4.Bölüm

25 2 1
                                    

CHAN:"Sanırım artık Başı dertte olan tek kişi Felix değil."

MİNHO:"Yani Hyunjin'in ölme ihtimali mi var... Kafamız rahatlar diye sormuştum."

"En iyisi büyükbabamın beni buradan alması. Benim yüzümden hiç birinizin zarar görmesini istemem."

HYUNJİN:"O sapık hiç birimize hiç bir şey yapamaz Felix."

Herkes çok sessizdi. Kimse tek kelime etmiyordu.

Sessizliği bozan ilk kişi Jisung olmuştu.

JİSUNG:"Hadi yemek yiyelim."

CHANGBİN:"Canım çok gimbap çekti."

JİSUNG:"Benim de... Ama sadece bir tane gimbap kaldı."

İkisi birden koşarak mutfağa doğru ilerlerken gözlerim dolu bir şekilde olanları izliyordum.

SEUNGMİN:"Bu sapığın kim olduğunu öğrenmeye çalışsak?"

MİNHO:"Bu harika ötesi fikri bize sunduğun için çok teşekkür ederiz Seungmin."

"Peki ama nasıl bulabiliriz ki onu?"

CHAN:"Onu sinirlendirirsek eninde sonunda ortaya çıkacaktır."

MİNHO:"Bence Hyunjin'i o sapığa verirsek her şey çözülür ne dersiniz?"

CHAN:"Minho, şu an dalga geçilebilicek bir durumda değiliz."

MİNHO:"Ben dalga geçmiyorum zaten. Ayrıca şu durumdayken dolabın önünde gimbap için kavga eden iki üstün zekalıya neden hiç bir şey söylemiyorsun."

CHAN:"Onlarla uğraşamamda o yüzden."

SEUNGMİN:"Konumuza dönelim, onu nasıl sinirlendirebiliriz?"

Chan kafasını yavaşça çevirip Hyunjin'e baktı. Yüzünde rahatsız edici bir gülümseme oluşmuştu.

Chan'ın bu hareketiyle Hyunjin bir anda yerinden sıçradı.

HYUNJİN:"Hayatta olmaz."

CHAN:"Evdeki herkesin kaçırılıp işkence görmesi senin için pek büyük bir sorun değil galiba Hyunjin."

HYUNJİN:"Aptal bir sapık bizi kaçırıcak ve işkence edicek. Biraz mantığınızı kullanın lütfen."

Benim dışımda herkes Chan'ın ne demek istediğini anlamıştı.

"Ne demek istiyorsun Chan?"

CHAN:"Görünüşe bakılırsa bu sapık senin evdeki erkeklere yakın olmanı istemiyor yani onu sinir etmek için en iyi yöntem bize yakın olman."

"Anlıyorum ama bunu yapamam."

CHAN:"Senden eşcinsel olmanı isteyen yok Felix sadece sapığının kim olduğunu bulana kadar biraz yakın davranabilirsin."

MİNHO:"Sizce de daha yönelimini bile bilmeden bir adama takıntılı olmak manyakça değil mi?"

HYUNJİN:"Sence bu durumda manyakça olan tem şey adamın eşcinsel olmayan birine aşık olması mı?"

MİNHO:"Evet."

"Ben biraz bahçeye çıkacağım. Nefes almaya ihtiyacım var."

Kapıdan çıkıp bahçeye adımımı atmıştım.

Aklımda milyonlarca düşünce vardı. Şu gölge denen adam neden büyükbabam la yaşarken ortaya çıkmamıştı? Neden şimdi?

Bahçedeki gölün yanına doğru yürüyüp onu izlemeye başladım. Suyun görüntüsü küçüklüğümden beri bana huzur verirdi.

Kapının açılma sesini duyunca arkamı döndüm. Gelen Hyunjin'di.

Yanıma gelip o da benimle birlikte suyu seyretmeye başladı. İkimizde konuşmuyorduk.

HYUNJİN:"Daha önce hiç civcive benzediğini söylemişler miydi?"

Gelen bu garip soruyla kaşlarım çatıldı.

"Hayır, bu ilk."

Gölde bir kurbağa görmem ile bütün dikkatim dağılmıştı.

Kurbanın yanına koşmaya başladım.

Önüme aniden bir taşın çıkması ve ayağımın ona çarpması sonucu kafa üstü suyun içine girmeme çok az kalmışken bir elin belime dolandığını hissettim.

Hyunjin belimden tutmaya devam ederken gözlerimiz kenetlendi.

Kalbimde garip bir şey hissediyordum. Rahatsız edici bir şey. Bu duygu hiç hoş değildi.

Kendimi toparlayıp gözlerimi Hyunjin'in gözlerinden ayırırken ayaklarımı yere koydum.

"Teşekkürler"

HYUNJİN:"öhöm. İstersen içeriye geçelim."

Başımı aşağı yukarı salladıktan sonra adımlarımı kapıya yönlendirdim.

Hyunjin kapının kolunu tutup kapıyı açacakken arkamdan gelen bir sesle arkamı dönmem ve çığlık atmam bir oldu.

Hyunjin hemen arkasını dönüp ellerini omuzlarıma yerleştirdi.

HYUNJİN:"Felix ne oldu? İyi misin?"

Hyunjin bir sürü soru sıralarken evdekiler de kapının önüne gelmişlerdi.

CHAN:"Felix iyi misin?"

Ellerim titriyordu. Cevap veremiyordum. Gözlerim yeniden doluyordu.

"Onu gördüm. İçerideydi. Çalıların arasında."

Ağlarken nefesim kesiliyordu ve konuşmakta zorluk çekiyordum.

Hyunjin lafımı bitirir bitirmez bahçe kapısından dışarıya çıkıp koşmaya başladı.

Chan ise beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

Bir süre sonra Hyunjin geri döndü ve adamı yakalıyamadığını söyledi.

Hâlâ konuşmuyordum.

Hyunjin

Bir süre dışarıda adamı aramış ama bulamayınca eve geri dönmüştüm. Dibimize kadar girmişti ve biz onu fark etmemiştik.

Ya Felix'e zarar verseydi...

Bahçe kapısından içeriye girdiğimde Minho Felix'i göstererek iyi olmadığını söylemek istercesine kafasını salladı.

Anladığımı gösterir gibi göz kırptım. Minho bile bana sataşmadan düzgün bir şekilde konuşuyorsa-buna konuşmak denirse- gerçekten çok korkmuş olmalıydı.

"Felix, ben yanındaydım. Eğer sana bir şey yapmaya kalksaydı seni koruyacağımı biliyorsu-"

FELİX:"KORKTUĞUM ŞEY BANA BİR ŞEY OLMASI DEĞİL. BENİM YÜZÜMDEN SİZE BİR ZARAR GELMESİNDEN KORKUYORUM!"

Felix'in bu sözlerinden sonra kimseden ses çıkmamıştı.

"Hiç birimize bir şey olmasına izin vermeyeceğim."

Seungmin fısıltıyla;

SEUNGMİN:"Havada aşk kokusu var."

Diye saçma bir fikir sundu ortaya

Gözlerimi devirip Felix'in göz yaşlarını sildikten sonra ona sarıldım.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Selaaaaaammmmm yeni bölüm geldiiiiiii umarım beğenirsiniz destek olursanız çok sevinirim💞💞💞

IS IT IMPOSSIBLE?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin