"Bazı istisnalar kadere çelme takar."•Gabrielle Martin•
"Anais, güzel kızım. Tanrının bana bahşettiği en güzel lütufum..."
Anlamlandıramadığım boğuk bir kadın sesi, burnuma dolan o hoş koku.
"Gel ve kalbimde duran zehirli hançeri çıkart. Senin yokluğunda kalbime mıhlanan o zehiri akıt kalbimden."Yatakta kıpırdandım ve düşünmeye devam ettim.
Yıllardır sürekli gördüğüm o rüya, koku, beni saran sıcaklık ve o yumuşacık ses.
Rüyalarıma dalma cürettinde bulunan bu kadın kim oluyordu.
Hayatımın hiçbir diliminde böyle birini görmediğime eminim.
Peki o zaman nereden çıktı bu kadın?
Ayrıca benim adım Anais değil, Gabrielle.
Ben Anais ismi üstüne yakışacak bir insan değil aksine Gabrielle ismi bile yakışmayacak bir suikastciydim.
Ben sadece G olmayı hak ediyordum.
Beni tatlı sananların çoğu bana Gabie der.
Ama o kadının bana seslendiği Anais ismi...
İçimi ısıtıyordu ve bu sinir bozucu derecede güzeldi.
Düşüncelerimi bölüp yataktan kalktım ve duşa ilerledim. Hızlıca duşumu alıp bornozumla beraber giyinme odasına ilerledim.
Dolaptan deri ve vücuduma yapışan tulumumu giyip saçımı yukarıdan sıkıca bağladım.
Telefonumu elime alıp rehberden P ismine bastım.
İkinci çalışta açıldı.P: "kod"
G: "poignard de Dieu"
P: "evet dinliyorum G"
G: "asıl ben sizi dinliyorum. Biliyorsunuz ben işlerimi tamamladıktan sonra ödeme almamaktan nefret ederim. Ve yine biliyorsunuz diye düşünüyorum, bu dünya üzerinde öldüremeyeceğim kimse yok."
P: "öncelikle sakin olmanı istiyorum ödemeni birazdan yapacaklar ve seninle bir konuyu konuşmam gerek. Bir hedef var ama bu sefer belirlenen hedef çömezleri aşıyor. Nasıl diyeceğim bilemiyorum ama o çok kasvetli, o ve sağ kolu
Hedefin kod adı Danon.
Gerçek adını hiçbirimiz bilmiyoruz bir sır gibi, o ve sağ kolu.
Pek bir bilgimiz yok ama senin bu işi halledeceğini biliyoruz. Diğer detayları birazdan kapına bırakacaklar.
G: "çömezlere veremeyeceğiniz büyüklükte bir işe neden bulaştınız."
P: "bilirsin işlerime karışılmasını sevmem, emirlere uy Martin."
G: "bilirsin alt temeli olmayan işlere bulaşmam Çömez."
P: "Burada patron benim! Bana kafana göre çömez diyemezsin."
G: "öyle mi sence? Senin patronluğun o sümüklü altlarına söker bana değil. Şimdi telefonu kapat ve detaylı bir dosya hazırlayıp öyle gel."Yüzüne kapattım ve söylenmeye başladım.
"Buna da iki iyilik yaptık bizi melek sandı. Azraili olacağım haberi yok."
Zilin çalması ile hemen kapıya gittim ve açıp kapıdakini içeri çektim.
"Bu dosyayı al patronuna götür yoksa onun g*tüne sokarım. Gitsin düzgün bir dosya hazırlayıp gelsin. Aynen bu sözümü ilet ona."
Sözüm bitince kapıdan dışarı atıp kapıyı çarptım.6 saat sonra...
Tekrar kapıdan gelen ses ile sırıttım.
"Bana muhtaç bir de dikleniyor it."
Kapıyı aralayıp dosyayı alacakken karşıdaki baskı ile kaşımı çatıp kafamı kaldırdım. Çocuğun göz bebeği bile titriyordu ve dosyayı bırakıp söze atladı."Abla, şey ben sabah bir kabahat mi işledim. Eğer öyleyse bağışla gerçekten hatamı söyle kendimi düzelteyim."
Kaşlarımı daha çok çatıp sabah ne yaptığımı düşündüm. Büyük ihtimalle tepkimden korkmuştu."Problem sen değil patronundu. Sen emirlere uyuyorsun yapacağın bir şey yok çömez, şimdi git ve bir daha kimseye böyle boyun eğip özür dileme."
Elimle dur işareti yapıp içeriye girdim o çocukta tuhaf şeyler vardı. Bu kadar korkup bu işin içinde olması tuhaf bir durumdu. Dolaptan gözüm gibi sakladığım o kolyelerden bir tane alıp kapıya ilerledim.
Çocuğa uzattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANRININ İNFAZI
Teen FictionDanon: Tanrı benim yargıcım Gabrielle: Tanrı benim gücüm Ying yang hikayesini andıran bir uyum ile adeta birbirini kollamak ve tamamlamak için dünyaya gelen bu ikiliyi neler bekliyor, yolları çiçekli olmayan bu ikilinin birbirlerine ve dünyaya karş...