1. Bölüm

6.4K 195 98
                                    


Karaşir aşiretinin avlusunda ölüm sessizliği hükm ediyordu adeta.

Kadınlar mutfakta oturmuş ve çıkacak kararı bekliyorlardı.

Bınefş hanım kızının ölüm fermanın verilmemesi için dua ederken Emine hanım ise oğlu için dua ediyordu.

Konağın soğuk mermer merdivenlerinde oturan Sare ise göz yaşlarına boğulmuştu.

Neden mi?

Bir yandan ağabeyinin hayatı bir yandan ise kendi hayatı söz konusuydu.

Ağabeyinin yaşamasını istiyordu fakat bunun için kendi hayatını feda etmeliydi, bunu da Leyla'nın ağabeylerinden biri ile evlenerek yapmalıydı.

————————————

Konağın balkonunda ellerini sırtının arkasında bağlamış bir şekilde sahip olduğu topraklarını izliyordu Serdar ağa.

Düşüncelerin içine dalmıştı.

Bir yandan kız kardeşini diğer yandan ise genç kızı düşünüyordu.

Ya kendi kardeşinin ölüm fermanını verecekti, yada genç kızı karısı yapacaktı.

Kızın yaşı büyük olsa bu kadar düşüncelere dalmazdı, fakat evlenmek zorunda olacağı kız henüz reşit değildi.

Bağladığı ellerini çözdü ve güneşin vurduğu yüzünü sıvazladı.

Ne karar vereceğini hâlâ ibilmiyordu fakat herkes onun iki dudağının arasından çıkacak kararı bekliyordu.

Aradan saatler geçmişti ve Serdar ağa kararını vermişti.

Aşiretin ağaları şark odasında Serdarın kararını açıklamasını bekliyorlardı.

Serdar merdivenlere yönelmiş ve aşağı ineceği esnada avlunun bir köşesinde yalnız başına duran bir kız gördü.

Bu kızın kim olduğunu merak etmişti.

Kızın başındaki beyaz şal adamın dikkatini çekmişti.

Adam yaptığının ne kadar yanlış olduğunun farkındaydı fakat merakına yenik düştü ve kızı baştan aşağıya süzmeye başladı.

Kızın üstündeki yeşil elbise ince belini ortaya çıkarmıştı.

„Ahmet'in bacısı, Sare 17 yaşına daha yeni basmış ağam" dedi Bekir.

Serdar ağa Bekir'in geldiğini fark etmemişti.

Sare üzerindeki bakışları hissetmiş olmalı ki korkarak kafasını yukarı kaldırdı ve onu konağın tepesinden izleyen bir çift kahverengi gözle göz göze geldi.

Hayatında hiç bu kadar koyu kahverengi gözler görmemişti.

Sare, adamın kötü biri olduğunu tahmin etmişti ve bakışlarından korktuğu için kafasını önüne eğmişti tekrar.

Bekir „Ağam, ağalar kararını bekliyorlar aşağı inelim haydi" dedi ve beraber aşağı indiler.

———————————-

Herkes avluya toplanmıştı, Ahmet ve Leyla elleri bağlı bir şekilde Serdar ağanın önünde diz çökmüşlerdi.

Leyla ağabeyine baktı ve ağlamaya başladı.

Belki aynı anneden değillerdi fakat Serdar ağa onun öz ağabeyiydi bu gerçeği kimse değiştiremezdi Bınefş hanımda dahil.

Mehmet ağa, Serdarın amcası konuşmaya başladı „Neyi beklisiz de hayde çekin silahlarınızı töre bellidir" dedi ve adamlar silahlarını çekti.

Serdar ağa „Silahlarınızı kaldırın ben kararımı açıklamadım daha" diyip silahları kaldırttı.

„Berdel olacak! Ahmet'in kardeşi Karaşir aşiretinin gelini olacak!" dedi Serdar ağa gür sesi avluda yankılanmıştı.

Konak birbirine karışmıştı.

Bınefş hanım mutfağın kapısından „Ben bu şerefsizin kardeşininin oğullarım ile aynı çatı altında kalmasına müsade etmem! Benim çocuklarım ile aynı evde kalmayacaktır! Bu namussuzun kardeşide kendi gibi namussuzdur!" demesi üzerine yüzüne yediği tokat onu susturmuştu.

Serhat ağa Bınefş hanıma el kaldırmıştı!

Rıha'da merhameti ile bilinen Serhat ağa karısına el kaldırmıştı.

Bınefş hanım yediği tokatın ardından mutfağa geri dönmüştü.

Serdar ağa ise „Kardeşlerimle evleneceğini kim söyledi! Ben kimin onunla evleneceğini söylemedim." dedi ve herkesi merak içerisinde bıraktı.

Avlunun içerisinde gözleri Sare'yi aradı ve aradığı gözleri bulmuştu.

Sare'ye bakarak konuşmaya başladı „Bu kız benim karım olacak! Benimle evlenecek!" demesi üzerine Ahmet'in ayağa kalkmaya çalışması ve yumruk yemesi bir olmuştu. Bağırmaya başladı „Benim kardeşim senin çocuğun olacak yaşta! Sen nasıl ona göz koyarsın!" yaptığı hatanın farkına varmıştı.

Ahmet'in susmasıyla Serdar ağa bir yumruk daha atmıştı kendisine.

Leyla ise sevinçini göstermemeye çalışıyordu.

İşittikleri ile konağın kapısından koşması bir olmuştu Sare'nin.

Kızın kaçtığını fark eden adamlar peşinden koşmaya başlamıştı.

„Çocuğun olacak yaşta!" ağabeyinin bu cümlesi yankılanıyordu zihninde.

Görüş alanı bulanıklaşmıştı.

Üstündeki yeşil elbisesinin alt kısmına çamur bulaşmıştı.

Nereye gittiğini bilmiyordu çünkü o Urfalı değildi.

Buranın yabancısıydı, töre ve berdelin ne olduğunu bilmiyordu.

Almanya'da doğup büyümüştü.

Sare koşarken arkasından gelen arabayı fark etmemişti.

Yorulmuştu, koşacak gücü kalmamıştı ve yavaşladı.

Yavaşlamasıyla arkasından gelen arabanın sahibi arabadan indi ve Sare'nin ağzına elindeki bezi bastırdı.

Arabasına bindirip oradan uzaklaşmıştı.

Serdar ağa ise hâlâ Sare'yi arıyordu.

Fakat bulamamıştı.

Kırık Düşler DüzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin