Sabah uyandığımda Bayan Almin'i karşımda buldum.Saatin geç olduğunu ve yemeğin devam ettiğini düşünüyordum fakat Bayan Almin'in Yüzüme doğrulttuğu çalar saati gördüm.Kış uykusu uyuyor olmalıydım.Nasıl saat öğlen 2'ye kadar uyuyabilirdim?
Bayan Almin'in yüzüne bakmak istemiyordum çünkü bana ne kadar kızacağını tahmin edemezsiniz Fakat bu gün yüzü gülüyordu,doğa üstü bir olay.Bayan Almin:
-Kalkmayı düşünüyor musun yoksa böyle boş boş bakışmaya devam mı edeceğiz?
Şaşkınlığımı üzerimden atıp:
-Pardon Bayan Almin dalmışım
Koşarak yataktan çıktım ve lavaboya girdim.Elimi yüzümü yıkamak için suyu açtığımda elim yandı.Su çok sıcaktı.Yemekhaneye gitmeye karar verdim.Kapıya doğru ilerledim ve kapı kolunu kavradım.
Kapı açılmıyordu.Kitlenmişti.Elimi saçıma götürüp başımı yokladım.Yoktu.Her zaman benimle olan tel tokam yoktu,belki bir ihtimal filmlerdeki karakterler gibi kapıyı tel tokayla açabileceğimi düşünsem de daha sonra bu fikir aşırı saçma geldi.Eğilip anahtar deliğinden baktım.Oda boştu.Ayağa kalktım,sonra sonra...Gözlerimi açtığımda revirdeydim.Tam karşımda Erix vardı.Tüm samimiyetiyle bana "iyi misin?"diye sordu.Evet anlamında başımı salladım ve sordum:
-Bana ne oldu?
-Oradan geçerken sesini duydum.Sonra kapıyı zorlayıp açtım.Yerde baygın yatıyordun ben de seni kucaklayıp revire getirdim.
Ne?Bir saniye,Erix beni kucaklamış mı?keşke uyanık olsaydım da onu yakından görebilseydim.Offff,of.Bir kere de şansım tutsun ya...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERİ KATİL;Yetimhanede mahsur
Romantik-bunu bana nasıl yaparsın?! -gözlerin kapalı iken kelimeler boğazımda düğümlenip öylece kalakaldı.Dehşete düştüm,içim parçalandı.O ise ruhsuz ve duygusuz görünüyordu, bu soğuk kanlı olmak değildi,bu yaşamak değildi...