NEREDEYİZ

3 1 0
                                    

  Başım ağrıyor. Gözlerimi açmakta zorluk çeksemde açtım ya da açamadım çünkü her yer karanlık. Dizlerimin üstüne kalkmaya çalıştım ve yavaşça ayağa kalktım. Sendeleye senleye etrafımda döndüm. Karanlıktı fakat tam karşımda beyaz bir çizgi vardı. Oraya ilerledim elimi oraya uzattım ve çıktım, arkamı döndüğümde gördüğüm şey bir çadırdı, meğer bir çadırın içindeymişim. Etrafa bakmak için başımı çevirdiğimde neye uğradığımı şaşırdım. Burası neresi böyle? Etraf sokak lambalarıyla aydınlatılmış fakat her yerde ağaç var. Bir ormanın içindeyim galiba ve en önemlisi burada başka çadırlarda var. Neresi burası be?

  Yavaş adımlarla ilerledim. Daha 15 adım atmıştım ki arkamda bir çıtırtı duydum. Galiba biri arkamda. Konumumu aldım. Sağ ayağımı hafif yan çevirip ağırlığımı sol ayağıma verdim ve biraz bekledim. Biraz daha yaklaşmalı. Arkamdaki her kimse adım seslerinin az çok duyabiliyordum. Biraz daha, biraz daha, şimdi değil... Şimdi! Ters dönüp ayağımı suratına geçirdim. O yere düşerken ben kaçtım. Duyduğum tek şey "lanet olsun!" olmuştu. Koştum,ona bakmamaya çalışarak kaçtım. Hayır! Arkamdan geliyor! Daha hızlı olmaya çalıştım. "Ah!" Azımdan bir çığlık kaçtı ve ben yere çakıldım. Bune ya bir çukura mı düştüm?
 
  Kurtulmaya çalışıyorum ama olmuyor. Bir şey beni yukarı çekiyor. Çukurda olduğum için neye takıldığımı görememiştim ama şimdi anlıyorum ki bu bir tuzak. Etrafa bakmaya çalıştığımda bir ses duydum. Bir kahkaha sesi. Bune ya hangi salak gülüyor ki. "Benden kaçacağını mı düşündün" dedi karşımda duran erkek. Anlaşılan bu o vurduğum kişi. Çok güzel vurmuş olmalıyım ki yanağı kıpkırmızı. Oh olmuş. "Çok güzel vurdum galiba. Diğer tarafada aynı hareketi uygulayabilirim istersen" dedim gözlerimi yanağına dikerek. Bu imamdan hoşlanmamış olmalı ki bakışları sertleşmeye başladı ve beni hiç kibar olmayan bir şekilde aşağıya bıtaktı daha doğrusu attı. Hayvan adam! Ayağa kalktığım gibi beni kolumdan tutup bir ağaca yasladı. Bune ya eşkiya mı lan bu. "Beni nereye getirdin bilmiyorum ama şimdi beni bu lanet yerden çıkarıyorsun hemen" Ne? Onu ben getirmedim ki hem yolu bilsem kendim kurtulurum. Anlaşılan onuda buraya birileri getirmiş. "Ben de buraya zorla getirildim! Neden beni bırakıpta buradan kurtulmanın bir yolunu bulmuyoruz" Kolumu daha çok sıktı. "Yalan söyleme! Senin getirdiğini biliyorum. Numara yapma bana!" Kıt kafalı, anlamıyor ki. Görür o şimdi. İki bacağının tam ortasına dizimi vurdum ağrıdan olmalı ki hafif eğilip bıraktı beni. Aaa biter mi, bir tane de yumruk geçirdim suratına ve yere çakıldı." Kıt beyinli sana diyorum ki bilmiyorum, ben de zorla getirildim mal!" Sanırım ikna olmalı ki başını salladı.

  "Sanırım yalnız değilsiniz" kafamı sesin geldiği tarafa çevirdim ve bir sürü insan gördüm. Bune ya, ne oluyor lan burada.

  Aradan yarım saat geçmesine rağmen kimse tek kelime etmedi. Hepimiz aydınlık bir yerde oturmuş etrafa bakıyorduk. Ay yeter burada kaldıkça sinirlerim oynuyor. İlk söze ben başladım ve herkesin bakışları bana döndü tek bir kişi dışında "Anladığım kadarıyla siz de buraya istemeyerek geldiniz. Burası neresi? Kim getirdi? Niye getirdi? Hiç bilmiyorum ama eğer konuşmazsanız burada kalmaya devam edicez. Şimdi herkes buraya nasıl geldiğini anlatabilir mi lütfen!" dedim herkesin gözüne net bir şekilde bakarak. Burada toplam 14 kişiyiz. Ve söze bana bakmayan şu bey başladı." Sokakta yürüyordum ve beni takip eden birilerinin olduğunu fark ettim. Bir çıkmaz sokağa döndüm ve onlarda beni takip etti. Tam hepsi baygındıki bir sızı hissettim boynumda ve sonrası yok ben de sanırım bayılttılar ve burdayım" Eh fena değilmiş benimkine göre. Biraz inceledim onu. Fazla olmasada iri bir vucudu var ve buradan kaslarını görebiliyordum. Tamam çok fazla olmasada gözle görülecek kadar var. Ve anlaşılan şuan hepimizden nefret ediyor olmalı ki kimsenin yüzüne bakmadı. O an bana baktı hemen yüzümü çevirdim. Sanırım ona baktığımı görmüş olmalı. Hayır yani ne diye bakıyorsun ki dimi.

  Hepsi bayıltılarak gelmiş buraya tabi bir kişi dışında. Oda zaten konışmadı daha ve kafasını kaldırmadı da. Tam yanımda duruyordu. Dizimi hafifçe ona vurdum ve çığlık attı. Oneydi ya hafif vurduk alt tarafı. Herkes bize baktı ve o geriye doğru kaçtı. "Vurma, yalvarırım dokunma ne istersen yapacam söz" bune şimdi kız ağlamaya başladı. Sessiz ve sakince ona yaklaştım. "Tamam sakin ol sana vurmicam merak etme, kimse vurmicak sakin. Şşş tamam gel söz sana zarar vermicez sakin ol" onu sakinleştirmeyi başardım " Söz mü? Yanında kemer var mı? Varsa  at lütfen" kemer mi ne kemeri ya. Diğerlerine baktım "kemerlerinizi çıkarın hemen" bir kaç kişi çımarıp ortaya indirdi ayağa kalkıp  bir ağacın altına attım. Geri dönüp kızın yanına gittim "Tamam herkes attı bak merak etme" Başını kaldırıp baktı ve gözlerini sildi. "Ben sizin gibi gelmedim" dedi. Nasıl yani? "Bir kaç adam evimize geldi ve babama para verdiklerini gördüm sonrada bir kadın yanıma gelip seninle bir tatile çıkıcaz dedi ve bana su verdi. Suyu içtikten sonra gözlerimi burada açtım." Bune şimdi yani birileri bizi bile bile mi getirdi? E bunu zaten biliyordum." Nasıl ya baban para karşılığında seni verdi mi" dedi 1 saat önce dövdüğüm adam. Kız başını salladı ve o an bilmiyorum neden ama o kıza acıdım ve bir koruma güdüsü geldi.

  "Şey daha önce söylemedim biliyorum ama şu çadırın içinde bir kaç ses geldiğini duydum" bunu diyen kadını tam göremedim tamam aydınlık olsada herkesi göremiyorduk sanırım bunun için sabahı beklemeliyiz. Her neyse şu an konu bu değil. Herkes kızın bahsettiği çadıra baktı buna o garip çocukta dahil. Yavaşça ayağa kalktığını gördüm. Benle beraber bir kaç kişi de kalktı. Çadıra yaklaştık ve o çocuk çadırın perdesini çektiği gibi bir odun kafama çarptı. "Ahh! Niye ben ya? Niye bütün odunlar çarpacak beni buluyor?" normalde olsa bu duruma gülerdim tabi benim başıma gelmese ama bir gülme sesi duyduğuma eminim fakat kim olduğunu göremedim kısa sürdü zaten. Dövdüğüm çocuk bana el uzattı iyi biri galiba. Ama hayır tutmadım herkes rol yapabilir dimi sonuçta hiç birini tanımıyorum. Bir çığlık duyduk ama nasıl bir çığlık herkes kulağını kapattı. "Uzak durun benden! Bu sefer olmaz! İzin vermicem bana dokunmanıza! Defolup gidin!" bu bir kadın sesiydi. Çadırın içinde bir kaç şey daha fırladı ve herkes oradan uzaklaştı. Bune ya şimdi bir delimiz eksikti tam oldu. Herkes tekrar birbirine bakmaya başladı. Ayy anlaşıldı bunlar kedi beyinlerini kullanmicak galiba." Herkes şimdi kendi çadırına gitsin ve çıkmasın. Sabah aydınlıkken etrafı inceleriz " dedim ve kendi çadırıma gittim. Ben konuşurken o sesiz çocuk çadırına gidiyordu. Galiba onun beyni çalışıyor.

                 2 saat sonra...

  Duyduğum sesle gözümü açtım. "Hangi göt bağırıyor lan, uyuyoruz burada be" bir dakika ne diyorum lan ben. Evimde değilim ki. Neler oluyor? Bune çığlıktı be? Bir çığlık daha duydum ve bir tane daha. Ne oluyor ya burada "Tamam sakin ol. Yanlış anladın sadece iyi misin diye baktım" dışarıdan sesler geliyordu. Anlaşılan iyi şeyşer beklemicek bizi. Zaten benim başıma ne zaman iyi bir şey geldi ki.
 
 

YARANIN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin