Dudaklari ayrılan Taner ve Aselin hayla gözleri kapalıydı. Derin nefes alıp gözlerini ilk açan Taner oldu ve gözleri kapalı olan sevdiği kadını izledi birkaç saniye. İzlendiğini hiss eden Aselde gözlerini açarken Tanerin boynuna doladığı ellerini omuzlarına indirdi. Baktı Taner öylece sevdiği kadına rüya olup olmadığını anlamak ister gibi. Hatta bunu sesli dile getirdi. "Gerçek misin sen?" diye sorduğun da Asel kıkırdadı. Bir elini Tanerin yanağına koyup okşarken"Az önce belli olmadı mı?" dedi. Yutkundu Taner bu noktada olanları idrak edemiyordu. Ama gerçek şuydu ki Taner sevdiği kızı öpmüştüü.
Hatta kızın kendi rızasıyla olmuştuu. İdrak etmesi zor oldu ama kendine geldiğin de kaşlarını çattı. Ellerini Aselin belinden çekerken bir adım geriledi. Aselin kolları da düşerken kaşlarını çattı oda aynı ifadeyle "benimle oynama Asel yapma" Asel şaşırmadı çünkü az süründürmemişti yani Taneri böyle olması normaldi. Tanerin açtığı mesafeyi tekrar sıfırladı "eylül ayında yaptığınız çıkma teklifi geçerli mi Taner bey?" dedi cilveli sesiyle. Taner ne olduğunu anlamadığını belli eden bir mırıltı çıkardı "ha?" Güldü Asel onun bu haline. "Ben sana aşık oldum Taner Ertürk" dediğin de Tanerin beyninde bir takım ışıklar yandı sanki. "Ne?" dedi duraksadı "sen? Sen bana? Aşık?" diye kekeleye-kekeleye yarım yamalak sorduğu sorulara evet diye başını salladı Asel. "LANNN" diye yüksek sevinç nidası çıktı aniden Tanerden. Asel bu sefer kah-kaha attığın da Taner Aseli kucağına alıp sarıldı sıkıca. Aselin şen kah-kahaları devam etti bu noktada.
Sevincini atlatması bittince kucağın da olan Asel konuştu "beni bırakır mısın artık?" Taner daha sıkı sarılırken "kızım zor elde ettim zaten bırakırsam ağzıma s...." Aselin gözleri şaşkınlıkla kocaman açılırken yine güldü. Taner sevdiği kızı usulca yere bırakırken ellerihayla belindeydi "biz şimdi..." diye söylediği yarım kelimeyi Asel tamamladı "evet biz şimdi sevgiliyiz"
Gülümsedi Taner sevdiğine aşkla bakarken "şimdi söylenecek çok söz var da ama ne yeri ne zamanı" dediğin de Asel başını anlayışla salladı. Ellerini belinden istemeyerek çeken Taner beyninden vurulmuş gibi ayıldı ve sevdiği kızın üstüne baktı, sabahtan beri onu deli eden elbiseye. Ceketini çıkarıp sevdiği kızın omuzlarına bırakırken gülmekle yetindi Asel. Sonra onun omuzlarına ceketi bırakan eli tuttu indirdi usulca. Tuttu eli sıkıca ve Tanerin en sevdiği ses tonuyla "içeri geçelim mi artık?" dediğin de Taner usulca başını olumlu anlamda salladı ve sevdiği kadınla el-ele girdiler içeriye tekrar. Ama içeriye girdiğin de dans edenlerin arasında gördüğü yabancı olmayan ve dip-dibe olan ikiliyi görmesiyle yüz ifadesi dondu. Evet Leyla ve Emirdi bu ikili. Eli yavaşca sevdiği kadının elini bırakırken gözünün seğirdiğini hiss etti Taner. Belki de herkes buna klasik abi kıskançlığı diyebilirdi ama varsın desinlerdi abiydi o kıskanırdı tabi.
Hızla yanlarına adımlarken "LAANNN" diye yükseldi. Bomba atılmış gibi hızla bir-birinden ayrılan ikili şokla baktı Tanere. Bir süre 3-lü arasında Bihter Adnan ve Behlül sahnesi yaşandı diyebiliriz yani. Taner derin nefes verdi sinirine hakim olmaya çalışarak "birinizz burdaa ne olduğunuu bana açıklayacak mıı?" diye her kelimesinin üstüne basarak konuştu. Yutkundu Emir bu noktada, Leylanın bakışları Aselle kesişti ve gözleriyle yardıma çağırdı Aseli. Zira şuan ona engel ola bilecek tek kişi Aseldi. Asel usulca yanına geldi Tanerin ve kolunu tuttu naiflikle. Taner bakışlarını kolunu tutan ele çevirdiğin de ona bakan melül gözlerle karşılaştı ve siniri sekteye uğradı, derin nefes verirken ileri de hayla herşeyden habersiz Güneşle eğlenen Ali'ye döndü bakışları. Ali'nin de bakışları o yöne dönerken Taner başıyla gel işareti yaptığın da durdu eğlencesi ve Güneşle oraya ilerlediler. Tanerlerin yanlarına geldiklerin de ise Ali hiç birşey anlamazken Güneşin Emir ve Leylayı yan-yana görmesi yetti anlamasına.
Dakikalar sonra parkta...
Partide ki sinirini azda olsa almış olan Asel tam anlamıyla etki edememişti anlaşılan ki zira şuan her zaman dedikodu için birleştikleri parkta üstlerin de parti kıyafetleriyle Emir ve Leyla olayını anlamak için gelmişlerdi.
Asel ve Leyla'nın ayakkabıları topuklu olduğu için ikisi de dayanamamış arabadan indikten sonra çıkarmışlardı ve şuan ayakkabıları ellerindeydi.
