1

4 2 5
                                    

Annemi hiç tanımadım. annem askermiş babam ise itfaiyeciymiş.

Annemi teröristler kaçırmış ve maalesef işkence çekerek hayatını kaybetmiş.
Küçükken bana anlatmamışlardı büyüyünce anladım olanları annem ölünce babam, tüm hayatını bana adamıştı, ismimi Tomris koymuşlar annemden geriye kalan tek şey benmişim 5 sene önce yine yangın söndürmeye gitmişler içeride kalan 2 çocuğu kurtarmak için yangına dalmış babam, babamın arkadaşı Salih abinin anlattığı kadarı ile 1 çocuk kucağında ölü bulunmuş.

20 yaşında olduğum için yurda bırakılmadım.
Benim hayattaki tek varlığım babamın cebinden çıkan aile fotoğrafımızdı bende annemin izinden devam ediyordum asker olacaktım.

Kaybedecek hiçbir şeyim kalmamıştı.

——4 sene sonra——

"Hazır ol" tüm askerler hazır ol vaziyette karşımda bekliyordu.
"Emredersiniz komutanım"
Görevden yeni gelmiştik dinlenmeleri için serbest bıraktım.

"Rahat"
Sırayla dağılmaya başladılar. hepsi ailesini görmeye gidecekti alp Aslan ve ben dışında, Alp Aslan lise arkadaşım duruyu seviyordu.

"Alp Aslan"
"Buyrun komutanım"
"Sen gitmiyor musun?"
"Hayır komutanım"
Ailesi onu teröristlere satmıştı çocukken ama o her zaman Türk olmuştu.
Gitmemekte haklıydı gerçekten

Başımla onayladım. Yavaş yavaş askeriyeden dışarıya çıktım.

Cebimden sigara çıkaracağım sırada
Duru ile göz göze geldim.
Sigarayı cebime geri yerleştirdim.

"Duru"
"Kızım haftalardır telefonun kapalı"
"Mağaradan çıkan şerefsiz ayıları geri soktuk diyelim" dedim gülerek
"Yaralanmadın dimi"
"2-3 terörist bize bir şey yapamaz"

Hem konuşuyorduk hemde yürüyorduk
Bir alışveriş mağazasının önünde durduk.

"Hadi sana kıyafet alalım"
"Gerek yok duru" dedim fakat üzerime baktığımda çamurlu postallar,tepeden toplu saçlarım ve toprak olmuş üniformam.

Açıkçası bu postallar artık ağır gelmeye başlamıştı. yorgunluktan bitmiştim.

İçeriye adım attığımda duru güzel gülümsemesi ile göz kamaştırarak arkamdan geliyordu kendisi modacıydı.
İçeriye girdiğimizde elbiselere yöneldi beni gören çalışanlar gururla ve onurla bakıyordu.

"Duru elbiselerden uzaklaş şuanda elbise giyecek durumda değilim"

Duru pantolonlara yöneldi siyah bir pantolon üzerine siyah bir tişört aldı altına da beyaz bir ayakkabı aldık onları giydim elimdeki postalları ve üniforma yı poşete koydum.
Bir evim olmadığı için izin günlerimde durularda kalıyordum.

Yolda yürüyorduk attığım adımlar bile bana zor geliyordu. Üstüne üstlük 3 gün sonra gelen 5 askeri eğitecektim.

Bu yorgun bakan gözlerim arasında bir yandan da duruyu dinleyip cevap vermeye çalışıyordum. Bir anda poşetime biri asılmaya başladı. Galiba içinde güzel elbiseler pahalı takılar hayal etmişti. ama içinde asla paha biçilemez bir forma vardı elini tuttuğum anda ensesinden tutarak kafasını yere eğdim ve dizimi yüzüne vurdum adam afallamış bir şekilde düşünce duru bağırmaya başladı.

"Yardım edinnnn"
Evet yanında bir asker varken yardım istiyordu. telefonumu alıp polisi aradım

"Duru, imdat diye bağırınca kitaplardaki 1.90 erkekler gelip seni kurtarmaya çalışmayacaklar"

"Şansımı denedim" dedi duru kitap okuyordu ve hangi kitabı okursa başrole aşık oluyordu ve başrol kız sanki oymuş gibi davranıyordu.

Biraz garip gelse de bu halleri çok tatlıydı, polis sirenleri duyulmaya başlayınca ayağımın altında yatan adamı ensesinden tutup kaldırdım. polis arabası durdu. Adamı kollarından tutup arabaya götürdü.

Bizde yolumuza devam ettik kısa bir süre sonra eve varmıştık. İçeri girdik tüm yorgunluğumla kendimi koltuğa atacağım sırada Viana kapısını  zorlayan Osmanlı ordusu gibi kapıya vurmaya başladı biri, koltuktan kalkıp kapıyı açtığımda gördüğüm yüz ile evrenden yok olmak istedim.

Mehtap teyze gelmişti. "Ayyy yavrum geldin mi sen görevden" garip garip baktım.
"Geldim mehtap teyze"
"Aaa çekil de geçiyim kızım"
Çekilmeme kalmadan içeriye koşar adım girdi duru gördüğü anda bakışları dondu mehtap teyze üst katta oturuyordu ve biraz...

"Eee Tomris sevdiğin var mı?"
"Yok mehtap teyze"
"Hiç mi yok"
"Yok mehtap teyze birazı var" tövbe tövbe bunlar nası sorular

Çantasından bir krem kutusu çıkardı.
"Bakın saç bakım kremi aldım. sizde alın"
Gerçekten rengi berbat bir yeşildi ve Keloğlanın kellik iksirine benziyordu.

Hafif hafif kıkırdamaya başladığımda mehtap teyzenin ters bakışlarını görünce sustum.

"Benim oğlum da büyüdü maşşallahı var sırtlan gibi" evet gelme amacı belli olmuştu oğlunu yamamaya çalışıyordu ve oğlu 1.60 
60 kilo sırtlan değil hoştlan denilecek bir çocuktu.

Uzun bir süre mehtap teyzeyi dinlemek zorunda kaldım. Saat 11 olmuştu
"Malum ben görevden yeni geldim biraz yorgunum ben yatayım"

"Tamam kızım yat sen biz duru ile oturuyoruz"
Duru o küfür dolu bakışlarını bana çevirdi.

"Aslında benimde uykum geldi mehtap teyze"dedi duru.

"Tamam kızım yatın siz ben kıvrılır yatarım koltuğa"

Duru ile göz göze geldiğimizde pişmanlık dolu bakışlarımız bir araya geldi. en son bizde kaldığında horlamasından dolayı çerçeveleri tutacak hale gelmiştik.

"Duru hemen gel" diyerek mutfağa çağırdım.
Duru hızlı adımlarla mutfağa geldi ve kapıyı kapattı.

"Ne yapıcaz?" Dedi duru
"Bekle" aklıma bir fikir gelmişti evden yavaşça çıkım bodruma doğru ilerledim.
Kağıdı açtığımda elime gelen ilk fareyi aldım.
Ve kapıyı tekrar kapattım

Evin kapısını çaldım duru kapıyı açtı tam çığlık atacağı sırada ağzını kapattım.

"Sus bu bizim tek kurtuluşumuz"
İçeriye girdim ve fareyi yere attım duru koşarak koltuğa çıktı.

Bende, fareyi bana attırmaması için koltuğa çıkıp bağırmaya başladım.

Mehtap abla anlamaz gözlerle bakarken bir anda fareyi gördü.

"Ay bune kızlar "
"Mehtap abla bu fare hepimizi yer koş kurtar kendini"
"Sizi bırakamam" Tuhaf gözlerle ona bakarken anında beni kaldırdı dışarı doğru çıktı kucağında benimle koşmaya çalışıyordu

"Mehtap teyze dur" beni bıraktı ve dışarı kaçtı.
İçeri geri girdiğimde duru ile farenin garip diyaloguna şahit oldum.

"Bak ben sana peynir veririm gidersen"
Fare daha çok yaklaştı. Kitaplığa
"Bana bak, kocalarımı yeme sakın!"
Kahkaha atmamak için ağzımı kapattım.
Fare tam kitaba dişlerini geçireceği sırada duru fareyi eline aldı.

"Bende senin peynirlerini yiyecem hain seni"

İçeriye girdiğimde duru fareyi hemen bana uzattı "götür şunu"

Fareyi eski yerine geri götürdüm.
Eve girdim duru tam konuşacağı sırada

"Ultra eğlenceli fikirlerini sabaha sakla duru"
Dedim duruda kafasını aşşağı yukarı sallayarak onayladı.

Odaya girip kendimi yatağa attım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 12 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Asker rüyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin