part 1

3 1 5
                                    

Gökyüzünün griliği altında gözlerini araladığında boynundan akan kanla gülümsemişti chishiya "demek dün olanlar rüya değilmiş" diye söylendi ve ayağa kalktı etrafında bu yaranın sebebi olan baş belası genci aramaya başladı onu da tam yolun ortasında yüz üstü yatarken bulunca derin bir nefes verip yanına gitti ve omzundan dürtüp onu kaldırdı "baş belası velet kalk sabah oldu" arisu zorla da olsa gözlerini açmış ve doğrulmuştu onun da kafasından kanlar akıyordu sersemliğini atmaya çalışarak kafasında dikilen adama dikti gözlerini "sen az önce bana baş belası velet mi dedin?" chishiya karşısındaki gencin geç anlamasından sıkılmış ve sesli bir nefes vermişti "aynen öyle dedim senin yüzünden yaralandım boynumun haline bak" arisu yaklaşıp karşısındaki huysuz adamın çenesinden tuttu ve hafifçe başını çevirdi tabi ki bunu refleks olarak yapmıştı ama garip görünüyordu yani biri olsaydı yanlarında muhtemelen yanlış anlardı. chishiya her zamanki sinir bozucu gülümsemesini yapar yapmaz arisu yaptığı şeyin farkına varmış ve çekilmişti. "desene daha tanışmadan bana aşık olmuşsun geçmiş olsun velet" demişti chishiya alaycı bir tavırla arisu da buna sinir olmuştu kaşlarını çatarak karşısındakine baktı " bana bak lan dünyadaki son insan sen kalsan yokluktan yine de sana bakmam" dedikten sonra chishiyanın arkasındaki eczaneye girip birkaç malzeme aldı ve karşısındaki huysuz adamı oturtup boynundaki yarayı temizlemeye başladı bitirince de bant yapıştırdı. Neden bilmiyordu ama aynı şeyi chishiya da arisuya yapmıştı gerçi onun kafasındaki yara daha büyük olduğu için gazlı bezle sarmışlardı. "işimiz bittiğine göre herkes kendi yoluna velet bir daha çıkma karşıma" dediği anda eczane patlamıştı arisu refleks olarak chishiyanın boynuna atlamış ve onu yere sermişti patlamalar ard arda devam ederken onlar ilaç dolaplarının arasında kalmışlardı arisu her patlamada altındaki bedene sıkı sıkı sarılıyor chishiya ise hiç tepki vermiyordu sesler kesildiğinde arisu kalkacaktı ki chishiya onu tuttu. "bekle dolaplar üstümüze devrildi şimdi kalkmaya çalışma" arisu başını kaldırıp ona bakmıştı "ne yapmamızı önerirsiniz chishiya-sama?" chishiya tepki vermeden elleriyle üstlerindeki dolapları kaldırıp kenara atmayı başarmıştı. "buraya bile saldırı oluyorsa hiç insan kalmadığından emin olmaya çalışıyorlar demektir " kapıdaki siyahlığı görünce ikisi de saklanmıştı. "buradan nasıl çıkacağımızı da bulun bay dahi o zaman size inanayım" diyince chishiya sanki bunu bekliyormuş gibi onun elini tutup koşmaya başlamıştı. Arka kapıdan dışarı çıktıklarında arisu şaşkınca karşısındakine bakmıştı "teşekkür ederim ama şimdi nereye gideceğiz?" "sen bana çok aşıksın demek ki benden ayrılmamak için resmen bahane arıyorsun" "bana kalsa ne yaparsan yap ama düşmanımız güçlü birlikte hareket etmemiz gerek" chishiya onu dinlemeyip yürümeye başlamıştı bile arisu da peşinden gidiyordu silah sesleri geldikçe korkuyla arkasına bakıyor ama huysuz adamı kaybetmemek için uzun süre durmuyordu. "beni takip etmeyi bırak velet" "takım olmayı kabul edene kadar peşindeyim chishiya-sama" sinirle arkasını dönmüş ve kendisine göre ince olanın yakasına yapışmıştı "bana bir daha öyle seslenme yoksa kötü olur" diyip yakasını bırakmış arkasına dönüp yürümeye devam etmişti. Arisu oldum olası inatçı biriydi ve peşini bırakmaya hiç niyetli değildi takibe devam ediyordu ki düşmanları önlerine çıkmış ve ateş etmeye başlamıştı. chishiya duvarların arasına girip saklanmıştı ama arisu hareket edememiş dolayısıyla da kaçamamıştı elini alnına sertçe vurup saklandığı yerden çıkmış ve küçük olanı kolundan tutup peşinden koşturmaya başlamıştı biraz uzaklaşıp buldukları iki duvarın arasına girmişlerdi arisu nefesini tutmuş chishiyaya bakıyordu iyice duvarların arkasına karanlık kısma ilerlemişlerdi görünmemek için ama duvarlar gittikçe daralıyor onlar da gittikçe yaklaşıyorlardı bu sırada katil de gördüğü bütün insanları acımasızca katlediyordu her silah sesinde arisu biraz daha chishiyaya sokuluyordu. "azcık daha gelirsen nefes almayı bırakıcam bu kadar korkuyorsan katılmasaydın oyuna" yakınlık onu rahatsız etmişti çünkü resmen dipdibe duruyorlardı ve vücutları birbirine temas ediyordu. "elimde mi sanki? mecbur kalmasam katılmazdım" beklemedikleri bomba sesiyle arisu chishiyaya sarılmış ve boynuna gömülmüştü şu an küçük olan tamamen korkusuna yenik düşmüş bir kedi gibi sığınacak delik arar hale gelmişti chishiya omzundan tutup kulağına yaklaşmış ve fısıldamaya başlamıştı " sakin olmazsan ikimizi de bulacak o zaman saklanmamızın anlamı kalmayacak" sesler kesildiğinde chishiya sessizce etrafa bakınmış ve küçük olanı yanına çağırmıştı arisu hissettiği korkunun etkisiyle chishiyanın koluna yapışmış dikkatli dikkatli yürümeye başlamıştı tekrar silah sesi duyduklarında depo gibi bir yere saklanmışlardı her seste arisu daha çok korkuyor ve bu korku gitgide onun bütün vücudunu kaplıyordu küçük olan ağlamaya başladığında chishiya eliyle onun ağzını kapatıp çaresizce ona sarıldı eğer sesini duyarsa o katil onları bulurdu ve sümüklü bir velet yüzünden yakalanmayı göze alamazdı. Arisu ona sıkı sıkı sarılmış ve hırkasının kenarını sıkmaya başlamıştı çok yakınlarında duydukları silah sesiyle ikisi de oldukları yere sinmişlerdi. Yanlarına gelen tanıdık yüzle ikisi de ayağa kalkmıştı "sağol aguni sen olmasaydın biz bu ağlak yüzünden kesin yakalanıp geberirdik" derken arisuya sert bir bakış atmıştı ama küçük olanın onun söylediklerini duyacak hali yoktu ona sarılıp ağlamaya başlamıştı aguni olanlara anlam veremezken chishiya bıkkınlığını belli eden bir nefes verip arisuya sarılmıştı. "bu kadar korkuyorsan keşke katılmasaydın arisu bu oyun korkaklar için gerçek bir cehennem" biraz durduktan sonra oradan çıkmış ve etrafa bakarak yürümeye başlamışlardı oyun bitmişti ve onlar çok acıkmışlardı. Bir market bulup girdiler ve kendilerine yiyecek bir şeyler bulup oturup yemeye başladılar. Derin sessizlik aguni yüzünden bozulmuştu "sizin aranızda bir şey mi oldu? arisu chishiyaya bakarken kızarıyorsun" diyince chishiya yanındakine baktı. "oyun esnasında gereğinden fazla yaklaştı bana muhtemelen onun utancı vardır beyefendide sarılıp ağlamasını saymıyorum bile bir tek öpüp ilan-ı aşk etmediği kaldı onu da yapsaydı o katilden önce ben öldürürdüm onu zaten" diyince arisu önüne döndü ve sessizce yemeğini yemeye devam etti aguni de üstelemedi yine derin bir sessizlik olmuştu ki kuina gelip raflardan birine yaslandı "en azından yaşadığının belirtisini veremez misin chishiya her yerde ölünü veya dirini aramak zorunda kalmayayım yorucu oluyor" diyince chishiya ona bakıp "bir dahakine dumanla haber gönderirim kuina" dedi ve yemeğine döndü kuina da oturup bir şeyler yemeye başlamıştı. Hepsi karınlarını doyurunca marketten çıktılar ve dışarıda dolaşıp araştırma yapmaya başladılar gezerken karşılarına çıkanla hepsi donmuştu

either you or nothing Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin