Bölüm 1

43 4 0
                                    

"Herşeyini kaybet ama kendini kaybetme."

"Lütfen yapma! Bir daha elimi bile sürmem. Lütfen!" diye yalvarıyordu sandalyedeki bağlı adam. Ağzı yüzü kan içerisindeydi. Sıkı bir dayak yediği belli oluyordu. "Bu yakarışların anlamsız. Sen ölümü hak ediyorsun. Ve bu yalvarışların bende seni daha çok öldürme arzusu uyandırıyor." dedi buz gibi bir ses. Gözünün altını bir bandanayla kapattığı için sadece dağınık siyah saçları ve buz mavisi gözleri gözüküyordu. Sesi de gözleri de buz gibiydi... Ardından masada duran uzun bir hançeri aldı. Ve bandanasını çıkarıp cebine koydu. Yüzündeki sırıtma gözüktü. Bütün duygulardan ırak bir sırıtmaydı bu. Sandalyedeki adam bu sırıtmayı ve elindeki bıçağı görünce oluşan merakı daha da büyüyen telaşı yüzüne yansımaya başladı. "Sen... Bu nasıl oluyor?" diye bağırdı adam içinde korku ve merak duygusunun barındığı bir cümle ile. Buz mavisi gözlü adam alaylı bir şekilde sırıttı. "Böyle oluyor." dedi sıcak nefesinin aksine soğuk çıkan sesiyle. Ve hançeri yatay bir şekilde tutup adamın şah damarını kesti. Her zaman şah damardan keserdi. Çünkü şah damardan akan kanı izlemeyi seviyordu. Ardından hançeri aldığı masanın üstünde duran benzin şişesini aldı. Cebinden de bir kibrit kutusu çıkardı. Bulundukları mekan, bir oda yapılmış ama devamı getirilmemiş bir inşaattı. Harabeye dönmüştü. Benzin şişesinin kapağını açıp rastgele etrafa döktü. Artık ölü bir cesede dönen adama da döktü. Sonra oradan çıktı. Kibriti yakıp arkasına bakmadan geriye doğru attı. Ve orada büyük bir yangın oluştu. Her zamanki gibi kendi işini göstermekten çekinmeyerek cebine koyduğu bandanayı yangından uzak ama inşaata yakın bir yere bıraktı. Hiçbir şey olmamış gibi ifadesiz suratıyla arabasına bindi.Arabası siyah bir Opel Astra'ydı. Ve yoluna koyuldu.

***

Yanlış gelip gelmediğini kontrol etmek için yeniden kapıdaki karakol tabelasına baktı.Mesai başlamıştı ama hiç kimse burada yoktu ve etraf karanlıktı.Siyah fön çekilmiş saçları, siyah pantolon ile siyah ceketi ve beyaz gömleğiyle üstüne taktığı kravatı, ve buz mavisi gözleri...Gören her kızın salyasını akıtacak derecede yakışıklı görünüyordu.Görüntüsünden vücudunu spor salonlarında çalıştırdığı belli oluyordu.Teni açıktı.Işığı açtığı gibi herkes bağırdı. "Hoş geldin komiser Özkan!" Sonra bir yaşlı adam konuştu. "Ya da baş komiser Özkan mı demeliyiz?!". Pasta hazırlanmıştı ve etraf süslüydü.Bu sürpriz karşısında gözleri şaşkın bakarken yüzüne bir tebessüm hakimdi.Yaşlı adam yanına yaklaştı ve elini omzuna attı.Çevreye dönerek ; "Evladımız Kaya şu gencecik 22 yaşında baş komiser oldu ya.Artık ölsem de gam yemem," Çevrede kahkahalar yükseldi.Sonra Kaya'ya döndü. "Benim müdürlüğümüde kapma ha kerata." Kaya'nın yüzünden eğlendiği belli oluyordu.Müdürünün elini öptü ve yeni koltuğuna oturdu.Çok geçmeden kapı çalındı. "Gir." emri verilince elinde dosyaları olan üniformalı bir memur ofise girdi.Selamını verdikten sonra konuştu. "Efendim, Bandanalı, yakalamaya çalıştığımız bir suçluyu da öldürmüş.Bu suçlu geçen hafta bir kız çocuğuna tecavüz etmişti." dedi üniformalı bir memur.Kaya elini çenesine koydu ve boş gözlerle düşünmeye başladı.Memura baktı. "Bizim bulamadığımız bu adamı Bandanalı nasıl buldu?" Sesinde azar ve merak vardı.Memur gözlerini kaçırdı.Ve cesaretini toplayınca yeniden konuştu. "O adamı da bulamıyoruz efendim.Tek bıraktığı iz bandana oluyor.Bandanada ise ona ait bir dna kalıntısı bile yok." Kaya elini çenesinden ayırdı ve aşağı serbest bıraktı.Memur aklına bir şey gelince konuşmasına devam etti. "Bu arada efendim, size ortak olarak bir komiser katılacak.Adı Esra.21 yaşında sizin gibi genç, bir hanımefendi.Zaten müdürümüz Ayhan bey bir saat sonra onunla birlikte ofisinize sizi tanıştırmaya gelecek." der demez kapı açıldı.Müdür ve yanındaki beyaz tenli, sarışın ve yeşil gözlü kız ofise girdi.Kızın altında kot bir şort, üstünde ise sportif bir atlet vardı.90-60-90 denilir ya, tam öyle bir vücudu vardı. "1 saat ne çabuk geçti." dedi samimi bir sesle müdür.Memur burada işinin olmadığını anlayınca ofisten çıktı.Yeşil gözler ve mavi gözler birbirine kenetlenmişti.İkisi de birbirini bir yerden tanır gibiydi. "Merhaba ben Esra, siz de Kaya bey olmalısınız." dedi Esra.Gözlerini birbirlerinden ayırmayarak el sıkıştılar. "Sadece Özkan de." dedi ifadesiz bir sesle Kaya. Bir süre sessizlik olunca Ayhan müdür sabırsız bir şekilde sessizliği bozdu. "Esra Bandanalıyı görmüş.Kafasına darbe yemiş.Tabi bilinci tam yerinde değilmiş ama az çok hatırında kalan detaylar varmış." Konuşmaya Esra devam etti. "Babamı Bandanalı öldürdü.Babam hırsızlık yapmıştı sadece ama ölümü hak etmiyordu." Özkan dirseğini masaya koydu ve iki parmağıyla çenesini tuttu. Yeşil gözler bir şey bekliyordu. Mavi gözler ise ifadesizliğini koruyarak konuştu. "Peki hatrınızda kalan detaylar varmış onları da söyler misiniz?" Ses tonuna baktığımızda rica eder gibi durmuyordu. Esra gözlerini kaçırmadan Özkan'a doğru konuştu. "Mavi gözleri..."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 04, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BANDANALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin