Okulda fazla popüler olmayan birisiyim, ıııııı aslında hiç popüler olmayan biriyim binevi ineğin tekiyim. Kocaman gözlüklerim var, gözlüklerimden nefret ediyorum. Bir defasında çıkartmayı denemiştim ama felaketle sonuçlandı. Okulun en yakışıklı ve popüler çocuğuna tökezlemiştim. Koridordaki herkez bana bakıyordu, bir an kendime geldiğimde dudaklarımız arasında 1-2 santim olduğunu fark ettim ama beni utançtan yerin dibine sokan ne yazık ki bu değildii...Çarpışmanın etkisiyle olsa gerek çocuğun elleri mükemmel(!) popomu kavramıştı!!! AMAN TANRIM EVLENEMİCEMMMMM!!!!!!!!!
Neyseki 15 tatil çabucak gelmişti. O günden bu yana çocuk beni görünce yön değiştiriyordu sanki ben onun poposunu elledim -_- (yanlışlıkla)
***
Babam bir yazardı ve kitap yazarken konunun geçti yerde yaşamanın ona ilham verdiğini söylüyordu. Sırf bu yüzden neredeyse Türkiye'nin yarısını dolaşmıştık. Bu sefer babam Antalya'ya gidiceğimizi söylediğinde ilk defa sevinmiştim. Popomun o çocuka olan ilişkisini ne yazıkki daha fazla devam ettiremicektim.
Sonunda Antalya istikametindeydik. Çok uzun süren bu yolculuğumda haşlanmış patatese dönüşmüştüm, git gide eriyordum derken babamın mütüş freniyle camla bütünleşmiştim. Acı bir dram içinde kafamı tutup kapıyı açtım. Annemle babam bağaja doğru yürüdüklerine göre sonunda varmıştık.
İki tonluk valizimi muhteşem manzaralı çatı katındaki odama çıkartmak için işe koyulmuştum. 5 klogramlık bir efor sarfettikten sonra zirveye varmış ve hunharca anırmıştım. Fazla abartmış olsam gerekki annemle babam tüm eşyaları bırakıp telaş içinde yanıma geldiler ve nereden düştüğümü, iyi olup olmadığımı sordular. ( Birdahakine sessiz anırışımı kullanıcam)
***
Saat: 7:00 Sol tarafımda duran alarmın çalma sesiyle uyandım. Eski evimizdeki alışkanlığım olsa gerek alarmlı saati sağ tarafımda sanıp gözüm kapalı bir şekilde uzanmaya çalışırken yere yapıştım. Sakar olduğumda değil ALIŞKALIK. Sahile bakan penceremi açtım ve muhteşem manzarayı izledim. Diğer pencerem yan evin dibindeydi resmen ilk baktığımda ''oha'' dedim. Yani Allah muhafaza perdeyi açık unutup giyinmeye çalışırım felan beklenir yani. Ama bu sefer olmaz bu sefer namusumu çok dikkatlice koricam. Evlenmek isityorum ben ya!! 10 dakkalık bir depresyondan sonra kahvaltıya indim. Annem kahvaltımı hazırlamış ve gitmişti görünüşe göre, babamda ortalıkta gözükmüyordu bu da demek oluyoki Asena bu günde tek kahvaltı yapacak. Ya hadi babamın işi var (evde oturup kitap yazmak) ee kadın sen nereye gıdion her sabah ya (kadın kelimesini içimden söyledim nolur nolmaz aniden gelir duyar felan garantiya almak lazım işler) bide bugün ikinci dönemin ilk günü başarı bile dilemediler gerçi dileseler bile ne yazar. Annem ve babamdan ezik olduğumu ve hiç bir arkadaşım olmadığı gibi seyleri gizliyordum. Bu sene farklı olucak dedim ama buna kendim bile inanmadım. Tekrar ayni seyi söyledim belki inanırım diye ama yine olmadı. Kendi kendime bunu bin defa söyleyip güldüğümü fark edince yemin ederim kendimden tırstım bi an kendimi sizofren sandım, ardından da ne hikmetse izlediğim korku fimlerinin sahnesı aklıma geldi. Sanki evde bi şey varmiş gibi eftrafa sinsice baktım ve can havliyle kendimi kapıdan dışarı attım. Oh be dışarıda daha güvenli hissettimm bi an, neyse okulun yolunu tutma vakti gelmişti.
Yolda ilerlerken elimdeki ağırlığı fark etmem üzere ne olduğuna baktım. 150 metredir elimde elma taşıyomuşum vay anasını nerden aldımki ben bu elmayı? sanırım gerçekten kafayı yicem. Bi süre sonra okula yaklaştığımı ve elmamın bittiğini fark ettim. Önceden yaşadığim bir talihsiz olayı yeniden yaşamak istemediğimden hemen yanımda duran pastanenin camında dişlerimi arasını temizledim. Elma artıkları felan vardır birine gülerim rezil olurum ilk günden hiç çekemem yani.
YA BEN NASIL ŞANSIZ Bİ KIZIM YA ABİ BEN DOĞARKEN TÜM ŞANSIM BÜMYEYEME SIĞMADIDA ŞANSIZLIKLARLAMI İDARE EDİYOM???? ULAN BİLDİĞİN ŞANSIZZLIĞIN BEDENE BÜRÜNMÜŞ HALİYİMM!!
Bir baktımki (bakmaz olaydım) dişimi temizlediğm camın arkasında bir çocuk oturmuş beni gülerek izliyor. Vücudumdaki tüm kan hücrelerinin yanaklarımda toplandığını hisettiğim anda arkama bakmadan hızlı adımlarla okula yürüdüm. Tek umudumun çocuğun bizim okuldan olmamasıydı. Yoksa büyük fiyaskoo!!!!!!!!!!!!
Babam yakışıklıydı, annem ise güzel çekici biriydi ben ise bu olmadı başka deneyelim denilcek sahısım. Binde bir ihtimalle çirkin olabiliyorum ya ne diyim kendime, normalde yazı mı tura mı denildiğinde yazı desem tura çıkar tura desem yazı cıkar asla tutturamam ama şu binde bir olyını tam onikiden vurmuşum.
Okula vardığımda içimden hadi yine iyisin rezil mezil oldun çocuğa ama en azından okula geç kalmadın..... demez olaydım sözcükler bogazımda kalsaydıda ama yinede içimden demez olaydım. Bir tuvaletim gelmiş anlatamam. Bari çantamı sınıfa bırakim diye tam yüricektim son anda kalın bagırsaklarım beni vazgeçirdi. Maraton koşarcasına en yakın WC yazan yere girdim. 5 dakikalik ihtiyaç molasından sonra bir gariplik olduğunu hissettim. Kabinin kapısını açmadın bir duraksadım. Öncelikle tuvaletler çok temizdi, gürültü yoktu ve biri elini yıkıyordu. Kabini aralamam ve aniden kapamam bir oldu. HASİİKTRRRR!!!
''Evet Asena yine yapacağını yapmıştı. Gide gide öğretmenler tuvaletine gitmişti. Koridorda o kadar öğrenci WC si varken muhteşem Arya öğretmenler tuvaletine girmişti.'' Diye içimden uzunca söylendim. Tam hoca çıkmıştı bende direk kaçıcaktımki bir hoca daha ihtiyaç molası vermiş anlaşılan, bide iki saat onu bekledim. (tuvalet bekçisiyim ya ben) Neyse allah şükür yarım saat sonra oda çıktı tuvaletten. (çıkmasa zaten baygınlık geçircektim artık) Bende vakit kaybetmeden sınıfıma yöneldim. Eee tabikiside geç kalmiştim. Kapıyı çaldım içeriden ince bir sen ;
-Gelllll!!!!
Yavaşça kapıyı açtım ve içeri girdim. Herkes bana öküzün trene bakması misali bakıyordu. Onlara gülümseyip günaydın dicektimki omzumda bir el hissettim ve bi baktim yerdeyim. Acaba neden hiç şaşırmadım...(?)
Uzun lüle lüle açık kumral renginde saçları olan tam anlamıyla ''daş giibi daş'' cümlesinden fırlamış bi kız resmen beni bi böcek gibi kenara itip podyumda hava attı ve gözüme kestirdiğim yere oturdu.
Öğretmen eliyle işaret etti yere oturdum ve arkamdan biri fısıldadı;
-Pastanede farklı bir biçimde karşılaşmak daha iyi olabilirdi, en azından aramızda bir cam olmadan..
Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.
Yine SIÇTIM.