go on

24 12 34
                                    

''Uyan!''

Gardiyanların kapıya sertçe vurmasıyla nefes nefese uyanmıştım. Tekrar aynı şeyler oluyordu. Günler sürekli tekrar ediyordu. Yine aynı şeyleri yaptım. Her zamanki gibi yataktan kalktım ve lavabonun önüne gidip elimi yüzümü yıkayıp yaralarımı inceledim. Artık yeni bir yara almak istemiyordum ve bıkmıştım. Bıkkınlıkla formamı giydim ve komutu bekledim.

''Çık!''

Kapının önüne çıkıp gardiyanlara bakındım. Gardiyanlar da aslında bizler gibiydi. En ufak hatalarında ya ceza alıyorlardı, ya da öldürülüyorlardı. Bu yüzden 2 haftada 1 nöbeti başka bir gardiyan tutuyordu. Önüme dönüp derin bir nefes aldım ve yan tarafımda bulunan camın yansımasından Ash'e baktım. Yaraları berbat haldeydi. Son olan olayda patron Michael'ın, Ash'i korumak için olay çıkarttığını öğrenince Ash'e acımadılar... Eğer bir kaçma planı yapsaydık ve Ash bize ihanet etseydi... Bunu anlayışla karşılardım... Çünkü sürekli suçlu bulunup ceza alıyordu...

''Yürü!''

Düşüncelerime dalmış bir haldeyken aniden gelen komutla afalladım ve diğerlerine göre daha farklı bir hızda yürümeye başladım. Bunu fark eden gardiyanlardan biri silahını bana doğrulttuğunda adımlarımı diğerlerine uydurdum ve geri kalan yolu düzgün adımlarla devam ettirdim. Uzun koridoru geçtikten sonra merdivenlere ulaştık. Bir aşağı katta olan kafeteryaya ineceğimizi sanıyordum ama kafeteryaya gitmedik. Aksine bodrum kata inip poligon alanına girmiştik. Bizden önceki grup hâlâ atış yapıyordu. Silah sesleri yüzünden ürkmüştüm ve ellerim titriyordu. Üçerli gruplara ayrılmıştık. Sırayla masaya yaklaşıp gözlük ve silah alıyorduk. Sıra bana geldi ve yavaşça masaya yaklaşıp gözlüğü alıp taktım. Gardiyanın bana olan bakışları yüzünden ürpermiştim. Masadan silahı alıp atış alanına geçtim. Silahı doğrultup tetiği çektim ve komutu bekledim.

''Ateş!''

Silahı 1-2 kere ateşledikten sonra aniden durdum. Bütün sesler birbirine karışmıştı. 10 Atıştan sonra masaya dönüp şarjöre mermi yerleştirmem gerekiyordu ama yapamadım. Düşüncelerim buna izin vermedi ve beni durdurdu.

''Ateş!''

Yine ateş edemedim... Gözlerim dolmaya başlamış ve düşüncelerim yüzünden bedenimin kontrolünü kaybetmiştim.

''Ateş!''

Sinirlerime daha fazla hakim olamayıp son gücümle gardiyanlardan birine döndüm ve bağırarak ona ateş ettim. Artık her şey için çok geçti... Gardiyan yerde kanlar içerisinde yatıyordu ve hiç kimse ona dokunmuyordu. Herkes benim etrafımda toplanmıştı. Sadece bir kişinin telefonla birini arayıp konuştuğunu duydum...

''Aptal Asahi... Efendim Sicheng'i vurdu! Ne yapacağız??''

''Vurun gitsin.''

Duyduğum cevapla adeta dona kalmıştım. Nefes bile almakta zorlanıyordum... Diğerleri atış yapmaya devam ediyordu. Gardiyanlar bana yaklaştığı sırada biri dikkatimi çekmişti. Masadaki silahı alan kişinin yüzünğ görmeye çalıştım. Gardiyanlar beni götürürken o kişin yüzünü görmüştüm. Mona... O kişinin Mona olduğuna eminim... Gardiyanlarla poligondan çıkarken Mona'nın atış alanına geçtiğini gördüm.

''Ateş!''

Gardiyanlarla alandan çıktık ve beni sürükleyerek bir odaya getirmişlerdi. Odada 3 gardiyan vardı ve kapıyı kilitleyip beni saatlerce dövmüşlerdi. Acıyla sızlanıp yerimden kalkmaya çalıştım ama başaramadım. Adım sesleri duydum ve birden kapı açıldı. Gardiyanlar odaya birini bırakıp gittiler. Kapı tekrar kilitlendiği anda yerde yatan bedene baktım.

''Asahi... İyi misin?''

''Lan mal! Napıyorsun burda?''

''Patronun canı sıkılmış, görevlilerden olan İsabel ile konuşuyorum diye beni hırpaladılar biraz...''

Gülüp Mona'nın kafasına vurdum. Mona başını sıvazlarken bana bakındı.

''Ne be?! Alt tarafı bir kız beğendik!''

''Patronun çalışanlarından birini beğenmek ve konuşmak... Tam senlik hareket, yalan yok.''

''Şu boktan yerden kurtulmamız lazım. Kurtulduğumuz gibi İsabel ile evleneceğim, görürsün!''

Mona'nın kafasına tekrar vurdum ve kaşlarımı çattım. Gardiyanlardan biri gelip kapıyı açtı ve bize bakıp geri gitti.

''Önce buradan çıkmanın bir yolunu bulalım. Sonra düşünürsün evliliği mankafa.''












______________________________________________

Türkçe yetmedi benum

EscapeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin