YARALASAR 5 (9. BÖLÜM)

82 7 18
                                    

2 gün sonra...

İnsan felaketlerle yaşamayı öğrenmeli, çünkü hayat güzellikler için fazla felaketlerle doludur. 3 gündür yüzümüz gülmüyordu. Kuzey vurulmuştu ve şuan hayati tehlikeyi atlattığını söylemişlerdi fakat Ecrin eskisinden daha solgundu. Kuzey hastanenin önünde vurulduğu için hemen müdahale edilmişti ve durumu iyiydi. Sadece gözlem odasında bir süre gözlem altında tutulması gerektiğini söylemişlerdi. Yaralasarın hepsi buradaydı. Naz ve Yiğit Ekim'i babaanneme bırakmıştı. Ecrin de olanlardan beni suçlayıp babaanneme bırakmak istememişti fakat Hakan Ecrin'i Elvan ve Ekim de orada olduğu için vakit geçirirler diye ikna edebilmişti. Hepsi uykusuz görünüyordu. İki gündür hiçbirinin gözüne uyku girmemişti. Tabi benimde. İki gündür Sedef'i aramaktan başka birşey yapmamıştım. Bir de arada sırada Kuzeyin durumunu öğrenmek için hastaneye gidip geliyordum. Elvan daha sütü bırakmadığı için ve Sedef de yanımda olmadığı için halim berbattı. Arabam yerinde olmadığı için Ecrin bana Kuzeyin arabasını vermişti. Bunu nasıl yaptı inanın bende bilmiyorum fakat aklı o kadar karışıktı ki Kuzey dışında hiçbirşey umurunda bile değil gibiydi. Zaten bana kızgın olduğundan başından savmak için de yapmış olabilirdi. Çünkü Atalaydan araba istediğimde hemen konuşmamızı bölerek 'Dışarıda Kuzeyin arabası var. Onla git hatta onunla siktir git Altuğ.' Demişti. Küfürlü kısmı ağzının içinde gevelensede duymuştum. Çiftliğe geldiğimde Aslı ve İshak'ın da burada olmasını beklemiyordum. Olanlardan dolayı onlara haber verememiştim ve bana oldukça kızgın görünüyorlardı.

Bu ne arkadaş! Bok da bana kızgın? Kime baksam günah keçisi ben oluyorum. Ah Sedef ah keçilik rolünü bana teslim ettin ha...

İshak'a başımla selam verdim ve "Saygın, sizin burada ne işiniz var?" İshaktan önce Aslı "Sanane?" Dedi. "Aslı'm iyi misin sen? Ne bu sinir."

"Bundan da sanane."

"Niye banane?"

"Sanane işte!" Diye bir anda tekerlekli sandalyesinden kalktı ve 2 adım atarak yere düştü. Ne? 2 adım mı attı! Babaannem ve İshak aynı anda "Aslı!" Diye bağırdı. Ben ise olduğum yere çivilenmiş gibiydim. Bir anda İshak Aslı'yı kucağına alarak etrafında döndürdü. Bu harekete bile hareket edemiyordum. En sonunda babaannem omzuma dokununca hatta omzuma bir tane  geçirince kendime geldim. "A-aslı?" Diyebildim. "Dayı bak ben yürüyorum! Gerçekten yürüyebiliyorum." Diye heyecanla bağırdı. Koşarak Aslıyı İshaktan kurtardım ve kendi kucağıma alarak etrafımda döndürdüm. En son yere indirdiğimde Aslı ağlayarak "Sana çok kızgınım ama yine de iyiki benim dayımsın." Dedi. Gülümseyerek "Sende Aslı'm. Sen de iyiki benim yeğenimsin." Aslıyı kendime çekip saçının tepesine bir öpücük kondurdum. Geri çekildiğimde ise bizi izleyen İshak bir anda beni kendine çekip sarıldı. Şaşkınlıkla karışık mutlulukla yine hareket edemedim. Ardından İshak geri çekilip yanağıma sulu bir öpücük kondurdu. Silkelenip kendime geldim ve "Lan mal herif napıyorsun göt!"

"Ne yapmışım be?"

"Lan Sedef bile böyle sulu öpmedi oğlum beni!"

"N'apayım oğlum bu Sedefin sorunu. Hem ne demişler; Yârı yâr olanın yâr sarar yarasını, yârı yâr olmayanın felek siker anasını."

"O ne lan?"

"Özdeyim gibi birşey işte." Bıkkın bir nefes verip tam bir şey diyecekken babaannem "Oğlum bırakın kavgayı Elvan ağlayıp duruyor ne yaptıysam susmadı. Gel bak hele." İshak'ı ittirerek çiftlik evine doğru koştum. Elvan koltukta yorganlarla sarılı bir şekilde yatıyordu. "Ah babaannem Ah, çocuğu böyle lahana gibi sararsan kıyma gibi rahat durmaz işte." Diye söylenerek Elvan'ın üstündeki tüm yorganları açtım. Kızımı kucağıma alarak sallamaya başladım. Susmayınca ayağımda salladım, yine susmayınca en son biberonuna süt doldurup ısıttım ve anne gibi görünmek amaçlı tişörtümü kafama doğru kaldırdım ve çene hizamda bıraktım ardından biberonunu göğsüme doğru koyarak Elvan'a içirmeye başladım. Ne yaptıysam susmayan çocuk, göğsüme göğüs diye biberon koyup süt içirince sustu.

Annesi kılıklı seni.

Elvan göğsümde sütü emip uykuya daltıktan sonra söylene söylene "1 yaşına geldin 2'ye gireceksin hala sütten kesilmedin be kızım. Annen olmayınca ben sürekli göğsüme biberon mu koyacağım yani?" Diye kendi kendime avutlar yaktım. Elvan'ı koltuğa yatırıp üstünü örttüm ve alnına bir öpücük kondurdum. "Anneni almadan gelmeyeceğim. Sana söz veriyorum kızım. Baba sözü." Ayağa kalkarak dışarı çıktım ve İshak ve Aslı yoktu. Babaanneme sorduğumda Aslıyı doktoruna götürüp yürüdüğüne haber vereceklerini ve kontrol yapacaklarını söyledi. Babaanneme sıkıca sarıldım ve hızlı adımlarla Kuzeyin arabasını doğru yürümeye başladım. Seni bulmam gerekiyor Sedef. Her zamanda bulacağım. Sen kaç, git kaybol yinede seni bulurum. Çünkü benim aşkım herşeyden ağır basıyor bu hayatta. Arabayla son hızda giderken Atalay'ı aradım ve açtığında "Ne var gene ne var ne ne ne! Rüyanda mı gördün sabah sabah senin yüzünden kızım uyandı! Ne bok yedin gene şerolli!"

"Oğlum bir dur lan! Sedef yok, Kuzey vuruldu herşey boktan bir hal almış durumda ve sen hâlâ 'ne var ne?' Diyorsun. Ayrıca şerolli ne lan?"

"Yosuncuğum bana küfürü yasakladı. Kızımın yanında küfür edemiyorum. Bu içime çok oturuyor be Altuğ. Senden bir şey istesem?"

"Ne isteyeceğine bağlı."

"Ben hani küfür edemiyorum ya."

"Eee?"

"Senin yanında ana avrat sövsem koyar mı?"

"Evet."

"Hay senin ebeni seveyim."

"Eyvallah Atalay. Konumuza dönelim, Sedef'i bulmamız gerek ve bildiğin tüm eğitmenleri topla. Fulya ve İncinin işi bugün bitecek. Sedef'i almadan nefes bile almak yok. Ya bugün ya hiç. Akşam 8 gibi atacağım konuma gelin."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 20 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YARALASAR 5 (9. Bölüm)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin