X1

4 0 0
                                    

1998/Hakkari...

Hızlıca koşmaya devam ediyor ve silahından ateşler ediyordu
Bulunduğu arazi düz olduğundan ve bir de yaralı olduğundan işi birazcık zordu

Nihayet bir kaya bulunca hemen arkasına geçti
Dikkatleri dağılsın diye rastgele ateşler etti ve Kaya'nın arkasına tam anlamıyla saklandı
Acılar içinde bağırarak boynundaki puşiyi çıkardı ve yaralı olan bacağının üstüne bağlayarak kan kaybını yavaşlamaya çalıştı

İşini bitirince hemen Kaya'nın arkasından çıkarak ateş etmeye devam etti

İki teröristi daha vurmuştu...

Elindeki silah tabanca olduğundan dolayı şansına küfür ediyor ve onları öldürebilmek için yaklaşmalarını bekliyordu
Şarjörü kontrol etti ve sadece 4 mermisi kalmıştı

Gözlerini yumdu ve düşündü...

5 yıldır göremediği karısını
6. Yaşına geçen ay giren oğlunun ne doğumunda ne de doğum gününde yanında olamadığını
Onunla beraber ateşte yanan genç silah arkadaşını ve
13 yıl önce şehit düşmüş arkadaşını,onun ailesini...

Hani derler ya "hayatın bir film şeridi gibi gözünün önünden geçiyor"
Bu durum tam olarak böyleydi
Hayatı bir film şeridi gibi gözünün önünden geçiyor ama durmak bilmiyordu

Onların yaklaştığını anlayınca hemen Kaya'nın arkasından çıkıp ateş etmesiyle kafatasından kurşun yemesi bir olmuştu
Elindeki silahla beraber kalktığı gibi yere düşmüştü
Bulunduğu yer kan gölü olmuştu

Atanın babası, Leyla'nın kocası, İstihbarat Teşkilatı mensubu olan Binbaşı Emrah Gündoğdu, Türkün şanlı bayrağı kıpkırmızı olsun diye bayrağımıza kan olan nice Yiğitten sadece biri olmuştu
O artık "Şehit Binbaşı Emrah Gündoğdu"olmuştu
ondan geriye kalanlar ise üniforması,oğlu, karısı,birkaç fotoğrafı ve içinde sadece üç mermisinin olduğu silahı....

Melih gerginliğini gizlemek için abisinin aldığı leşleri düşünerek seviniyordu, karşısındaki kansız da onun bu halini görünce sırıtıyordu
Melih,onun Gülen yüzünü görünce karşısındaki teröristin nasıl can vereceğini düşündü ve daha fazla sırıttı

Bu esnada bulundukları mağarada bir bez parçasından yapmış oldukları kapı bir anda açıldı ve ikisinin bulunduğu masaya doğru Emrah'ın cansız bedenini attılar Melih, vücudundaki bütün kanlar çekilmiş gibi bir anda duraksadı, bembeyaz oldu
Çaktırmadan derin derin nefes aldı ve kısa bir süre dondu kaldı
Karşısındaki kansız kendinden geçmiş bir şekilde kahkaha atınca Melih kendine geldi
Çiyar kod adlı terörist Melih'e bakarak güçlü olduğunu,onun elinden hiç kimsenin kaçamayacağını vs saçmalıyordu
Melih,abisi olarak gördüğü kişinin naaşından gözlerini çekerek çiyar a baktı
Kalbinden öyle duygular geçiyordu ki
Yüzü kıpkırmızı oldu
Onu tam şu anda iki eliyle boğmak,yakmak,gebertmek istiyordu
Biraz ötedeki derede ıslatarak dövmek,etlerini koparmak vücudunun her yerini delik deşik etmek istiyordu
Ağlamak istiyordu ama ağlayamıyordu
Gülmemek istiyordu ama gülüyor
Sahi
Melih burada olmayı da istemiyordu...

Melih karşısındaki ile beraber büyük kahkaha attı
Çünkü eğer gülmedeydi ondan da şüphe edeceklerdi ve bu olmasını isteyeceği en son şeydi
Gülmeyi kısa keserek
Çiyar'a: "bunu niye buraya getirdin ki?
Neyi amaçlıyorsun patron?"
Dedi
Ve duymaktan korktuğu o cevabı duydu...

"Tece esgerini gışkırtacaz
Onlara esgerin bizde alabiliyorseniz gelin alın deyecez"Dedi.

Karşısındaki kansız gülerek kurduğu cümle üzerine Melih,yine yalandan olan gülümsemesini ortaya sundu ve
"Ben bu güzel günün şerefi için hava almaya çıkıyorum heval"dedi

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DİLDÂDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin