1.Bölüm

2 1 0
                                    


Babam sokağın ortasında kolumdan tutmuştu ve beni sürükleyerek bir yere götürüyordu. Yağmur yağıyordu ama o yağmura aldırış etmeden ilerliyordu.

-"Ne olur bırakır mısın kolumu baba lütfen ? Yalvarıyorum bırak beni canım acıyor."

Dizlerimin üzerine düşmüştüm ve daha kalkmama fırsat bile vermeden beni sürüklemeye devam ediyordu. İnsanlar bize bakıyordu ama sanki o an etrafta babam ve benden başka biri yoktu.

-"Kes sesini. Biraz daha konuşmaya devam edersen senin için çok kötü olur?"

Dizlerim kanamaya başlamıştı. Kolum da artık babamın sürükleyişine dayanamıyordu.

-"Nereye gidiyoruz baba."

Olduğu yerde durdu. Bana doğru döndü ve kollarımdan tutup beni kaldırdı.

-"Artık bizimle yaşamayacaksın. Bundan sonra senin bir baban yok.!"

Bütün vücudum buz kesmişti. Hava oldukça sıcaktı ama ben titremeye başlamıştım. Kim bilir belkide beni neyin beklediğini bilmediğim için korkudan titriyordum.

-"Ne diyorsun sen baba. Ne demek senin bir baban yok."

Cevap bekliyordum. Buna hakkım vardı. Gözlerimden akan sayısız gözyaşıyla yağmurun altında onun ağzından çıkacak cümleyi bekliyordum.

-"İstemiyorum artık seni. Bakamıyorum ben sana. Annen olsaydı belki bu durumu yaşamazdık ama kardeşlerinle sana bakamıyorum. Artık kendi hayatını yaşayacaksın. Bizden uzak dur."

(Annen olsaydı belki bu durumu yaşamazdık.) kafamın içinde dolanan o cümleyle bir yandan da babama bakıyordum.

-"Bunu sen mi söylüyorsun? Anneme yaşattığın onca acıdan sonra annemden bahsedebilecek en son insansın sen. Bunca zaman sana yük olmamak için elimden geleni yaptım ben. Sana yardımcı olmak için her yolu denedim. Ne okulumu okuyabildim ne de hayatımı yaşayabildim. Her gün o allahın cezası yerde çalışmak zorunda kaldım gecenin bir yarısına kadar. Annemin yokluğunu yaşatmamaya çalıştım kardeşlerime. Bunları hepiniz için yaptım. Bumu senin bana verdiğin değer. Merak etme bu saatten sonra benim de senin gibi bir babam yok. İstesende baba demem artık sana."

Karşımda öylece duruyordu. Söylediklerimin onun için bir önemi yok gibiydi. Arkamı dönüp tam ilerleyecektim ki tekrardan kolumdan tuttu ve bir evin bahçesinden içerye girdi.

-"Neresi burası neden getirdin beni buraya?"

Elini kaldırdı ve parmağıyla evin zilini çaldı. Ev oldukça büyüktü. Bu civarda daha önceden bu kadar büyük bir ev görmemiştim. Kapıyı açan önlüklü kadınla karşı karşıya geldik.

-"Buyrun kime bakmıştınız ?"

Babam kafasını bana doğru çevirdi ve sessiz olmam için beni uyardı. Sonra kadına döndü ve gülümseyerek,

-"Hülya hanım'a bakmıştık biz. Geleceğimizden haberi vardı."

Kadın bize beklememiz gerektiğini söyledi ve içeriye girdi. Ben hala ne olduğunu ve neden burada olduğumuzu anlamıyordum.

-"Hülya hanım kim? Neden bekliyor bizi ?
Ne işimiz var burda benim neden haberim yok böyle bir şeyden ?"

Soruları arka arkaya sıralamıştım. Kapıya gelen kadın ile ikimizde kapıya doğru döndük. Orta boylarda, orta kilolu ve bakımlı bir kadına benziyordu.

-"Merhaba Mesut bey bende sizi bekliyordum. İçeriye geçin ıslanmışsınız."

Babam içeriye girdiğinde ben hala kapının önündeydim. Neresiydi burası, ne işimiz vardı bilmiyordum ve bu yüzden içeriye girmek istemiyordum. Babam bana doğru döndü ve içeriye girmem için işaret etti. Ama ben hala kapının önünde bekliyordum.

Varsayılan Başlık - Kendi Başlığını YazWhere stories live. Discover now