Herkese selamm sevgili arkadaşlarım. Öncelikle kitabıma benim dünyama hoş geldiniz. İyiki geldiniz. Kitabımla ilgili kısa bir açıklama yapma gereği duyuyorum. Bunun sebebi şu an okuyacağınnız "giriş" bölümünü okuduktan sonra oluşabilecek kafa karmaşasını en aza indirmek.
Giriş bölümünde okuyacağınız şeyler ana karakterimizin yaşamından ama tamamıyla kendi dünyasıyla oluşturmuş olduğu ve farklı zaman dilimlerinde yaşadığı bir an ile başlayarak yaşanıyor. İlerleyen bölümlerde ise bunun sebebini ve final bölümünde de asıl gerçeklerin ortaya çıkması ile planlanmış bir kitap olarak hazırladım.
Evet bu benim ilk kurgum değil ama üstünde çok durarak yazacağım bir kurgu olacak. Çoğu şeyi uzun uzun düşünerek, araştırarak ve emek vererek yazıyorum. Ancak hata yaptığım yerler mutlaka olacak bunlar için beni uygun bir üslupla uyarmanızı ve eleştirmenizi istiyorum. Elimden geldiğince bokum sonralarına sorular ekleyeceğim.
Kurgumu bu yıl içersinde bitirmek hedefim. Elimden geldikçe tabii ki.
Karakterler ve modelleri beş veya altıncı bölümde kesinleştirip yayınlamak hedefim.Kitabım tamamıyla hayal ürünüdür. Ve bütün haklarıyla bana aittir.
İyi okumalar diliyorum hepinize...
🩶
Bir katilin zaafları olmamalıydı. Oysaki onlar kır bahçesindeki keyifli pikniklerinin artık sonlarına geliyorlardı. Genç, dobra ve elleri kanlı bir kızdı Zühre ancak ailesinin yanında küçücük bir kız çocuğu oluyordu ister istemez. Hayal gibi geliyordu. Gerçek olmayacak kadar uzak ama sıcak kollar gibi yakın ve yakıcıydı.
Anı ölümsüzleştirmek isteyerek evin en küçüğü olan Zümra eline aldığı fotoğraf makinesini ailesinin olduğu yöne doğrulttu. İlyas eşi Özlem'e döndü ve ilk günde olduğu gibi sevgi, hayranlık dolu gözlerle eşine baktı. Onlar ilk günkü gibi aşklarını yaşarken sağ taraflarından oturan Alparslan ve Zühre bir atışma içersindeydi. Klasik abla kardeş çatışmalarından yanlızca biriydi.
Zümra kameradan ailesini izlerken sonunda istediği açıyı yakalayabilmişti. Kameraya bakmaları için seslendi ailesine. Hepsi aynı anda döndü, gülümsemelerini yüzlerine oturttular ve Zümra fotoğrafı çekti.
Fotoğrafa bakma hakkını ilk kazanan Zümra olmuştu. Tam istediği gibi çekebilmeyi başarmıştı. Güneşin belli belirsiz batışını, yemyeşil ağaçları ve rengarenk çiçekleri, kıymetlilerini ve en önemlisi kendini harika bir açıya alabilmişti. Tam rüzgarın vurup saçlarının havalanmasına sebep olduğu, gözlerinin yeşillerinin en net biçimde belirdiği esnada... Fotoğrafı biraz daha didiklerken bakmak için sırada bekleyenlerin isyanlarını duyduğu için sırasını devretmek zorunda kalarak annesine teslim etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEŞİFRE
Teen Fictioneski özel istihbarat ajanı olan Zühre bir gecede hayatını değiştiren Artemas ile tanışır. Gerçek bir hayat kurmaya inandırır kendini. Ama inandığı gerçekler gerçek miydi ? Yoksa bir oyundan mı ibaretti. Hisleri doğru muydu yoksa hayalden mi ibaret...