"Sare'ye dokunma lan!" dedi Yiğit Ali. Benim kocam gözlerimin önünde en yakın arkadaşım için debeleniyordu. O beni görmüyordu, Sare için bağırıyordu.
"Bebeği öldür." dedi. "Sare'yi bırak, bebeği öldür."
Bir gün önce
"Yiğit Ali, gelecekler şimdi."
"Geliyorum hayatım." Salona geçip masada eksik kalan bir şey var mı diye kontrol ettim. Son olarak suyu da koymak için mutfağa geçerken Yiğit Ali de yatak odasından geldi. "Kendini çok yoruyorsun Umay." dedi.
Her zamanki sitemlerini sıralamasın diye yanağına ufak bir öpücük kondurdum. "Yorulmadım. Zaten her şeyi yaptırtmışsın. Bana düzeni kontrol etmek kalmış sadece."
"Karımı yoramazdım. Hem gelenler yabancı değil, hem kaç yıllık arkadaşlarımız hem de yan komşularımız. Bir hazırlık yapamasak da bunu sorun etmeyecek insanlar."
"Biliyorum ama içim rahat etmiyor biliyorsun."
Daha fazla uzatmayarak elini belime doladı ve benimle beraber mutfağa girdi. Sürahiye uzandığımı görünce öne atılıp benden önce sürahiyi aldı. Suyu doldurup tezgaha koydu. Önümde eğilip karnıma bir öpücük kondurdu. Bu sırada oğlumuz karnımı tekmeledi.
"Hissettin mi?" dedim heyecanla.
Bebeğin tekmelediği yerden tekrar karnımı öpüp başını kaldırdı. Gözlerini hissettiğini belli ederek kırpıştırdı. Kulağını karnıma yaslayıp bir eliyle de elimi tutup karnımın üzerine yasladı. "Oğlumuz beraber olduğumuzu hissediyor sanırım."
"Kesinlikle." diyerek onu onayladığım sırada kapı çaldı.
"Ben suyu götürürüm, sen kapıyı aç." Yiğit Ali elindeki sürahiyle salona geçerken bende kapıya ilerledim. Açtığımda Sare ve Ulaş el ele karşımdaydılar. Sare'ye sıkı sıkı sarılırken Yiğit Ali'nin ayak seslerini işittim. Ulaş'ın da elini sıktığımda Yiğit Ali yanımda belirdi.
"Hoş geldiniz." dedik aynı anda.
Yiğit Ali, Ulaş'la el sıkışıp Sare'ye sarıldı. Kenara çekilip onlara yolu açtık. Benimde kapıyı kapatmamla beraber arkalarından ilerledik.
"Umay, neden bu kadar yordun kendini?" dedi kocam gibi kendimi yormamdan şikayet eden arkadaşım.
"Yemekleri Yiğit Ali hazırlatmış ben sadece sofrayı kurdum canım."
"Hadi geçelim." Yiğit Ali'nin konuşmasıyla çiftler olarak karşılıklı oturduk.
"Ulaş bugün şirkete de gelmedin kardeşim, bir sorun mu var?"
"Sare'yi doktora götürdüm." Ulaş'ın cevabıyla hemen Sare'ye döndüm.
"Bir şey mi oldu? Bana söylemedin." Telaşlı halime kısa bir kahkaha attı.
"Hayır hayatım, rutin kontrollere gittik." Ulaş'ın masadaki elinin üzerine kendi elini kapadı. "Ve bebeğimizin cinsiyetini öğrendik." dedi son heceyi uzatarak. Ulaş eğilip karısının yanağına bir öpücük kondurdu. Sare'nin bakışlarının Yiğit Ali'ye kaydığını görünce ben de ona döndüm. Çenesi kasılmış duruyordu. Genelde gergin olduğu anlarda böyle olduğu için bu halini anlamlandıramadım. Halbuki güzel bir haber almıştık.
Onun bu haline aldırış etmeyerek Sare'ye geri döndüm. "Hadi söyle artık." dedim merakımı bastıramamış halimle.
"Kız, kızımız olacak."
"Kız teyzesi mi olacağım ben şimdi?"
"Evet."
Ulaş bizim bu halimize bir kahkaha patlattı, Yiğit Ali'den bir tepki gelmemişti. Dönüp tekrar ona bakacağım an Sare'nin konuşmasıyla gözlerim arkadaşımda takılı kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Numara
Mystery / ThrillerBebeği öldürülen bir annenin karşısında kim durabilir? Kocası ve en yakın arkadaşı tarafından ihanete uğrayan bir kadın intikam için ne kadar ileri gidebilir? Ortaya çıkan sırlar, geçmişten gelen bağlar, yok olan hayatlar ve yaşatılan korkunç olayla...