Sonlar ve Başlangıçlar

2.5K 95 88
                                    


Hikayeye başlamadan önce, bu hikayeyi yazmamı mümkün kılan Melek ve S'e yürekten teşekkür etmek istiyorum. Onların desteği ve ilhamı olmasaydı, bu hikaye asla var olamazdı. Bu eseri tamamen onlara borçluyum. Ayrıca, yanımda olup bana güç veren ve cesaretlendiren Gökçe, Merv ve İlayda'ya da sonsuz minnettarım. Sizlerin varlığı, bu yolculuğu çok daha anlamlı ve özel kıldı. İyi ki varsınız, hepinize gönülden teşekkür ederim.

Elindeki torbaları düşürmemeye özen göstererek kapıyı açmaya çalışıyordu Asi. Çok ses çıkarmış olmalıydı ki kardeşi homurdanarak kapıyı açtı. Eve adımını atar atmaz küçük kızın odasına döndüğünü fark etti, muhtemelen kapıyı açmak için uyanmış ve uyumaya geri dönmüştü. İçini buruk bir sevinç kapladı Asi'nin. Bu küçük, kendisine bağımlı varlığın, uykusunun bölünmesi pahasına da olsa onu beklemesi ne büyük bir sevgi ve güven işaretiydi. Poşetleri mutfağa bırakırken, gözü kapalı balkon kapısına takıldı. Asi her gece sigara içmeye kalkar, duman mutfağa dolmasa bile kardeşini rahatsız etmesin diye tüm mutfağı havalandırır, kapıyı kilitlemeyi unuturdu. Kapıyı açarken dudaklarına hafif bir gülümseme yayıldı. Rutinleriydi bu; küçük kız yaz kış fark etmeksizin her sabah Asi evden çıkar çıkmaz kapatır, kilitlerdi o kapıyı. Asi'nin yüreği, kardeşinin bu küçük dikkatli davranışlarıyla dolup taşardı her seferinde. Bu anlık mutluluk, yerini hızlıca hüzne bıraktı. Anılar zihnini bulandırırken, gözlerine yaşlar dolmaya başladı. Ama hayır, ağlamayacaktı, kendine söz vermişti. İçine derin bir nefes çekip kardeşinin odasına yöneldi. Zihnindeki kara bulutları dağıtmaya çalışırken adımları onu kardeşinin yatağına getirmişti çoktan. Yavaşça yatağa oturup kardeşini izlemeye başladı. Ece, rüya gibi bir güzellikti. İnsanı hayata bağlayan ışıl ışıl gözleri, buzdan kalpleri bile eritebilecek sımsıcak bir gülüşü vardı. Genç kadın elini yavaşça küçük kızın yüzünde gezdirdi, terden yüzüne yapışan saçlarını çekti kenara.

23 yaşındaydı Asi, yani öyle tahmin ediyorlardı. Yetimhaneye bırakıldığında 1-2 yaşlarında olmalıydı, kardeşi ise henüz 19'du. Ece'yi ilk gördüğü an geldi gözlerinin önüne: ufacık bir kız çocuğu. Öyle ufaktı ki bileğindeki künyesi olmasa kimse 4 yaşında demezdi. Asi hatırlıyordu, hiç susmazdı minik çocuk. Ne yaparlarsa yapsınlar ağlamasını durduramamıştı yetimhanedeki ablaları. Başta nefret etmişti ondan; bu veledin çığlıkları hiç dinmeyecek miydi? 8 yaşında ya var ya yoktu Asi, bu işe bir el atmam lazım diye düşündü. Küçük adımlarıyla kıza yaklaştı, daha ne olduğunu anlayamamıştı ki kahverengi boncuk gözler, zeytinlerine kitlendi. Kimsenin susturamadığı ufaklık bir anda bıraktı ağlamayı, burnunu çekerken gülümsedi. Çekinircesine elini uzattı saçlarına Asi'nin, diğer eliyle kendi kıvırcıklarına dokunurken "Açi" diye mırıldandı. Ufaklığın gözlerinde kendi acısını gören küçük kız gülümsedi. Yapayalnız kız çocuğu artık eksik hissetmiyordu. Bunun o an farkına varmasalar da o günden sonra Ece ve Asi bir an bile ayrılmayacaktı. Kardeşinin ona ilk kelimesini adı sayan küçük kız ise ufaklığın aslında onlar gibi kıvır kıvır saçları olan büyük abisinden bahsettiğini hiçbir zaman öğrenemeyecekti.

"Ece," dedi usulca, "uyan güzelim." Kardeşi o yokken yemek yememişti muhtemelen, zaten bir süredir halsiz hissediyordu küçük kız. "Abla, bırak çok uykum var." Kardeşinin sesini duymasıyla simsiyah gökler aydınlandı, yağmurlar duruldu, dalgalı sular dingin denizlere dönüştü sanki. Ece'nin böyle bir etkisi vardı işte. Asi'nin kalbine baharlar getirirdi. Asi, kardeşini hafifçe dürterek bir kez daha seslendi, "Ece, hadi kalk güzelim. Sofrayı beraber kuralım, birlikte yemek yiyelim." Ece gözlerini araladı ama hemen geri kapattı, derin bir iç çekerek yorganı başına çekti. Asi pes etmedi, "Ece, hadi ama. Kalkıp biraz yemek yemen lazım." Ece mırıldandı, "Abla, çok uykum var. Lütfen bırak biraz daha uyuyayım." Asi gülümseyerek, "Hayır küçük hanım, kalkma zamanı. Yemek yapıyorum, senin en sevdiğin domatesli makarna var."

Acının İlacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin