lehsvnglehsvng:
buradaysan sesli oksurfbsampiyonolacak02:
osur diye okudum aqlehsvng:
oksur dedimfbsampiyonolacak02:
burasi neresilehsvng:
hmmfbsampiyonolacak02:
engeli kaldirmissin
nazin bir gece mi surdulehvng:
bunu sormak icin
simdi
elinde telefon olan uc kisi var
riki olamazsin
olesiye tassak gecerim seninle
jungwon?
senden daha akilli
geriye tek bir kisi kaldifbsampiyonolacak02:
devam etlehsvng:
jake de olamazsin
herhalde
neredesinfbsampiyonolacak02:
soyleyeyim milehsvng:
soylefbsampiyonolacak02:
ananinlehsvng:
engelliyorumfbsampiyonolacak02:
lanlehsvng:
maca gidecegini soylemistin
ust kata cikayim?fbsampiyonolacak02:
hayirlehsvng:
canimi sikmaya basladinfbsampiyonolacak02:
sinirlenme aslancik
iceride degilim
az once ciktim
ha bir de
kizil yakismis :)lehsvng:
sen var ya
elime dusmefbsampiyonolacak02:
kendim gelirimlehsvng:
aynenfbsampiyonolacak02:
goruruz
iletilemedi...
"hani gelmiyordu bu?"
"jay ağzına sıçayım."
dakika bir gol bir ve maç daha başlamamıştı bile.
"jay de bir değişik. ev tutmaya parası yok ama arabaya var. yurtta kapalı otopark var mı bari?"
jay'in agresyonunun ve içeri girer girmez geri çıkmaya çalışmasının sebebi olan jungwon, bir yanında adının sunoo olduğunu öğrendiğim bana kaçamak bakışlar atan ay yüzlü çocuk, diğer yanında da anırmadan duramayan, her zamanki haliyle bildiğimiz riki ile nasıl olduysa aynı masadaydık.
neredeyse herkesin formalarını giydiği geniş kafede ortama yeni kalan tek kişi avrupa'dan gelen ama bunu belli etmemeye yemin etmiş gibi ağzına art arda kuruyemişleri tıkıştırmakla meşgul olan jake'ti. riki'nin, bunu aç mı bırakıyorsunuz esprisine üç kere maruz kalmıştık.
"tanıştığımızdan beri ben de bunu sorguluyorum." jake sunoo'ya cevap verdiğinde dirseğimi koluna geçirip susmasını sağladım ve karşılığında anlamsız bakışlar aldım. üstünde durmayarak gözlerimi devirip başımı jay'in -yani heeseung'ın- masasına çevirdim.