10.

56 5 5
                                    

Bir masadaki içeceğe bir de karşımdaki çocuğa bakıp duruyordum. Yüzünde hantal bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Ben ise ne diyeceğimi bilemeden öylece ona bakıyordum.

"Seni burda görmeyi beklemiyordum." dedi. O kadar uzun süre sessizce bakışmıştık ki sesi gergin çıkmıştı.

"Ben de seni." dedim kısaca. Açıkçası nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Bir anda masama gelip içeceğini koyması patavatsızca bir hareketti. Hoşuma gitmemişti. Hem gördüğüm yerde selam vereceğim bir ilişkim de yoktu onunla.

"Aslında gelmeyecektim ama bizimkiler ısrar edince gelmek zorunda kaldım. Genelde sözlerimi tutan biriyimdir."

"Ne güzel..." diye mırıldandım. Gerçekten umrumda değildi. Muhtemelen o da bunun farkındaydı çünkü yüz ifadesi şimdi çok daha gergin ve şapşal görünüyordu.

"Tek misin bu akşam?" Sorguda gibi hissetmiştim kendimi. "Yok, arkadaşlarım gelecek." Başını anladığını belirtircesine salladı. Dünyanın en saçma olayı yaşanıyordu şuan.

"Ay geldim. Lan-"

Lisa, lavabodan dönmüş ve bizi bu şekilde gördüğünde tepkisini saklayamamıştı.

"Ah, merhaba." dedi Taehyung. "Ben Taehyung." Lisa bana "Bu burda ne yapıyor?" bakışları atıyordu.

"Hah, burdasın Taehyung!"

Biri yanımıza gelip kolunu Taehyung'un omzuna atmıştı. "Merhaba hanımlar. Jungkook ben. Taehyung'un arkadaşı."

Aramızda maksimum yirmi santim olmasına rağmen bize el sallamış ve gülümsemişti.

Evet, işte şimdi olay saçma sapan bir hal almıştı.

"Merhaba, ben de Lisa. Bu da arkadaşım Jennie." diye bir açıklama yaptı Lisa ben konuşmayınca.

"Bilmez miyiz Jennie'yi ya?" dedi Jungkook denen çocuk. Sıkıntımı gizleyemiyordum artık. Ne istiyorlardı?

Taehyung ise Jungkook'a dirseğini geçirmiş ve "Bana yazdığında şaşırdım. Beklemiyordum açıkçası." demişti.

Kaşlarımı çattım. Ne diyordu bu? "Ne yazması?" dedim sertçe. "Yazdın ya Taehyung'a. Çocuk da kendini açıklamaya geldi buraya." diye yanıtladı Jungkook beni.

"Yok arkadaşım, neyi ne vakit yazmışım? Yazmadım ben bir şey." dedim.

"Nasıl ya? Al bak burda işte." Taehyung telefonunu bana doğrultmuşken Lisa Taehyung'un kolunu tutup aşağı indirdi.

"Jisoo unnie! Ah, geldiniz sonunda! Bayadır bekliyorduk sizi."

"Geldik geldik. Salak Chae yüzünde-" Yanımızdaki Taehyung'u ve Jungkook'u görünce duraksamıştı.

"Aa hyung, buraya gelin. Burdayız." Jungkook'un da iki kişi çağırmasıyla bir masada sekiz kişi olmuştuk ve herkes birbirine garip garip bakıyordu.

"Jisoo ben. Bu Lisa, bu Jennie ve bu da Chaeyoung." diye kısaca tanıttı bizi Jisoo. "Ben Yoongi, bu Jimin, bu Jungkook ve muhtemelen tanıyorsunuz ama bu da Taehyung." diye de bir karşılık aldık.

Gerçekten nasıl bir kader bizi bu şekilde bir araya getirmeye karar vermişti?

"Ee, Taehyung, toton nasıl? Acıyor mu?" Jisoo'nun beklenmedik sorusuna hepimiz gülmeye başlarken Taehyung göz devirmişti.

"Ne kadar zorbasın ya? Tanışmıyoruz bile ama arkadaşlarımdan gördüğüm zorbalığın beş katını gördüm."

"Acımış olmalı. Sayende istediğim burun estetiği için burnumu kırabildim. Sağ ol Taehyung-shii." dedim ben de gülerek.

"Ağlatacaksınız çocuğumu ama!" diyerek omzunu sıvadı Taehyung'un Jimin. "Biz o olaydan sonra okunmaya bile gittik."

Bu dediğine daha çok gülerken o garip hava dağılmış yerini daha rahat bir ortam almıştı.

"Yok artık. Üstünde göt büyüsü falan olduğunu mu düşündünüz?" diye dalga geçmek amacıyla sordu Lisa. "Evet! Aynısı dedim hatta biliyor musun? Göt büyüsü dedim, hoca bize side eye attı."

"Bu hiç sağlıklı bir kafa değil oğlum!"

"Sağlık mı kaldı sence? Ne ırz ne ahlak kalmamışken sağlığa takamazsın."

"Ya artık geçebilir miyiz bu konuyu? Resmen gündem benim götüm!"

"Dedim ama alış diye, sonsuza kadar konuşulacak bu."

Bir anda masada samimi bir hava oluşmuş ve rahatlatıcı bir muhabbet dönmeye başlamıştı. Tabi benim için rahatlatıcıydı. Taehyung birazdan kırmızılıktan domatese dönecekti. Okutulma anısını anlatıyordu Jimin.

Anlatılanlara gülerken Jisoo yanıma gelip beni yavaşça Taehyung'un yanına doğru ittirdi ve göz kırptı. Ah, şimdi anlamıştım. Bunların hepsi Jisoo'nun bir planıydı.

"Üzülme bu kadar çok. Gündem çabuk değişir." dedim Taehyung'a. "Orası öyle de vaktinde ağızlarından götüm düşmeyince bir geriliyor insan."

Dediği şeye güldüm. Komik birine benziyordu.

"Şey ya, biz çıkışta puba uğrarız. Gelmek ister misiniz?" Jimin'in ani sorusuyla ortam sessizleşmişti. Taehyung Jimin'e öldürücü bakışlar atarken Lisa göz devirdi.

Böyle bir ortamda, daha yeni tanıştığınız insanlara sorulacak bir soru değildi bu kannımca.

"Bu masa sekiz kişi için biraz kalabalık gibi." diyerek cevapladı onu Jisoo. Bu gitmeleri için bir sinyaldi.

Durumu anlayan Yoongi "Tamamdır o zaman iyi eğlenceler size." dedi gülümseyerek ve kolunu Jimin'in omzuna atarak farklı bir masaya doğru ilerlemeye başladı.

"O zaman sonra görüşürüz." dedi Taehyung bana bakarak. "Aynen." diye cevap verdim ben de. Ama umarım görüşmezdik.

𖥸𖥸

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Guts Spell | Taennie Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin