"Hocam, başarılı bir ameliyattı. Tebrik ederim."
Tom'un arkasından duyduğu bu ses başhekimin sesiydi. Başhekim asla hiçbir cerrahı böylece tebrik etmezdi. Fakat bu ameliyat çok riskli bir beyin ameliyatıydı. Bu ameliyat 13 saat sürsede tümörü başarıyla çıkarmışlardı. Yavaşça bir gülümseme oluştu yüzünde. Kafasını hafifçe sallayıp baş hekime bakmaya başladı Tom.
"Ne demek hocam, asıl sizin yardımlarınız sayesinde."
Başhekim bay Richard, Tom'un yanına yaklaşmaya başladı. Bir elini omzuna koyarak dostane şekilde sıktı ve sadece ikisinin duyacağı şekilde mırıldandı.
"Yakında bu hastanenin başhekimi sen olacaksın, bu potansiyel sen de fazlasıyla var evlat."
Tom utana sıkıla durmaktansa samimiyetle kıkırdadı. Çok ama çok özgüvenli bir insan değildi. Ama kendine güvenirdi her konuda. Bu işi becereceğini de en başından kendisi de biliyordu zaten. Başhekimlik ona çok yakışırdı. Gözlüklerini takarak karşısındaki profesöre bakmaya başladı.
"Bay Richard, bu konuda kendimi geliştirmeye devam ediyorum, edeceğimde. Başhekim olabilmek kolay iş değil ne de olsa."
İkiside gülüşmeye başladılar. Asistanlar bir bir çıkmıştı. Başhekim de Tom'u orda bırakıp odasına geçmişti. Ameliyat üstünü çıkarıp çöpe attı ve her yerini dezenfekte ederek oradan ayrıldı. Elini cebine attığında telefonunun titrediğini gördü. Sonrasında telefonu kapanmıştı zaten. Ekrana baktığında kız arkadaşı Coreline'ın aradığı görmesiyle yüzünde bir gülümseme oluşmuştu. Fakat 5 cevapsız çağrı biraz germişti Tom'u. Ama ameliyattaydı. Bunu da Coreline'ın bilmesi gerekti. Ne de olsa aynı hastanede hemşireydi. Çok beklemeden dışarıya çıkarak bir sigara yaktı. Sevgilisini aramaya başladı. Birkaç kez çalan telefonu mutlu sesle bir kadın açmıştı.
"Sevgilim, nerdesin bu kadar saattir?"
"Coral, biliyorsun sanıyordum. Bir beyin Ameliyatındaydım Bay Richard'la."
"Neredeyse 15 saat oldu. Çok merak ettim. Birden haber vermeyince de korktum o kadar. Bir beyin ameliyatına girdiğini bilmiyordum."
"Güzelim haklısın, haber vermedim. Her neyse! Çıktım işte burdayım. Nasılsın? Ve nerdesin?"
"Hey önemli değil. Sadece benimde biraz beynim uçtu o kadar. Sabahtan beri nöbetteyim de acilde."
"Ben şimdi eve gideceğim, biraz bebeğimi görüp gitsem nasıl olur? Hm? Çok özledim de kendisini."
Sigarasını söndürüp yavaşça içeriye tekrar gitti ve acile ilerlemeye başladı. İlaç odasının bir yerine giderken konuşmaya devam etti.
"Sekreterliğin yanındaki ilaç odasına gelsene. Seni orada bekliyor olacağım."
"Pekala! hemen geliyorum doktor bey."
Kadın kıkırdayarak telefonu kapattı. İşleri orada bırakıp sekreterliğin yanındaki ilaç odasına doğru ilerledi. Kapıyı açtığında tezgahaya yaslandığı sevgilisini görmesiyle kendine hakim olamadan gülümsedi. Kapıyı kapatarak kitledi ve hızla Tom'a sarıldı.
"Çok özledim seni..."
"Ben de seni çok özledim güzelim, yorgun gözüküyorsun."
"Ben sadece nöbetteydim. Ya sen? şu haline bak göz altların mosmor. Eve gidip dinlensene. Ben sabah gelirim."
"Gideceğim şimdi. O kadar yorgunum ki Coral... Uyumak istiyorum sadece. Belki burda..."
Çapkınca gülümsemeye başladı. Yüzünü kızın boynuna çoktan gömüp gözlerini kapatmıştı. Kızın Kokusunu solurken kollarını sıkıca dolamayı ihmalde etmemişti. Çok yorulmuştu cidden ama çapkınlığı da ihmal etmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘓𝘢𝘮𝘪𝘢 | Tom Hiddleston
FanfictionHaberler: Londra polis departmanı yeni vampirler arıyor, lütfen görürseniz ulaşın veya şikayet edin! -Ona aşıkken nasıl şikayet edebilirim?..