Görselleri başka yerde paylaşmayın!
~~~
Asi, Yaman'la yemeğe gitmişti. Alaz, tek başına otele döndü ve uzandığı yatakta tavana bakıp Asi'yi düşündü.
Alaz, Asi'den -"sende gel, bize katıl"- demesini beklememesi gerektiğinin farkındaydı. Yaman'ın da böyle bir şey demeyeceği aşikardı. Yine de canını sıkmıştı bu durum.
Yaman Asi'ye -"ben açım bir yere gidelim"- demişti Asi de gittiği bir yeri önermişti. Yaman, Asi'yle gitmeden önce Alaz'ın yanına gelmişti: "sen bir daha altından kalkamayacağın kavgalara girişmesen mi? Arkanı bile kollayamıyorsun"
"Bunu sen mi diyorsun abisi"
"Annem ısrar etti diye geldin, farkındayım ama biz olduğu kadar uzak duralım birbirimizden. En iyisi git kendine başka otel ayarla, birkaç gün takıl işte. Kokteylde görünsen yeterli."
"Saniyesine belaya bulaştın farkındasın değil mi?"
Yaman alaycı bir tonda: "sen mi uzak tutacaksın beni? Gördüğün üzeri, yalnız değilim. Neyse, ne yapıyorsun yap, bizden uzak dur"
Alaz, Asi'ye doğru baktığı esnada Yaman görüş alanına girdi. Asi, bir saniye olsun oldukları tarafa bakmadı. Yaman başka bir şey demeden Asinin yanına gidip omzuna hafif dokunup sonra kendine çekmişti. Alaz, Yaman daha kısık bir sesle konuştuğu için ne söylediğini duymamıştı ama Asi'nin Yaman'a bakarak güldüğünü izlemişti. Onlar uzaklaşırken gözden kayboldukları ana kadar bakmıştı, sonra otele geçti.
Yatağına uzandı. Bembeyaz tavanda Asi'nin yüzü belirdi. Gözünü kapadı yine Asi'yi gördü. Onunla geçirdiği hiçbir anda yüzüne bir gülüş konduramadığını fark etti. En son barın önünde göğsünden ittiği anı düşündü. Asinin gözlerindeki gözyaşızını anımsadı. Onu telefondan izlediği anda da Asi başını eğip yutkunmuştu. Ağlamasını engellemek için bir yutkunmaydı, biliyordu bunu.
Ona yaşattıklarını nasıl silecekti? Tüm hatalarını hatırladıkça göğsüne çöken ağırlığa daha fazla dayanamadı. Kafasını dağıtmaya ihtiyaç duydu. Hep sığındığı içki girdabına bu defa bırakmadı kendini. Telefonu eline aldı, listeyi kaydırıp Enes de durdu.
Enes Amerika'ya gittiğinden beri instagram da paylaştıklarından takıp ediyordu onu ama uzun sohbetleri kesilmişti ve bunun sebebi de kendisiydi. Hem Tolga'yı hayatından çıkarmıştı hem Enes'in aramalarına geri dönmemişti. Onun dostluğunu özlediği bir sürü anda eli telefona gitse de aramamıştı. Uzaktaydı ve Enes hayatını toparlamıştı, kendisinin aksine.
Travmaların pençesinden sıyırılamıyordu ve güçsüzlük olarak yerleştirdiği bu duyguyu Enes'le daha fazla paylaşmak istemiyordu. Enes, kendi ailesinden bildiği dinamiklerle her zaman Alaz'a ailesinden uzaklaşması gerektiğini söylüyordu. Enes bunu başardığı için hep bu örneği vermişti. Enes'in Amerika'ya yerleştikten sonra İstanbul'a geldiği bir tatil sırasında buluşmuşlardı. Olaylı biten bir partiden sonra Enes Serhan'la birbirini girmişti. Enes'in haklı olduğunu çok geçte olsa kavramıştı. Babasının arkasını toplama durumu, bitmek bilmeyen örtbaslar iyilik değildi.
Asinin kendisini yok saydığı anın üzerine kendinden uzaklaştırdığı Enes'i aramak geldi içinden.
Alaz iletişimi kesen taraftı; Enes hep aramaya devam etmişti. Alaz'ın tavrıyla ondan uzaklaşacak biri değildi Enes. Bunun en büyük etkisi, lisede yaşananlardı.
Lisede, hiçbir kıza yanaşmaması hep dile getirilmişti. Deplasmana çıktıları bir basketbol maçında tanıştığı rakip takımın kaptanı Onur'la yakınlaşıp bir ilişkiye başlamıştı. Enes, ilişkisini saklamak isteyen biri değildi. Çevresinde birçok insanın kötü tepkisini kestirebilse de söylemek istiyordu ailesine ve arkadaşlarına. İlişkide olduğu kişi buna hazır değildi. Enes'in söyleyebileceklerden korkup, onların okuluna geldikleri maç esnasında Enes'i ifşa etmişti Onur. Başka biriyle yaşadığı bir ilişkiyi öne sürerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kül
Fanfiction24 bölüm - Alaz duygularını Cağla'ya itiraf etmiş ve Rüya'nın yanına gittikten sonra devam eden hikaye... |Görselleri başka yerde paylaşmayın!|