"Tamamdır Jeon, çıkabilirsin."
Asistanım eğilip selam verdikten sonra odamdan çıkarken derin bir nefes alıp üzerinde oturduğum koltuğun arka kısmına yaslandım. Sarah hızla koltuğumun arkasına geçip ellerini omuzlarıma bıraktı ve narince masaj yapmaya başladı. Gülümseyerek gözlerimi ona çevirdim, o da bana gülümseyerek bakıyordu.
"Nişanlım biraz fazla yoruluyor sanki, hm?" dedi ve eğilerek dudaklarıma bir öpücük bıraktı. Dudaklarımı büzerek başımı salladım, bir şirketin başında olmak hiç kolay bir iş değildi.
"Neden dinlenmiyorsun biraz? Birlikte bir tatile çıkabiliriz, ikimiz için de harika olur."
"Biliyorum sevgilim ama yapmam gereken çok fazla şey var, başka bir zaman düşünelim bunu." Söylediğim şeyden sonra omuzlarımdaki ellerini çekti ve önüme gelip masamın üzerine oturdu.
"Kim Namjoon." dedi ciddi bir sesle. Gerginlikle gülümsedim, ne zaman böyle yapsa arkasından daha ciddi şeyler söylerdi. "Kaç aydır dinlenmeden çalıştığının farkında mısın? Nişanlandığımız gün bile bana vakit ayıramadın, nişandan hemen sonra şirkete döndün. Tüm bunları geleceğimiz için yaptığının farkındayım ancak benim de biraz ilgiye ihtiyacım var."
Başımı salladım, yapabileceğim başka bir şey yokmuş gibi hissediyordum. Sarah haklıydı, bunu biliyordum ancak yapmam gereken şirket işlerini bitirmeden rahatlayamayacağımı da biliyordum. Kişiliğim böyleydi, bir işi gerçekten bitiremeden asla kendimi rahat hissedemiyordum ve bir şirket yöneticisi olarak işimin bitmesi imkansız gibi bir şeydi, bu da durumumu daha kötü hale getiriyordu.
"Anladım, sen bu işleri bitirmeden duramayacaksın. Tamam o zaman, ben de sana yardım edeyim, daha çabuk bitiririz. İkimize birer kahve alıp geliyorum hemen." diyerek oturduğu yerden kalktı, yanağıma bir öpücük bıraktı ve siyah uzun saçlarını sallayarak odamdan çıktı.
Bir süre dışarıya çıktığı kapıya baktıktan sonra masama döndüm. Gözüme takılan ilk şey, masada yabancı olmasından dolayı, Sarah'ın telefonu olmuştu. Uzanıp telefonunu aldım ve bildiğim şifresini girerek telefonunda dolaşmaya başladım. Birbirimizin telefonunda gezinmek daha önce hiç sorun olmamıştı, ne Sarah ne de ben birbirimizden bir şey saklardık çünkü.
Bir süre bakındıktan sonra galerisine girip fotoğraflarına bakmaya başladım. O sırada Sarah'ın kendisinin ve kedisinin fotoğraflarının arasında dolaşırken yabancı olduğunu fark ettiğim bir yüzün olduğu fotoğraf dikkatimi çekmişti. Hızlıca fotoğrafa tıklayıp baktım, bir erkek olduğunu tahmin ettiğim, saçı bir erkeğinkine göre uzun olan, beyaz tenli, pembe dudaklı bir gencin bir ağacın önünde çekilmiş şirin bir fotoğrafıydı bu. Kaşlarımı çatarak yüzüne dikkatle baktım ancak tanıdık değildi, Sarah'ın arkadaşlarından birine benzemiyordu.
Sakince devam etmeye karar vererek aynı gencin birkaç fotoğrafına daha baktım. Hepsi oldukça normal bir şekilde çekilmiş fotoğraflardı, büyük ihtimalle Sarah'ın yeni arkadaşlarından birisiydi bu güzel genç. Derin bir nefes alıp devam ettim fotoğraflara bakmaya.
4 gün öncesine geldiğimde ise aniden durmak zorunda kalmıştım.
Karşımda bir video duruyordu ve bu video Sarah'ın çıplak vücudunu çekmesiyle başlıyordu. Gergin bir şekilde videoyu izlemeye karar verdim çünkü Sarah hakkında bildiğim bir şey vardı, yalnızken bile kıyafetsiz durmayı sevmezdi o, sadece seks sırasında çıkarırdı kıyafetlerini.
Ve biz neredeyse 2 aydır birlikte olmamıştık.
Video bir süre Sarah'ın kendi vücudunu göstermesiyle devam ediyordu. Bu sırada ben de onun bedenini ne kadar özlediğimi fark etmiştim, belki de gerçekten bir ara vermem gerekiyordu.