"Onu mu istiyorsun?" diye sordu Niall sorgular gibi ve Louis başını hararetle sallayarak onu onayladı. Sarhoş, kararsız, şeker çocuğu süzdü. Louis onun tadına bakmak istedi, kelimenin tam anlamıyla.
Zayn sırıttı. "Gidip ona ismini soracağım."
Oğlana doğru yürüdü ve hızlıca ismini sordu. Genç çocuk gönülsüzce ağzında bir cevap yuvarladı ve Zayn başını sallayıp arkadaşlarının yanına tökezleyerek geri döndü.
"Adı Harry." dedi Zayn.
Louis dönüp arkadaşıyla içki masasında içmekle meşgul olan çocuğa baktı. Kahverengi saçları gevşek bukleler halinde şekillendirilmişti ve bacakları dar koyu renk pantalonla mükemmelce gözler önüne serilmişti.
"Harry" diye fısıldadı Louis kendi kendine. İsim, dilinde kusursuzca yuvarlanıyordu.
"Niall ve ben gidip onunla konuşacağız, onu ikna edeceğiz." Zayn, Louis'nin omzunu nazikçe sıkarak söz verdi.
Louis başını salladı ve yüksek sesli müzikten ve iğrenç konuşmalardan, kahkalardan uzakta olan odasına gitmek için merdivenleri çıkmadan önce bir teşekkür mırıldandı. Son derece sarhoştu ve görüşü bulanıklaşmıştı ama Harry'nin göz kamaştırıcı olduğu inkar edilemezdi. Üstelik onu daha önce görmemiş olması garipti.
-
Zayn ve Niall, Harry'e doğru yürüdüler ve gülümsediler. "Hey! Nasılsın?" dedi Niall rahat bir tavırla kırmızı bardaklardan birini alıp birayla doldururken.
Harry sırıttı. "Ben ha-harikayım." dedi hıçkırarak. Nefesi alkol kokuyordu ama bu garip bir manada iyi bir şeydi. Bu, küçük planlarını muhtemelen çok ama çok kolayca kabul edeceği anlamına geliyordu. Ayrıca basit bir cinsel ilişki olacağı – daha fazlası değil,hisler yok,sadece şehvet- anlamına da geliyordu.
"Sadede gelelim." dedi Zayn nefes vererek. "Arkadaşımız Louis'nin kalbi kırık ve şeye ihtiyacı var, şeye, gönül eğlendirebileceği birine. Bir nedenden dolayı sana ilgi duyuyor. Ee ne diyorsun? Var mısın?" diye sordu Zayn.
Harry'nin kalbi sözler karşısında hızlıca atmaya başlamıştı. En iyi arkadaşı Liam'a sanki bu en inanılmaz şeymiş gibi kocaman gözlerle baktı. Rüya görüyor olduğunu düşündü çünkü onca insanın arasından Louis Tomlinson'ın ona ilgi duyacağını asla tahmin edemezdi.
"Eee?" dedi Niall bir kaşını kaldırarak.
"E-evet." dedi Harry.
"Harika. Yatak odasında... soldan ilk kapı." Niall, Harry'nin poposunu hafifçe iteleyerek onu merdivenlere yönlendirmeden önce göz kırptı.
Arkalarını dönüp çimenliğe doğru gittiler. Harry şok olmuş bir biçimde bir anlığa durdu ve arkadaşına gözlerini kırpıştırarak baktı.
Liam kaşlarını çattı ve "Bunun iyi bir fikir olduğuna emin misin?" diye fısıldadı.
Harry omuz silkti. "Bilmiyorum. Ama daha önce s-söylediğin gibi, bu yaz tatilinin son haftası. Belki de tadını çıkarmalıyım." dedi kıkırdayarak.
Liam kafasını yana yatırdı. "Elbette, biraz eğlenmekte sorun yok ama rasgele çocuklarla düzüşme-"
"O rasgele bir çocuk değil, Liam. Louis'den aylardır hoşlanıyorum."
"Ve onunla hiç konuşmadın bile." Liam kollarını göğsünde birleştirerek itiraz etti.
"Bu benim kararım, Liam. Sen karıştırma." diye homurdandı Harry.
"Bu sen değilsin, Harry. Sen bir ineksin. Çizgi romanlardan hoşlanırsın, 'playboy'lardan değil ve hesap makinendeki tuşların sayısı gökyüzündeki yıldız sayısından daha fazla. Sen partilere gidip de birileriyle yatmazsın." diye tersledi Liam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Küçük Sırrımız (Our Little Secret / Türkçe -Larry Stylinson)
Fanfiction(punk!Louis, nerdy!Harry) "Bu bizim küçük sırrımız olacak, tamam mı?" Bu kitabın tüm hakları "TrulyMadlyLarry" kullanıcısına aittir. Ben sadece bu hikayenin çevirisini yapıyorum. Hiçbir şekilde kopyalanamaz,çalınamaz. Teşekkürler!