"Ne istersem?" "Ne istersen!"
Hyunjin, karşısındaki sarışını süzdü. Aslında ne isterse yapmasada olurdu, sadece karşısındakini yalvartmayı seviyordu. "Biraz daha yalvarırsan olur belki." Felix gözlerini devirdi. "İyi. Gelmiyoruz o zaman." Elindeki sigarasını yaktı uzun olan. Felix gözlerini devirdi ve önüne gelen dumanı elleriyle savuşturdu. "Ne halin varsa gör ya." Gitmeye yeltendiğinde Hyunjin onun kolunu tuttu. "Bu kadar istiyorsan, yapalım." dedi Hyunjin sigarasından bir nefes daha çekerek, Felix ona dönmeden gülümsedi ve heyecanını belli etmemek için omuzlarını silkti. "Gelmezsenizde başkalarını bulurdum zaten." "Öyle miymiş?" "Tabii ya, nasıl olsa peşimde olan bir sürü kişi var." Felix, Hyunjin'e döndüğünde yüzünün biraz fazla ciddi olduğunu fark etti. Bu yüzden yutkundu ve sözlerini biraz daha yumuşatmaya karar verdi. "Şaka yapıyorum hyung!" Hyunjin'in yüzünde mimik oynamadı. "Ne demek peşinde bir sürü kişi var?" dedi aynı ciddilikte. "Hyunnie, şakaydı." Felix'in sesi, uzun olanın ona yaklaşmasıyla alçaldı. Hyunjin en son dibinde bitince nefeslerini yavaşlattı. "Sadece bir tane takıntılı son sınıfın olabilir, o da benim."
˚ʚ♡ɞ˚
Sekizi klüplerini açmak için kayıtları doldurduktan sonra hızlıca işe koyulmak istedi. Zaten son sınıflarda çok sıkılıyordu ve eğlenmek için bir şeylere ihtiyaçları vardı. Beğendikleri çocukların böyle bir şey yapması onlar için bingo olmuştu. Hemde Hyunjin, Felix'in dans klübünde bütün okulla birlikte kıçını sallamasını izlemek zorunda kalmayacaktı. "Eee? Nereden başlıyoruz?" dedi Changbin boş sahnenin ortasında durarak. "Görev dağılımı yapalım. Ben sikseler sahneye çıkmam, o yüzden yönetmen görevini almak istiyorum." Seungmin elini kaldırdı. "Bir dakika, sahneye çıkmama şansımız varsa bende o hakkımı kullanmak istiyorum." dedi Chris ve genç olanın yanına geçti. "Ya! Yok öyle bir şey, herkes oynamak zorunda zaten az kişiyiz!" Felix isyan etti ve Jeongin yanına geçti. "Sarışın haklı, sekiz kişiyle bir oyun yapmaya çalışmamız bile imkansız ama bakacağız." Seungmin ofladı ve sahneye diğerlerinin yanına çıktı. "Daha hangi oyunu yapacağımız bile kesin değil, belki sadece bir kişiye ihtiyacımız olacak?"
"Bana biraz zaman verin, ben hepimizin tatmin olacağı bir oyun bulacağım."
˚ʚ♡ɞ˚
Felix, bütün gecesini odasında tiyatro senaryolarını karıştırarak geçirmişti. Saat geceyarısını geçiyordu bile ve kafasında bir fikir bile yoktu.
otuz bir altmış dokuz MERKEZ
minho; changbin, jeongin, hyunjin, chris, jisung'u ekledi
changbin: bu eleman numaramızı nerden buldu AMK?
minho: amk gerizekalısı DANIŞMANIMIZsınız ya, müdür verdi
jisung: minho bana her konuda danışabilirsin, biliyorsun değil mi?
jeongin: ahkajdha yala yala dangalak
chris: felix oyunlar ne alemde? kafanda bir şeyler var mı?
seungmin: eleman böyle şu an, o kadar eminim ki.
seungmin: bir fotoğraf gönderdi.
hyunjin: omzuna yattığı kim amk./
felix: ya öyle demesek, birileri alınıyormuş da.
felix: şu anlık manzaram böyle.
chris: oğlum uğraşmasana bu kadar ya, yapalım işte bir tane klasiklerden.
seungmin: konuştu dahi amk.
hyunjin: romeo ve juliet.
jisung: buyur?
hyunjin: klasik işte bunu yapalım, hem kadro da o kadar karışık değil. iki spesifik kişi var sadece, birde anne ve babaları diğerleri de hızlı hızlı kostüm değişikliği yapar diğer karakterleri de oynar.
jeongin: yine ne karıştırıyor bu amk?/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love on top, hf
RomanceYıllardır mezun olamayan Hwang Hyunjin ve okula gelen yeni değişim öğrencisi Lee Felix, arkadaşlarıya beraber ölen tiyatro klübünü canlandırmaya çalışırlar.