O

7 1 1
                                    

O an zamanın durmasını istedim. Ya da geriye dönmesini. Emin değilim.

"Abla, annem öleli beş yıl oldu. Nedim'e söylemiştim. Evinizden bahsedip durdu"

İçeri bir odaya girdim. İnsanların benim nasıl acınası bir hayatım olduğunu düşünmelerini istemedim.

O zaman çalışmaktan o kadar yorgundum ki Nedim'in benden neler gizlediğimi anlayamadığımı anladım. Yeni bir eve taşınmak çok stresliydi. Bir de üstüne iş yerinde işten çıkarmalar başlamıştı. Benim bu işe ihtiyacım vardı. Beni her gün daha da stres eden o işe.

Düşünüyorum da iş yerinden kimseye işi bıraktığımı söylememiştim.  Derya'nın telefondaki söyledikleri kafamda bir kere daha döndü.

"Abla, annem öleli beş yıl oldu. Nedim'e söylemiştim. Evinizden bahsedip durdu"

Annemi, kız kardeşimi unutacak kadar 'ev'e odaklanmıştım. Benim olmayan bir ev. Nedim yalan söylemişti. Hiçbir zaman anne baba eksikliği yaşamamıştı. Hayatında direk yoklardı. Benim annem ise elinden geldiğince bana nasihat vermeye çalışırdı. Ben inat edip üniversiteden mezun olduğum gibi evlenmek isteyince beni ikna etmek için uğraşmıştı. 

İnatçı biri olduğum için hayatımın aşkıyla evlenmemi hiç bir şeyin engellemeyeceğini söylemiştim. Derya ise benim aksime evlilikten kaçan biriydi. Babamızın biz küçükken bizi terk etmesiyle annem tek ebeveynimiz olmuştu. Derya ilk baştan beri Nedim'i gözünün tutmadığını söylemişti. Ben tüm bunları görmezden gelmiştim.

Sonunda kendi anne babamın yapamadığını yapabilme şansım vardı. Mutlu bir aile ortamı kurmak. Nedim onu da mahvetmişti.

Derya'nın sesini duyunca kendime geri geldim.

"Abla, orada mısın?"

"Alo?"

Derin bir nefes alıp:

"Derya, ben evimize geldim. Annemi bulamadım. Şu an birilerinde misafirim.

"Kimde, abla?"

Sonra tereddütle devam etti. 

"Nedim de yanında mı?"

"Şeytan görsün onun yüzünü. Burak beylerdeyim."

"Burak da kim? Yoksa Nedim'i aldatıyor musun?"

"Hayır o beni aldatıyormuş. Ama konumuz bu değil. Mümkün olursa buraya gel"

Telefonu kapatmak için telefonu kulağımdan çekince telefonumun kapandığını fark ettim. Telefon elimden düşünce iyice bunun hurda olduğunu anladım. Telefon da bozulmuştu. Ben de içten içe bozuk gibi hissediyordum. Yanan devrelerimin kokusunu ve sıcaklığını hissediyordum.

Yanıma ilk gelen Bade oldu. "Müsait misin?" dedi. Ne zaman oturduğumu bilmediğim sandalyenin yanına sandalye çekip oturdu. "Elbette" dedim.

Telefonumu gösterip: "Zaten eskiydi. İyice bozuldu" dedim. Telefonumu kenara çekip:

"Başka bir şey olmadığına emin misin?" diye sordu.

"Yoldan geldim ve biraz yorgunum" dedim.

Beni bir odaya götürdü. Bana pijama bile verdi. Ona bavulumda olduğunu söyledim.  Bavulun içindeki pijamayı giyip yattım. İnce bir örtüyle uyumaya çalıştım. Sağa dönsem Nedim'i gördüm. Sola dönsem annemi. Kendimi ben bile hayal kırıklığına uğratmıştım. 

Nasıl daldığımı bilmiyorum. Uyanınca havanın kararmak üzere olduğunu fark etmiştim. Şimdi de uyku düzenimi alt üst etmiştim. Mutfağın nerede olduğunu bilmediğim için evde bulmaya çalıştım. Sürahiden bir bardağa su koyarken Burağı gördüm. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 30 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dondurma Hazır !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin