Güneş, yeni güne umutla parlarken sarı ışıkları odamın perdelerinden süzülerek beni uykumdan uyandırdı. Baharın son günleriydi. Köşkün bahçesi, yazın gelişiyle rengarenk çiçeklerle dolup taşıyordu. Bir kuş sürüsü, pencerenin önündeki ağaçların dallarında cıvıldaşıyordu. Elimi uzattım ve pencerenin perdesini kenara çekerek o güzellikleri daha yakından görmeye çalıştım. Baharın ferahlatan kokusu, odamı doldurdu ve içimde bir heyecan dalgalanmaya başladı. Aslında bütün bu süreç boyunca oldukça sakindim. Heyecanlanmamı gerektirecek hiçbir şey yoktu. Belki de sadece içine düştüğüm bu durumdan dolayı rahatsızdım o kadar. Bugün, saraya gideceğim gündü. William'ın ısrarı, babamın gizemli sözleri ve Prens Chris'in nazik teklifi sonrasında pek bir seçeneğim kalmamıştı doğrusu. Halbuki ben evimde, saraya göre oldukça mütevazi olan bu köşkte, ailem ve bana arkadaşlık eden William ile birlikte oldukça mutluydum.
Hizmetçim Sarah içeriye girdiğinde çoktan yataktan kalmıştım. Elinde yolculuk için hazırladığı elbisem vardı. ''Lord Bright ve ailesi aşağıda kahvaltı için sizi bekliyor. Ayrıca Sir William kahvaltıdan hemen sonra saraya gitmek için yola çıkacağınızı, bu sebeple ona göre hazırlanmanızı rica etti.'' Başımı hafifçe salladım ardından giyinmeme yardım etmeye başladı. Odamda kıyafetlerim için hazırlanmış sandıklarımın yanı sıra bolca el yazması içeren bir sandığım daha vardı. Bütün bu el yazmaları benim güvenli alanımdı. Bilmediğim bir sarayda aşina olacağım yegane şeydi. Gerçi Will de vardı. Sir William Jared Bright. Brighton'ın göz bebeği, genç kızların sevgilisi ve kelimenin tam anlamıyla bir kalp hırsızı.
Yıllardır süregelen arkadaşlığımızın bana kattığı öngörüyle şunu söyleyebilirim ki her ne derse desin Will o kocaman sarayda beni yalnız bırakacaktı. Benim dışımdaki bütün genç hanımlarla teker teker ilgileneceğinden adım kadar eminim. Eh bunun için onu suçlayamam. Herkes -ben hariç- bunun için saraya davet edilmişti. Chris'in söylediğine göre bu yaz içerisinde abisi, veliaht Prens Robert ve nişanlısı Leydi Lilliana Blackthorne evlenecekti ve bu sebeple ülkedeki bütün genç ve bekar soylu hanımlar ve tabi ki beyler saraya davet edilmişti. Benim durumumsa biraz farklıydı. Birkaç ay önce William ile birlikte çıktığımız bir av sırasında tanışmıştım Chris ile. Söylediğine göre ilk görüşte aşk onunkisi. Bense pek aşk ile ilgilenmiyorum. Prenses olmaksa benim için başlı başına uçuk bir hayal. Bu düşüncem için yargılıyorlar beni. Oysa kim tercih eder ki bir kafeste yaşamayı? Gerçekten özgürce yaşayabileceğin bir hayat varken ortada.
Kahvaltı masasında William ve ikiz kardeşlerim Jamie ve Amelia'nın neşeli kahkahaları tüm salonu dolduruyordu. Babam her zamanki gibi sessiz ve sakinken annem Lord Bright ile çocuklar hakkındaki sohbetine devam ediyordu. Will bana dönerek, "Heyecanlı mısın?" diye sordu. Başımı hafifçe salladım. "Pek değil." "Biliyorum, saray fikri seni biraz korkutuyor. Ama merak etme, ben yanındayım. Hem, sarayda çok eğleneceğiz." dedi. Çocuklar da saraya gitmekle ilgili pek değerli fikirlerini ardı ardına sıralarken neyse ki araya babamın girmesiyle sustular. "Sarayda güzel vakit geçireceğine eminim Elena. Bu her şeyi kontrol etmeliyim tavrını burada bıraktığın sürece hiçbir sıkıntı çıkmayacak, güven bana." dedi. Masadaki herkes gülerken babamın gözlerinde garip bir bakış vardı. Sanki bana başka bir şey söylemek istiyor ama tereddüt ediyormuş gibiydi.
Kahvaltıdan sonra William ile birlikte arabaya binerek saraya doğru yola çıktık. Yol boyunca William, sarayda yaşayan insanlardan, sarayın güzelliklerinden ve yapılacak eğlenceli aktivitelerden bahsetti. Ben ise pek dinlemiyordum. Düşüncelerim hep babama kayıyordu. Bana söylemek istediği şeyler var gibiydi. Hiçbir şey demese de ben onun kızıydım bir bakışıyla ne demek istediğini anlardım ama bu sefer başka bir şey vardı. Sadece ona sık sık yazmamı istedi. Her ne olursa...
Merhaba, bu benim ilk hikayem. Görüşlerinizi yazarsanız çok mutlu olurum. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia
Historical FictionDoğan ilk çocuk, tarihi değiştirecek, Devletleri yıkacak, yenilerini kuracak. İki krallığın tahtına geçecek, Hükmü uzun ve kudretli olacak. Yıldızlar kayarken yazgısı çizildi, Kılıçlar gölgeler içinde parıldadı. Güç ve bilgelikle hükmedecek, Barış v...