1. Bölüm

11 2 8
                                    

Canlarım merhaba ben Seyo. Diğer kitaplarım biraz saçma olabilir ama bu farklı. Ayrıyetten ben ilk defa gaylikle ilgilibir kitap yazıyorum. İyi okumalar...

Zil çaldı!
Okulumuzun zili çalmıștı ve benim acil okuldan çıkıp arkadașlarımla bulușmam gerekiyordu. Gerçi hepimiz aynı okulda okuyorduk, hatta aynı sınıftaydık birde. Bizim sınıfta bir grup daha vardı. Biz grup olarak onlardan tamamen tiksiniyorduk. Tabi onlar da aynı șekilde karșılık veriyorlardı. Onlar arasında en nefret ettiğim Jake adında biriydi. Jake, sıska ve her zaman bol giyinen bir çocuktu. Birde bu çocuğun gay olduğunu duymuștum ama...
Çocuk biraz duygusaldı ve en azıl düșman olsanız bile bu çocuğa acıyordunuz. Yurduma varıp çantamı oraya bırakıp çıkmam bir oldu. Hemen ucuz ama güzel bir barda buluștuk ve bir șeyler söyledik. Grubumuz dört kișiydi ve Justin, Zico, Tim ve benden olușuyordu. Zico her zamanki haylazlığını yaptı ve Tim'e șaka yaparken elini salladı ve birayı üstüme döküverdi.
"Zico ne yaptın!"
"Kanka senin suçundu, masaya sokulmușsun" dedi sırıtarak.
"S*ktir git lan. Suç bende mi sanki. Birde hiçbir șey yapmamıș gibi sırıtıyor Sun! " dedim ve arkasından:
"Arkadașlar benim üstümü değiștirmeye gitmem lazım siz eğlencenize devam edin" dedim ve koșar adımlarla bardan çıktım. Yolda üstüme bakıp oflayarak yürüdüğüm sırada kafamı bir anda bir șeye vurdum ve neye vurduğuma bakmak için kafamı kaldırdığımda içimden "Bakmaz olaydım" diye bi laf geçirdim.
Ona çarpmıștım yani Jake'ye.
"Az dikkat etsene be salak" dedim ama o sırada onun ağladığını gördüm:
"Ne oldu? Bașın mı acıdı?" diye sordum alay edercesine. Ama bana salya sümük bir șekilde baktığı için bașka bir șeyden olduğunu anladım.
"Hadi be sakinleș artık. Ne oldu?" diye sordum. Sonunda yanıt verdi:
"B-beni dövüp evimden attılar" dediği gibi hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etti. Onunla düșman olsak da neredeyse onunla birlikte büyümüștük ve bu durumda ona istemesem de yardım edecektim. Annem olsa böyle yapardı dedim kendi kendime ve onu yerden kaldırıp:
"Hadi, gel benim evime geçelim orada anlat" dedim istemeyerek. Ağlamaya devam ederken bașını salladı ve ağlamaya devan etti. Evime geldiğimizde ağlaması durmuș ama hala olayın șokundaydı. Onu içeri aldım ve koltuğa oturmasını sağlayıp konușmasını bekledim.
"B-benim ailem bana hep șiddet ediyor çünkü onlar benim gerçek ailem değil" ve devam etti "O-onlar bana bütün ayak ișlerini yaptırıp beni fareleri alıp atmam için bodrum katına kilitliyorlar. E-en sonunda dayanamayıp ağlamaya bașladım ama bu sefer daha kötü dövdüler, bu nedenle evden kaçtım". Çocuğu dinlerken içim gitmiști bu nedenle:
"Sana acıdığım için kimseye söylememek șartıyla benim odamdaki ikinci yatakta kalabilirsin ama bana çok alıșma." ve devam etti:
"Sana çok teșekkür ederim. Ama benim giyecek bir șeyim yok" dedi. Mecbur olarak "Banyo yaptıktan sonra benim kıyafetlerimi giyinebilirsin" dedim ve ben șu an ne diyordum? Jake, benimle, aynı odada, benim kıyafetlerimle "Neyse be John, hem annen için , çocuk çok çaresizdi" diye içimden geçirdim ve ağlaması durunca banyoya girmesini söyledim ve odama gittim. Hala üzerimde bira lekesi vardı. Hemen üstümü değiștitiyordum ki ben çıplakken Jake çat diye odaya girdi ve beni öyle gördüğü gibi:
"Pardon, çok özür dilerim". Giyindiğini bilmiyordum gibi șeyler söyledi.

Canlarım tekrar merhaba. Biraz yazım yalnıșı olacak tabi. Bu bölüm kısa oldu ama yayınevine yetiștirmem gereken bir kitap var bu nedenle șimdilik bye...💙

BENİM KANKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin