Aradan nerdeyse bir hafta gecmisti, Soobin ve Yeonjun guzel bir iliskinin icerisindeydiler. acikcasi sevgili olmalari kimsede pek bir saskinlik hissi uyandirmadi cunku zaten varolan samimiliklerine sevgili adini eklemislerdi.
Ve bense gunden gune daha cok cokuyordum. Part-time bir iste calisiyordum ve cogu zaman dunyanin obur ucundaki evime-en uygun fiyata kiralik oturdugum eve- gitmeye halim olmadigindan direk okula gidip ders saatine kadar+ders saatleri dahil uyuyordum.
Sosyallikten daha da cok uzaklasiyordum. İnsanlarin ilgi ve sevgisinden uzaklasiyodum. Ya da yanlizca ben oyle hissediyordum. Huening herzaman yapabildigi kadar benimle ilgilenmeye ve moral vermeye calissada onunda ayri dertleri vardi ve herzaman yanimda olacak diye bisey yoktu.
Soobin ve Yeonjun bana acinasi gozlerle bakiyordu artik. Surekli maddi veya manevi olarak bir sıkıntım olup olmadigini soruyorlardi. İlkine ihtiyacim olsada baskasindan boyle bir yardim isteyemeyecek bir gururum var ve son bir yildir ikinciye yeme icmemden daha cok ihtiyacim var.
Birinin elinde gorunce tiksinip "insanlar nasil bunu icip organlarini cop ediyorlar" dedigim sigaraya da baslamistim artik. Ama bagimli olacak kadar degil, sadece zevk ve issizlik meselesi.
Öğünlerimin çoğunu aksatıyor ve ağır bir yemek görünce kusacak gibi oluyordum. Önceden bayılarak yediğim yemekleri artık gerçekten bayılarak yiyordum.Kai olmasa sadece öğle arasında yediğim yarım sandvici de yemeyip gerçekten gün ortasında herhangi bir zamanda bayılabilirdim. Tabii yemediğim yarım sandvici çöpe atmak olmaz, onuda bahçede tanıştığım artık dostlarım olan kedilere veriyordum.
Yine o sıkıcı monoton günlerden biriydi, ya da ben öyle sanarak uyanmıştım. Bugun o sıkıcı pazartesilerdendi ve önceki pazar günü tüm haftaki tek tatilim olduğu için tüm gün uyumuştum nerdeyse. Şimdi Matematik dersini dinliyor gibi yaparak tüm odağımı Yeonjuna vererek bişeyler düşünüyordum.
Artık tüm odağımı ona versem bile farketmiyordu çünkü onun tek odağı Soobindi. Neyseki gözlerimi ondan alıp yine ona çevirdim. Tüm ders kitabını kaplamış olan Yeonjun karakalemi. Ve farkında olmadan sağ kaşına piecing eklemiştim. Sahi, Yeonjuna nekadar cok yakışıyordu.
Bu çizimi hemen eskiz defterimde de denemeliydim. Çıkarıp hemen masamın üstüne koydum. Tam kalemi elime aldım ki zil çalmıştı. Bu zil öğle arasının habercisiydi. Ben daha kalemi bırakmaya tenezzül edemezken Kai zille birlikte kapıyı kırarcasına içeri dalmıştı.
Sahi, ne ara çıkmıştı bunlar? Biz dersin son saniyesine kadar aptal yaşlı hocaların şimdi çalışmazsak ilerde hiçbir bok olamayacağımızı söylüyorlardı ve erkek lisesinde olduğumuz içinde bunu demekten asla çekinmiyorlardı.
Huening küçücük sınıf içinde koşarcasına yanıma gelince kalemi defterin arasında bırakıp onu dinlemeye başladım. Heyecanlı bir şekilde okulun hemen altında güzel bir waffle dükkanı açıldığını ve hemen şimdi oraya gitmemiz gerektiğini söyledi. Onu reddetsemde bunu zorla kabul ettirirdi bu yüzden hiç zorlamadım.
Defteri sıranın üstünde bırakıp Kai ile beraber waffle dükkanına gitmiştim. Son yememin üstünden yıllar geçen waffleı uzun süre sonra tekrar yediğim için tadı bana bi değişik gelmişti. İki ısırık sonrasında karnımın ağrıdığını farkedince de iyi hissetmediğimi soyledim ve okula döndük. Ben ise geldiğimiz gibi tuvalete koşmuştum.
İhtiyaçlarımı bitirip elimi yüzümü yıkamaya gelince duraksadım. Hemen sağıma döndüğümde Soobin küçük bir sırıtışla mermere doğru yaslanmış beni izliyordu. Takmayıp elimi yıkamamı bitirdim çünkü gerçekten onunla uğraşmak istemiyordum.
Önümde durdu, gitmeme izin vermedi. "Ne yaptığını sanıyorsun sen ya?" "Ahh Beom hemen sinirlenme sadece seninle bişey konuşmak istiyorum." "Konuşmak için mükemmel bir yer bulmuşsun ozaman hemen ne diyeceksen de." Gülerek başını yere doğru eğdi ve, "Beomgyu-ah bukadar iyi çizim yaptığını bilmiyordum."
Duraksadım, "Neyden bahsediyorsun sen?" "Çizimlerin diyorum; Yeonjunla olanları, hayal gücün nekadar gelişmiş hm?" Konuşmama izşn vermeden dediklerinin üstüne ekledi, "Hele yanlarında yazdığın sözler beni bitirdi...Ahh neydi 'Sana aşığım ve sen ise ona bakmaktan kör olmuşsun' 'Garip olduğunu düşünsemde kendime engel olamadım, ona aşık oldum' sen mi buldun bu sözleri-"
Dayanamayip silleyi geçirmiştim, defterime izinsiz bakıp birde pişkin pişkin bunları söylüyordu."Kendine gel Choi Soobin, hem sen ne hakla benim defterime izinsiz bakıyorsun?" Yanağını tutup acımış süsü veriyordu bide, eminimki onda acı hissi bile uyandırmamıştır bu. Zaten iki metre boyu var elim zor ulaştı.
"Hey Beomgyu, takma kafana Yeonjun olmazsa da olur, elini sallasan ellisi senin için. Hem ne diyorum, Yeonjunla hayalini kurduğun şeyleri...belkide Yeonjun yerine başkasıyla yapmak sana daha çok keyif verir?" "Ne demeye çalışıyosun sen aptal!" "Benim ol diyorum Beomgyu, bir geceliğine Yeonjunu düşünme ve sadece benim ol. Eminimki sana hayalini kurduğunun fazlasını yaşatırım." Bir elinin kalçama bir elinin ise belime gitmesiyle patlayacak gibi oldum.
Patladım da. Dediklerinin haddi hesabı yoktu. Bende o anki öfkeyle ona iyi bir yumruk geçirdim, bununla hemen yere yığıldı. Ona önce benim deyimimle büyük bir yumruk geçirdim ve o hala sırıtıyordu."Hadi ama Beom, En yakın arkadaşına aşık olup onun seni değilde beni seçmesinin cezalısı ben olmamalıyım." Ağzıma gelen küfürü ediyor, bir yandan da dehşetle ona yumruk geçirmeye devam ediyordum.
O an kendimi çok güçlü hissetsemde Soobin istese hemen beni yere yatırıp bi güzel döverdi. Ama yapmadı. Belliki planladığı bişey vardı.
Ve bense o anki sinirle bunu tahmin bile edememiştim. Onun oyununa güzel bir şekilde düşmüştüm. Nerden bilebilirdimki hemen karşıma baktığımda Müdür, Yeonjun ve tüm okulun bizi izlediğini?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
attention friendzone - yeongyu
Teen Fictionyeonjun, söylesene bana en yakın arkadaşıma aşık olmamın günahı nedir?