herkese çakmadan bu masadan kalkamam
jisung: oğlum nasıl çaktıysan hala her yerim ağrıyor
hyunjin: hak ettin yavşak
changbin: bi daha bu itin elinin kuvvetini hafife almayacağım
hyunjin: iyi edersin
jeongin: ya siz neredesiniz amk?
jisung: chan'la bahçedeyiz gel
Mesajı okuyan üç kişi de telefonlarını kapayıp bahçeye çıktı. Chan ve Jisung, bir yere kitlenmiş orayı izliyorlardı. "Siz neye bakıyosunuz mobese kamerası gibi ya?" Jeongin baktıkları yere döndüğünde Jisung ve Chan'ın beğendiği kişilerin önceki sarışınla oturduğunu gördü. "Çıtırlar kampı." dedi Changbin, Jisung'u dürterek.
Hyunjin, insanları gözlemlemeyi severdi. Hareketlerini detaylıca izleyip kişilikleri hakkında fikir sahibi olurdu. Karşısındaki masaya dikkatli baktığında sarışın olanın hiç konuşmadığını ve sadece konuşan iki çocuğu dinleyip kafa salladığını fark etti. "Ne düşünüyorsun?" dedi Jeongin ve Hyunjin'in yanına oturdu. "Gözlem yapıyorum." Hyunjin, arkadaşının dudaklarına işaret parmağını koydu ve susmasını işaret etti. Tam o sırada karşısındaki sarışın bütün grubun onları izlediğini fark etti ve kaşlarını çattı, karşısında oturan iki çocuk ise nereye baktığını görmek için arkalarını dönünce beşli farklı yönlere bakmaya başladı.
"Az daha sabredin, bugünkü hoşgeldin partisinde kaynaşırız elbet."
˚ʚ♡ɞ˚
Hava karardığında son dönemler hocaların gitmesini beklemiş ve alkolleri gizlice kampüse sokmuşlardı. Her sene böyle olurdu, son dönemler bütün riski alarak herkesin eğlenmesini sağlardı. "Hey, içkileri aldın değil mi?" Chris başını sallayarak çantasından vodka şişesini çıkardı. "Her şeyi bitirmişler amınakoyayım, çok yok o yüzden bu sadece bizim tamam mı? Millete sadaka veriyormuş gibi dağıtmayın." Bütün grup kafalarını sallayıp kırmızı bardaklarını şişeye yaklaştırdı ve içkilerini aldıktan sonra dağıldılar.
Uzunca geçen birkaç saatten sonra Jisung deli sarhoş bir şekilde beğendiği çocuğu arıyordu, en sonunda gözüne kestirince gülümsedi ve o tarafa doğru yürüdü. "Sonunda buldum seni!" dedi ve çocuğa kolunu attı. "Seni tanıyor muyum?" dedi tanımadığı güzel yüzlü çocuk, Jisung güldü ve diğer kolunu da çocuğa atıp tam karşısında durdu. "Jisung ben, memnun oldum." Çocuk kafasını salladı. "Minho bende." dedi gülümseyerek. O gün tanıştığı iki çocuk da yanındaydı ve ikiside onlara anlamsız bakışlar yolluyordu. Jisung ikiliye dönüp onlara da kendini tanıttı, ikiside garip bakışlarla ona bakmaya devam ederken Chris koşarak arkadaşının yanına geldi. "Ne kadar içtin sen hayvan?!" dedi ve Minho'yu Jisung'un hapisinden kurtardı. "Siz onun kusuruna bakmayın gençler, size de ikram edelim mi birer shot?" Chris krizi fırsata çevirmeye çalışıyordu, Minho kafasını sallayarak arkadaşlarının elinden tuttu ve önde giden ikiliyi takip etmeye başladılar. Chris onları arka tarafa götürürken bile bütün gözlerin sarışın çocuğun üstünde olduğunu fark etmişti, ama o fark etmemiş gibiydi. "Hoşgeldiniz." Changbin sigarası ağzındayken konuştu, aynı zamanda içki dolduruyor oluşu onu bir tüccara benzetmişti. "Kardeşim, onlara da bir ikram yapar mısın?" dedi Chris ve Changbin gülümsedi. "Hay hay."
"Nerede bu siktiğimin çocu-" Hyunjin yanlarına küfür ederek gelsede bütün gece aradığı sarışını görünce sustu. "Selam." Kendini hemen toparlayarak sarışının yanına gitti, sarışın olan kendisine birkaç saniye bakakalsa da hemen gülümsedi. "Utangaç birisin galiba." Elindeki alkollü kabı karşısındakine uzattı, bir insanı nasıl baştan çıkarıcağını çok iyi biliyordu. Sarışın kafasını iki yana salladı. "Buralı değilim, dilini çok iyi bilmiyorum hala." dedi masaya oturarak, karşısındaki çocuk bacaklarının arasına girdi. "Öğretiriz, merak etme." dedi ve omuzlarına düşen saçlarını geriye attı uzun olan. Sarışın kafasını sallayarak uzatılan bardaktan bir yudum aldı. "Adın ne sarışın?" Hyunjin karşısındakinin daha da dibine girdi. "Neden?" Karşısındaki kendini kolay satmıyordu ama bu Hyunjin'in uzmanlık alanı olduğu için pes etmemişti. "Böyle bir güzelliğin adını bilmek istiyorum çünkü." Çocuk gülümsedi ve bir yudum daha alarak oturduğu masadan indi. "Felix." dedi ve arkadaşlarının elinden tutarak oradan ayrıldılar. Gitmelerinin ardından kör kütük sarhoş olan Jisung bağırdı.
"Çok yakıştınız be!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love on top, hf
RomanceYıllardır mezun olamayan Hwang Hyunjin ve okula gelen yeni değişim öğrencisi Lee Felix, arkadaşlarıya beraber ölen tiyatro klübünü canlandırmaya çalışırlar.