı boyda ve kiloya sahip adam, "Çeneni biraz kıs çocuk yoksa bizzat ben kısacağım." dediğinde ne yalan söyleyeyim bakışlarından tırsmıştım. "İyi be sustum ama sen dediğinden değil kendim istediğim için."

Hıh'layarak elimden geldiği kadar ona popomu döndüm. Küsmüştüm işte napayım, mafya adamlarına da küsmedim demezdim artık.

Uzun ve sessiz araba yolculuğundan sonra malikaneye benzeyen bir yerin kapısının önünde araba durdu ve başını camdan çıkarıp, kapının yanında bulunan güvenlik kulübesi gibi yere seslendi.

Kapı ağır ağır açılırken daha yeni yeni korkmaya başlamıştım ki titreyen bacaklarımda bunu doğruluyordu çünkü bu gördüğüm adamların vücutları benimki kadar olsa bile 'Sonuç olarak kısa birisi değilim ve kalıplıydım, 1.84 boyum var.' bu kadar korkunçken patronlarını hayal etmeye dahi korkuyordum.

"Patron birazdan burada olacak bekleme salonunda otur ve sakın saçma bir şey yapmaya kalkışma!" korkunç sesiyle yaralı yüz abi beni güzelce uyarmış ve arabadan indirmişti.

Karşımda duran dev gibi eve baktım ve kolumdan sürüklenerek bahsettiği bekleme odasına götürüldüm.

Bugün yaşadıklarımın şokunu daha yeni yeni üzerimden atarken duygusal yanım ağır basmaya başlamış, gözlerim dolmuştu suçsuz olduğum halde dayak yemiştim ve yabancı bir eve getirilmiştim. Kafamı eğmiş mavi cırt cırtlı ayakkabılarıma bakıp içli içli ağlarken bir yandan burnumu çekiyordum ki tam önümde, oldukça pahalı duran ayakkabılar dikkatimi çekti.

"Çocuk kaldır başını!"

İşte şimdi sıçmıştım.

Herkese selam canlar!!
Bir şeyler deniyorum gibi güzel bir kitap olacağını düşünüyorum, umarım sizde beğenirsiniz destek vermeyi unutmayın seviliyorsunuz.♥️

Deli Misin Divane Mi? BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin