Jungkook kavgadan "Sorun değil.' Dese bile sinirle evden çıkıp, Taehyung ile buluşmuşlardı. Taehyung Jungkook geldiğinde miniğinin yanağından usulca öptü. Jungkook'un kalbi hızlanmaya başlamış, bunu hissettiğinde Taehyung'a sarılmayı bıtakmıştı. Ancak Taehyung Jungkook'un kalbine elini koyup gülümsedi. 'Hoş geldin küçüğüm.' Jungkook kıpkırmızı olmuştu, kalbi daha fazla hızlı atıyordu. 'H hoş buldum.. Abi.' Taehyung sinirle kaşlarını çatıp Jungkookun çenesinden tutmuş, gözlerini gözlerine sabitlemişti. 'Abi? Abi öyle mi ufaklık?' Jungkook her sesinde yerin dibine girip kızarıyordu. 'Sevgilimden ayrılacağım.' 'Sebep? Sebep ne? İlşkine bunu yapıyorsun neden?' Aslında içten içe seviniyordu, Jungkook o öpülesi duddaklarını öne çıkarıp dudağını büzmüştü. 'Seni kıskanıyor, kavga çıkarıyo ve hiç hoş değil bu abi. Yani hyung, yani Taehyung.'
Taehyung sırıtmıştı, isminin Jungkook'un ağzında dolaşmasından hoşnut olmuştu. 'Ve ben..' Taehyung kaşlarını çatıp Jungkook'a soru sorar şekilde baktı. 'Devamı?' 'Yok, devamı yok. Ayrılmak falan da istemiyorum, çok seviyorum sevgilimi. Çok seviyorum.' Taehyung dişlerini sıkıp sahte bir gülümseme bırakmıştı. 'Öyle mi? Öyle mi Jungkook? Pekâlâ, bu kalbin Min-jae sürtüğü için de böyle atıyor mu hm?' 'Ne?' Yanlış bir kelime kullandım, sevgilisine küfür ettim. 'Sen ne dedin?' 'Orospu sürtüğün tekiydi Jungkook, senden çok şey gizliyor.' 'Senin adam olduğuna inanmıştım, sen iğrenç birisin. Bir kadına laf atıp onu aşağılayacak kadar iğrenç birisin.' Taehyung sırıtarak baş parmağıyla Jungkook'un dudağını okşadı. 'Küçük bir fahişe ile çıkıyorsun. Yakında sende anlayacaksın, sadece o güzel gözlerin yaş döksün istemiyorum.'
Jungkook parmak uçlarına çıkmış Taehyung'a bakıyordu. 'Dudakların.' 'Ne?' 'Dudakların Hyung.' Taehyung dudaklarına dokundu. 'Nesi varmış dudaklarımın?' 'Çok..' Lafını tamamlamadan Min-jae gelmişti hay amına koyayım bu karı nasıl her yerden çıkıyor ha? 'Siz ne yapıyorsunuz? Ha? Bakayım, Jungkook neden böyle tatlı giyindin? Söylesene!' Taehyung sabırla dinleyip Min-jae'nin kolundan tuttu. 'Evet gerçekten fazlasıyla tatlı, belki benim için giyinmiştir hm? Belki bana böyle güzel süslendi. Sana yaptı mı Min-jae?'
Jungkook endişeyle beni geri çekti, sinirliydim ama karşımda ki kudurunca hoşuma gidiyordu. 'Şey Min-jae ben böyle tatlı giyinmeyi severim bilirsin.' 'Diğer erkeklerin ilgisini çekmek için mi yapıyorsun hm? O yüzden değil mi!' 'Ne saçmalıyorsun sen? Kes artık şu sesini, heteroyum diyorum sana, neden bu kafan basmıyor neden?' 'Bilmiyorum Jungkook. Ama bu adamla görüşmeni istemiyorum. İs-te-mi-yo-rum.' Taehyung sinirle kadına döndü. 'Jungkookun hayatına müdahale etmek senin neyine? Ya da git, diğer sevgililerine müdahale et.' Jungkook şaşkınca Taehyung'a döndü. 'Ne? Ne sevgilisi?' 'Saçmalıyor işte. Lütfen eve gidelim Kookie.' 'Sana olan bütün saygımı kaybettim Taehyung!' 'Senin bileceğin iş.'
Taehyung adamlarını hazır etmiş, kadını almaları için onlarla konuşuyordu. 'Jungkook'un haberi olmayacak tamam mı?' 'Tamamdır.'
Yoruldum yazmaktan, kısa kesiyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Set me free. -TAEKOOK-
Teen FictionKim Taehyung 46 yaşında, ne yaptığı belirsiz bir adam. Jeon Jungkook 19 yaşında, henüz üniversite'ye giden bir genç. Her şey Jungkook'un bara gitmesiyle başlar, Taehyung ve Jungkook'un hikâyesi burada başlar.