[5]

330 20 7
                                    

Hyunjin ve Felix arabaya bindi. Hyunjin arabayı çalıştırıp sürmeye başladı.

Hyunjin: Neden bir kez olsun sözümü dinlemiyorsun?

Felix: ...

Hyunjin: Sana orada kimseyle konuşmamanı söylemiştim. Söz dinlemediğinde başına gelenleri çok çabuk unutuyorsun.

Felix derin bir nefes alıp Hyunjin'e döndü.

Felix: Hyunjin. Neden böyle davranıyorsun?

Hyunjin: Nasıl davranıyorum?

Felix: Neden mutlu olmama izin vermiyorsun? Ben sana hiçbir şey yapmadım. Sen neden bana bunları yapıyorsun?

Hyunjin: Haketmiyorsun. Bu Dünya'ya istenmeyerek geldin. Mutlu olmayı Haketmiyorsun.

Felix'in gözleri doldu. Hyunjin Felix'in duygularını umursamayarak konuşuyordu.

Felix: Özür dilerim Hyunjin.

10 𝒅𝒂𝒌𝒊𝒌𝒂 𝒔𝒐𝒏𝒓𝒂

Hyunjin arabayı durdurdu. Felix'in tarafına geçip arabanın kapısını açtı ve Felix'i arabadan indirdi. Kolundan tutup depoya getirdi ve kapıyı kilitledi.

Hyunjin: Sen ne zaman akıllanacaksın? Konuşmak yetmiyormuş gibi birde kolundaki yarayı gösteriyorsun!

Felix suratına yediği sert tokat ile yol boyunca tuttuğu göz yaşlarını akıttı. Hyunjin depodan çıktı. Elinde ucu kırmızı olan bir demir sopayla geri döndü. Deponun kapısını kilitleyip Felix'e döndü. Felix olduğu yerde geri geri gitmeye başladı.

Felix: Hyunjin özür dilerim! Lütfen! Birdaha yapmayacağım! Çok özür dilerim!

Hyunjin: Boşuna özür diliyorsun Felix.

Hyunjin Felix'i deponun duvarına itti. Kolundan tutup demir sopanın yanmış olan kısmını Felix'in koluna bastırdı. Felix'in acı dolu çığlıkları deponun içinde yankılanmaya başladı.

Hyunjin Felix'in bileklerinden tuttu. Avuçlarını açıp demir sopanın sıcak ucunu avuçlarına bastırdı.

3 𝒔𝒂𝒂𝒕 𝒔𝒐𝒏𝒓𝒂

Doktor: Her yerin yanmış. Fazla acıyor olmalı. Değil mi?

Felix deponun duvarına yaslanan Hyunjin'e baktı. Hyunjin kafasını sağa sola salladı.

Felix: Hayır... Acımıyor.

Doktor: Uyuşturmaya gerek yok o zaman.

Kadın doktor Felix'in avucunu dikmeye başladı. Felix hissettiği acıyla, sessizce göz yaşlarını dökmeye başladı.

Hyunjin: Ağlama!

Felix yankılanan sesle kendini tutamayıp daha çok ağlamaya başladı.

Hyunjin: Çıldıracağım! Gerçekten çıldıracağım!

Elindeki demir sopayı yere firlatıp depodan çıktı.

Felix: Lütfen yardım edin...

Doktor: O mu yaptı sana bunları?

Felix başını aşağı yukarı salladı.

Doktor: Buradan çıktığımda polisi arayacağım.

Felix: Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim.

Hyunjin içeri girdi.

Hyunjin: Bitti mi işin?

Doktor: Hayır efendim, az kaldı. Dikişler bittikten sonra yaranın etrafını saracağım.

Hyunjin: Sargıya gerek yok. Sadece dikişleri at.

Doktor: Efendim sarmazsam dikişler zarar göre-

Hyunjin: Sadece dediğimi yap!

Doktor: Peki efendim.

Doktor Felix'in elindeki dikişleri bitirdi.

Doktor : Başka bir yerinde var mı?

Felix: Belim.

Doktor Felix'in tişörtünü kaldırıp yanığa baktı.

Doktor: Yaklaş biraz.

Felix biraz doktora yaklaştı. Doktor beline dikiş atmaya başladı. Felix acıdan kıvranıyordu. Gözlerini sımsıkı kapatıp dişlerini sıkmaya başladı. Doktor son dikişleri atıp çantasını topladı ve Felix'e baktı. Hyunjin'e döndü.

Doktor: Bitti efendim.

Hyunjin: Paran dışarıdaki korumada.

Doktor depodan dışarı çıktı. Hyunjin depodaki kilitli dolabı açtı ve içinden bir alkol alıp Felix'e yaklaştı. Yüzleri çok yakın duruyordu.

Hyunjin: Asla elimden kurtulamayacağını biliyorsun değil mi Felix?

Elindeki alkolün kapağını açıp Felix'in avuçlarına döktü. Felix büyük bir çığlık atmıştı. Tekrardan ağlamaya başladı.

Hyunjin: SENİ UYARMAMA RAĞMEN HALA SÖZ DİNLEMİYORSUN!

Bütün alkolü Felix'in başından aşağı döküp alkol şişesini bir köşeye fırlattı. Yerler cam kırıklarıyla dolmuştu. Depodan çıkıp kapıyı kilitledi. Deponun kapısının önündeki korumaya döndü.

Hyunjin: O doktoru diğer depoya götürün.


𝐒𝐢𝐥𝐞𝐧𝐭 𝐒𝐜𝐫𝐞𝐚𝐦𝐬 / 𝗛𝘆𝘂𝗻𝗹𝗶𝘅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin