Ben oturduktan sonra o da duvarda asılı olan ilk yardım dolabindan gazlı bez ile yandaki su şişesini ve kremi alıp yanıma çöktü. Zaten kısa olan elbisemi yukari doğru kaldırmaya başladı.
"Ya aptal çek ellerini bacaklarimdan, dokunma"diye bağırdım.
"O zaman bacağında avucum kadar yanık lekesi oluşsun. Sen bilirsin, hem banane senin o çarpik burusik bacaklarından. "
"Haaaahh ne diyorsun sen ya kaç kişi benim pesimden kosuyor biliyor musun sen? "
"Şöyle o koşan aptallara yanlış yoldalar sonu hüsranla biter yolun çıkışı olmadığını anlamak cok ta zor de il aslında artık ne yapıtında kosuyorlarsa? "
"Aptal"
Neyse sırf sütun bacaklarim için buna izin verdim ve elbisemi yavaşça yukari kaldirdim
Bu aptalin bakışlarına maruz kalmak istemiyordum ama buna mecburdum
Elindeki pamuğu bacağıma bastirmasiyla azından küçük bir inilti çıktı
"Yavaşşşş"
"Pardon ama biraz dişini sık şimdi şu kremide sürünce işim bitecek"
Offff hadi ya artık bacağım çok sızlıyordu.
Sonunda elindeki kremide yavaş yavaş bacağıma uyguladığında can8m biraz acısada krem ağrısını almaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BALIKÇI
JugendliteraturO sessiz geminin icinde bircok insan vardi. Galiba denizde ilerliyormusuz ama bizim için dünya durmuştu. Mavi suların dalgalarının kuma olan golgesiydi o. Bense ona göre zengin, şımarık, baba parası yiyen kızın tekiydim.