Küçük İspanyol köyünde, annesiyle lokanta işleten Taehyung çocuklara resim dersi veren, neşeli bir genç olarak bilinirdi.Sıcak yaz günlerinden birinde müzik festivali için köye grubuyla gelen genç ve yetenekli müzik bestecisi Jeongguk, Taehyung'un d...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
When I sawyourcutesmile, it waslike a starhadfallenfrom the sky.
.・。.・゜✭・.・✫・゜・。.
Lokantamız sadece bir saattir açılmıştı, ama haziran ayında olduğumuz için normalden fazla yabancı insanlar buraya akın etmişti.
Burada işlerimizin iyi gitmesi beni o kadar çok sevindiriyordu ki.Bir anlığına emeklerimizi boşa çıkacağını düşünmüştüm,ama yanılmışım.
Küçük tatlı lokantamızı popüler eden neydi diye sorarsanız, önümüze açılan manzaranın güzelliği ve annemin lezzetli yemekleri.
Ha bir de, hyungumun benim lokantanın önünde durarak tanıtımını yaptığım videoyu internette paylaşmasıydı.
Bu saçma videonun aklıma gelmesiyle utançla elimi kafama vurdum.Videoda biraz saçmaladığım doğruydu ama hyung onu silmeme izin vermemiş ve çok tatlı düşdüğümü söyleyerek beni daha da sinirlendirmişti.
Videonun neden bu kadar popüler olduğu hakkında, inanın bir fikrim yoktu ama sonuçta insanların dikkatini daha da çekmişti güzeller güzeli Frigiliana köyümüz.
Ellerimi cama dayayarak içime temiz havayı daha da çekerken annemin mutfaktan seslenişi doğayla olan bu romantik anlarımı bozmuştu.
"Taetae, yeni müşterilerimizle ilgilen oğlum."
Camı kapayarak envayi çeşit turşular, çerezler, meyveler,limonatalar depoladığımız bu odadan çıkarken mutfaktan aldığım önlüğümü hızla belime bağladım.
Tezgaha yasılı duran annem önlüğü geçirdiğim için dağılan sarı saçlarımı düzeltirken-ve ya daha da karıştırırken- elime not defteri ve bir de kalemi tutuşturmuşdu.
"Anne, Poki'ye biraz su verir misin?" derken annemin bakışları kafesteki beyaz tavşanıma kaydı.
Masum bakışlarıyla bana adeta kafesten çıkmak için yalvaran Pokiyle dudaklarım büzülmüştü.
"Tamam, molanda eve götürürsün ama oğlum.Yazık, burada sıkılmış olmalı."
Başımı sallarken kurumuş dudaklarımı da ıslattım ve dışarı çıktım.Beyaz, dairevi masalarda oturan yeni müşterilerin yanına yaklaşarak yarım-yamalak ingilizcemle siparişleri aldım ve saate baktığımda mola vaktimin başladığını görmemle içeri geçip siparişleri anneme teslim ettim.
Sonraysa bir bardak soğuk su içtim.Kasabamızın sıcaklığı gerçekten bir gün beni öldürecekti!
Tavşanımı eve götürmem gerektiğini hatırlarken bakışlarımı solumda, yerdeki yastığın üstündeki kafese çevirirken kapısının açık olduğunu görmemle gözlerim şokla açıldı.
