1.BOLUM|

13 1 5
                                    

kulaklarımda rope-mayıs 6 calarken yine sahil kenarlarında dolaşıyordum. insanların, yanında sevdikleriyle beraber neşe dolu kahkalarını duymak beni kıskandırmıyor aksine daha mutlu ediyordu. gelen bildirim sesiyle müziğim yarıda bölündüğünde telefonumu cebimden çıkarıp baktım.

yine ikbal mesaj atmıştı.

"aasseelll sahilde buluşalıımm mıı büyük dedikodularım vaarr"

evet ikbal böyleydi, enerjisi hiç bitmezdi. ama tek sorun onun enerjisi bana çok fazla geliyodu.

bir banka oturdum ve ikbale cevap yazdım.

"sahildeyim zaten. dondurmacının karşısındaki bankta bekliyorum."

ikbal çocukluktan beri en yakın arkadaşımdı. ilkokulda tanışmıştık ve birbirimizi hiç sevmiyoduk.  ortaokulda da aynı sınıfa düşünce zorla biraz arkadaş olduk ve o günden bu güne her şeyim oldu.

ikballe evlerimiz karşılıklıydı ve sahile iki adım uzaklıktaydık. aslında yaşadığım yer genel olarak herkesin yaşamak istediği bir yerdi ama ben gibi aptal aptal her şeye depresyona girerseniz hiç te iyi değildi.

müziği devam ettirip sahilde eğlenen insanlara bakıyordum. hatta insanları en detaylarına kadar izliyordum.  dışarıdan biri beni farketse sapık falan sanardı yani.

o sırada bi aile farkettım. çok mutlulardı. kız elindeki dondurmayı yere düşürdüğünde direkt babasına baktı ve gülmeye başladılar. annesi ve babası hemen gidip yeni bir dondurma aldılar. kız sarılıp ikisinide öptü.

zor muydu baba

vee evet yine mükemmel düşüncelerim sayesinde gözlerim doldu. dinlediğim şarkılarda insanı en dibe götürüyordu ve kendimi tutamayıp ağlamaya başladım.

yaklaşık iki dakika ağladıktan sonra köpek havlama sesleri duyunca ellerimi yuzumden cektim.

YANIMDA BİR SÜS KÖPEĞİ VARDI!

yani tamam aslında çok tatlı görünüyorlar AMA
BEN KORKARIM KÖPEKTEN.

sonra köpeğin bana dolu gözlerle baktığını gördüm. o an korkmamı umursamayıp  bakışlarımla köpeğin derinliklerine indim. hatta bi an şizofren olduğumu bile düşündüm ama yok, köpek gerçekten dolu gözlerle bakıyordu.

titreyerek köpeğe yaklaştım ve köpek bi anda kucağıma atladı. o anki korkuyla çığlık atmadığıma bin bir şükürler ediyordum çünkü o kadar insana büyük rezil olurdum.

köpeğe alışmıştım, bu benim için büyük bir adımdı. en fazla köpeğin iki adım uzağında falan durmuştum o da arkadaşlarımın zoruyla.

anı fırsat bilerek direkt telefonumu alıp fotograf çekindim. e sonuçta ilk defa bir köpekle yan yanayım.

güzel güzel pozlar verip telefonumu kapattığım anda arkamdan bi çığlık yükseldi. yerimde sıçradığım için köpek kucağımdan kaçmıştı. hızla arkama döndüm ve ikbalin otuz iki diş sırıtan yüzüne baktım.

"hayret asel ömründe ilk defa bi köpekle oturuyor!"

"o da senin yüzünden kaçtı ikbal. her buluşmamızda bağırıp öcü demenden vazgeçmeyecekmisin?"

"yok canim vazgeçmem. aa dedin de aklıma geldi, ben öcü demeyi unuttum bu sefer!"

sinirle ikbal diye bağırdığımda yine triplere girip banka oturdu.

"ee neymiş senin şu büyük dedikoduların?"

"onu anlatıcam da senin bu saatte yine dışarıda ne işin var aselcim?"

ikbalin sorusuyla saatin kaç olduğuna baktım.  on ikiyi çeyrek geçiyordu. yani evet, normal bi insan gece yarısında sahilde olmaz. ama sahilin en sevdiğim zamanlarıydı bu saatler. nadir insanlar vardı, herkes birbiriyle sohbet ediyordu, hava çok güzel esiyordu. yaz akşamları gerçekten çok güzeldi.

"of ikbal üvey annem ve baba denilen adamla fazladan bir dakika bile vakit geçirmemek için canımı ortaya koyacağımı biliyorsun."

"tamam balım sen sıkma canını bak şimdi ne anlatıcam" diye konuya giriş yaptı.

ve dedikodumuz yine lisedeki kızlardı. mezun olduktan sonra onların hakkında çok şey öğrenmiştik ve bu da bizim her gün dedikodu konumuz oluyordu.

biraz konuştuktan sonra kalkıp dondurma aldık. sonra sahili dolaşarak konuşmaya devam ettik.

kendimi bir tek ikbalin yanında iyi hissediyordum, bir de annemin mezarında.

saat gece iki buçuk gibi ikballe evin yolunu tuttuk.

eve geldiğimde babamların uyumuş olduğunu düşünüp anahtarla kapıyı sessizce açtım.

ve evet yine ışıklar yanıyordu. eve gelir gelmez mutfağa geçtim. inekli cam suluğuma suyumu doldurdum ve dolaptan çikolata alıp odama geçerken babamları gördüm.

babam ve üvey annem ortalarına elayı almış oturuyorlardı. aynı zamanda film izleyip mısır yiyorlardı.

ela üvey annemin kızı, yani benimde üvey kardeşim.  ela ,babamında üvey kızı olmasına rağmen babam bana vermediği değeri elaya veriyordu.

babam sonunda beni görüp konuştu.

"geldin mi?" dedi babam.

"evet."

"neredeydin bu saate kadar sen?"

"umrunda olduğunu düşünmüyorum baba, iyi geceler."

en uzun konuşmamız bu şekildeydi. babamdan her konuda nefret ediyordum. annem öldükten hemen sonraki gün beni bi kadınla tanıştırmıştı. tabii o zamanlar beş yaşındaydım hiç bir şeyin farkında değildim. annem benim huzur kaynağımdı. o gittikten sonra ölü gibi yaşadım.

annem gittikten hemen sonra yeni bir kadın bulamayacağına göre demekki babam annemi aldatmıştı. bunları yaşım ilerledikçe anlıyordum. 

ve evet babamdan ciddi anlamda nefret ediyorum. bana zaten hiç bir etkisi yok. benden esirgediği 20 TL'yi üvey kızının gereksiz harcamalarına veriyordu.

neyseki beşinci sınıfta bursluluğa girmiştim. o zamandan beri hala para alıyordum. üniversitenin sonuna kadar da alacakmışım. para da her ay arttığı için kendimi geçindirebiliyordum. babama bu zamana kadar muhtaç kalmamıştım.

annem öğretmişti bana kimseye muhtaç kalmamam gerektiğini.

neyse yeter. yine her zamanki gibi yatağa oturdum ve bilgisayarı alıp yeni bir dizi açtım. şu aralar çok bağımlıydım. sürekli dizi bitiriyorum.

diziye tam odaklanmışken oturma odasından kahkaha seslerini duyunca sinir krizi geçirmemek için sabır çekiyordum.

bak hala devam ediyorlar! hayır yani ne var bu kadar gülünecek? bende izliyorum dizi ama gülüyor muyum? yani aslında duygusal aşk dizisi izliyordum ama olsun.

hem zaten evde kendimi sığıntı gibi hissediyordum.  19 yaşımda yani reşit olmama rağmen bi eve çıkamamıştım. çünkü param yok. ikballe birleşip ev tutabiliriz aslında, ama bu dahiyane fikrimi daha ikbale söylemedim.

gözlerimin acısına dayanamayıp bilgisayarı kapattım. içeriden gelen kahkaha sesleriyle zor da olsa uyumaya çalıştım.

_________  ♡

eveveett bölüm nasııldıı??

uzun zaman sonra biraz zorlandım yazmaya ama inşallah olmuştur.

bu bölümde daha çok kızın hayatını anlatan sahneler fazlaydı.

yavaştan kızı tanıyoruuzz.

umarım beğenirsiniizz sonraki bölümde görüşürüzz.

Kopuk Sevinçler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin