Tiyatro sergilenen yere gelmiştim. Gelmem uzun sürdü. Başıma gelmeyen olay kalmadı. Yolda bana bisiklet çarpan, cüzdanımı çalmaya çalışan, kendini bilmez kişi ve dahası... En sonunda tiyatronun dış kapısına gelebildim. İçeriye girdiğimde çok kişi vardı. Arkadaşlarıyla sohbet edenler, sağ tarafımda okul gezisi için çıkmış öğrenciler, ailesiyle gelenler, solumda benim gibi tek başına gelenler vardı. Tiyatro salonuna açılan kapı biraz süslüydü. Kapının kenarları ağaçtan yapılmış gibiydi. Kenardan biraz ilerisinde taşlarla Anka kuşunu yapmışlardı. Bir görevli geldi. Şık ve resmi giyimiyle bizi karşıladı. Saçı biraz önde ama yana yatırılmıştı. Gözleri engellemiyordu. Ona 1 ya da 3 dakika baktıktan sonra sanki ona baktığımı hissetmiş gibi gözleri bende odaklandı. Gözlerimiz kesiştiğinde içimde bilemedim his oluştu. Sonra gözlerimi ondan ayırdım. Herkes biletini veriyordu. Sıra bana gelmişti. Biletimi ona verdim. Parmağı yanlışlıkla elime dokundu. Bir an elim kaşınma tutmaya başladı. Onunda kaşları çatılmıştı. Sonra oturacağım yere geldim. 20 dakika sonra gösteri başlamıştı. Biraz izledikten sonra kapıda gördüğüm görevli oyuncu olarak oradaydı. Oyunculuğu beni acayip etkilemişti. Çok iyi oynuyordu. Gözümü bir an ondan ayıramıyordum. Gösteri bittiğinde bütün oyuncular herkesi selamlamaya başladı. Tekrar gözlerimiz kesişti. Gözlerimi ondan çekemediğimi anladığı için bana bakarak gülümsedi. O anda benim için gösteri onun gülüşüyle tamamen bitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Kızının Kısa Hikayeleri
Short Story1. Sessiz Tabiatın İçindeki Beyaz Gül'ün Çamurlar Yüzünden Kirlenmesi 2. Gösteri