Galiba Aşık Oldum

6 1 1
                                    

Ben Selin Mileç. Evet soyadım saçma ama napabilirim Allah vergisi. Prenses gibi büyütüldüm çünkü 4 tane abim var. Bu yaz onlarla birlikte yazlığımıza gideceğiz. Annem çok işkolik olduğu için gelmiyor. Babam da yok zaten. Ölmedi ama keşke ölseydi. Ben doğduktan sonra kaçmış, bu kadar çocuğa bakamam diye.
Annem asla benden nefret etmemiş neyseki kaçtığı için babamı suçlamış. Zaten suçlu olan o.

Semih abim bavullarımızı arabaya yerleştirirken Selim abim ona yardım ediyor. Serkan ve Sercan abilerimde kıçlarını büyütsünler. Serkan ve Sercan abilerim ikiz ve 25 yaşındalar. Semih abim en büyükleri ve 28 yaşında. Selim abimde en küçükleri 23 yaşında. Bende 19 yaşındayım.

"Hadi herkes arabaya geçsin!" Diye bağırıyor Semih abim. Onun dediğini yapıp ön koltuğa ben oturuyorum. Diğer üçünü arkaya postalıyorum. Semih abim kullanıyor arabayı. Arabanın prensesi ben olduğum için şarkıları tabiki de ben açıyorum. İlk açtığım şarkı * The Neighbourhood- Sweather Weather oluyor. En sevdiğim şarkılardan birisidir kendileri.

7 saatlik yolculuğun ardından yazlığımıza varıyoruz. Varır varmaz "En üst kattaki oda benimdir!" Diye bağırıyorum. Selim abim ısrar etsede en üst kattaki oda bana kalıyor. Yazlığımız kuzenlerimin yazlığına yakın olduğu için istediğim zaman oraya gidebilirim. Canım kuzenim Dalga- evet ismi tam dalga geçmelik - ve onun tatlı mı tatlı küçük kız kardeşi Melis' i görmek için sabırsızlanıyorum. Ama ilk önce Serkan abimin tuttuğu üç valizimi dolabıma boşaltmam gerekiyor.

"Bu kadar kıyafeti ne yapmaya getirdin?" Diye soruyor Serkan abim.

"Giymeye." Diyorum dalga geçercesine.Serkan abim valizlerimi yukarı çıkartırken arkasından onu takip ediyorum.

Odam küçükte değil büyükte değil. Ortalama bir büyüklüğü var. Serkan abim valizlerimi yere koyduktan sonra odamdan çıkıyor. İşe başlamadan önce pijamalarımı giyiyorum daha rahat olmak için.

Bir buçuk saatin ardından odam daha güzel gözüküyor ve valizlerimi boşaltmış oluyorum.

Sercan abim "Prensesim git bize bir dondurma al!" Diyor.

Bende " Paranın arta kalanı benim olur." Diyorum.

O da kabul ediyor. Üzerime bir elbise giyip kafamada bir şapka takıp dışarı çıkıyorum. Birkaç sokak ötedeki markete gidiyorum. 5 tane dondurma dolduruyorum sepete. Evde 4 tane ayı olduğu için üç dört tane cips alıyorum. Parayı ödemeye gidecekken Dalga' yı görüyorum.

"Dalga!" Diye bağırıyorum.

"Selin! Neden geldiğinizi bana haber vermediniz? Yardıma gelirdim."

"Çoktan hallettik herşeyi. Hadi bize gidelim."

"Tamam. Bekle annelere haber veriyim."

Dalga annesine haber verirken bende aldıklarımın parasını ödüyorum.

İkimiz birlikte bize doğru giderken bu yaz ne yapabileceğimiz hakkında konuşuyoruz. Ben piknik ve yüzme taraftarıyım. O ise plaj voleybolu ve bisiklet sürme taraftarı. Yol boyunca bunu konuşurken sonunda eve varıyoruz. Kapıyı Sercan abim açıyor. Dalga' yı gördüğüne birazcık şaşırıyor sonrada hemen onu içeri davet ediyor.Ben dolaba dondurmaları koyarken çoktan oyun oynamaya başlamışlar. Bende yukarı çıkıp tavşanlı pijamalarımı giyiyorum.

Merdivenlerden inerken telefonum çalıyor. Arayan beni eski sevgilim -aldatan- oluyor. Telefonumu sessize alıp inmeye devam ediyorum. Serkan abim sevgilisiyle mesajlaşıyor. Selim, Sercan ve Dalga birlikte oyun oynuyorlar. Semih ise odasına uyumaya gitmiş. Yani 7 saat araba sürdü.

Dolaptan dondurmamı alıp sosyal medyada geziyorum. Yanı başımda Dalga'nın telefonu duruyor. Kendi telefonumu bırakıp onunkini alıyorum. Telefonunu karıştırırken birisi arıyor.

Arayan kişi "Krdesim Doğucum" Diye birisi.

" Dalga, seni birisi arıyor."
" Telefonu aç, sen konuş işim var şuan."

Telefonu açtığımda " Nerdesin?" diyor direkt.

Bende " Kimsiniz? " diyorum. Yarım dakika ses gelmiyor.

Ardından "Konum atar mısınız lütfen? Telefonun sahibi arkadaşım ve 2 saattir onu arıyorum." diyor.

Bende konumu gönderiyorum. Bunu Dalga'ya sormadığım için önemser mi diye merak etmiyorsa değilim. Dalga birisinden 2 saattir saklanıyorsa illa bir sebebi vardır.

Beş dakika sonra kapı çalıyor. Kapıya açmak için ayağa kalkıyorum. Kapıyı açtığımda 1.85 boylarında, kumral, beyaz tenli ama biraz güneş yanıkları olan tatlı mı tatlı bir çocuk karşımda duruyor. Kalbimin hızla attığını hissederken izin isteyip içeri giriyor. Girdiği gibi Dalga'nın üzerine yürüyor.

"Doğucum napıyorsun burda?" Diye soruyor sesi titrek bir şekilde.

" Maçı yarıda bırakıp nasıl kaçarsın?!" Diye bağırıyor.
Abilerim ve ben şaşkın bir şekilde onları izliyoruz. Ben tekrar mutfağa giderken bağırışıyorlar. Yani "Doğucum" dediği çocuk bağırıyor, Dalga korka korka bir şekilde ona cevap veriyor. En sonunda sesleri kesiliyor. Ben hâlâ çocuğu düşünüp kalbimin atış seslerini dinliyorum. Salona geçtiğimde herkes sessizliğe bürünmüş oturuyor.

Yaz'ın Aşık OlmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin