furina 19 yaşında misa kinnie obsesif + stalker olan otistik bir kızdı. köken olarak ankara keçiörenli olan furina, istanbulda yaşıyordu. furina'nın hiç arkadaşı yoktu. tek arkadaşı olan bensu, furina erkek olmadığı için onunla arkadaşlığını bitirip ekin adında bir erkekle arkadaş olmaya başlamıştı. furina kendini cok yalnız hissediyordu. okuldan sonra tek eğlencesi emaar dürümleye gidip tavuk dürüm yemekti. bir sabah furina okula gitmek için hazırlanırken furina otobüsü kaçırır ve okula yürüyerek gitmeye karar verir. okul mesafesi uzak olduğu için yorulur ve dinlenmek için bir kafede oturma kararı alan furina, hayatini kökünden değiştirecek "o" kişi ile karşı karşıya gelir...
furina içecek menüsünü istemek için arkası dönük uzun boylu bir baristaya dokunur. yavaş bir şekilde önüne dönen barista; furinanın gözlerine bakakalmıştır. bu kehribarımsı güzel gözlerle karşılaşmayı beklemiyordu çünkü. furina ise ona doğru şaşkın ifadeyle bakan iki çift gözden dikkatini alamamıştı. sadece menü isteyeceği bu uzun boylu ve dövmeli baristanın bu kadar yakışıklı olmasını beklemiyordu. barista karşısında olan bu kehribar gözlerin rengini anlamaya çalışırken, furina baristanın yakasına minik bir iğneyle tutuşturulmuş isim kartına baktı ve ismi okudu. "sukuna"... baristanın ismi sukuna'ydı.
furina daha fazla garip bir duruma düşmemek için kendini toparladı ve; "menüyü alabilir miyim acaba ?" diye ürkek bir şekilde sorusunu sordu. sukuna ise gözlerini bu kehribar gözlerden ayırarak arkasında olan menüyü alabilmek için elini gezdirmeye başladı. utançtan arkasını dönmek iyi bir fikir olmayacağından, yere bakarak menüyü bulma umuduyla elini ceplerinde gezdiriyordu.
en sonunda menüyü buldu ve önünde duran kıza verdi. furina menüyü alırken sukuna'nın eline dokunabilmek için elini iyice açmıştı ama sukuna utandığı için menüyü kendisinden çok geride vermişti. furina daha fazla gerilerek menüye bakınmaya çalıştı. neden geriliyordu ? bu dövmeli baristayı yakışıklı bulduğu için mi, yoksa kendisinin bile bilmediği bir sebepten mi...
ilki olamazdı. çünkü hayatında pek çok yakışıklı erkek görmüştü. bunların başında esracan demirel ve nisacan koçak olmak üzere türkiye'nin en yakışıklı iki iş adamı vardı. zamanında nisacan koçak ile sevgili olan furina neden bu sıradan baristaya bu kadar heyecanlanmıştı ?
bunları düşünüp yüz ifadesinin garip bir şekle girmesinden korkan furina, kendini toparlayıp masaya oturdu. sadece menüye odaklanmaya çalışıyordu ama ona hâla bakıyor olan gözleri hissedebiliyordu.
bir menüye odaklanmak nasıl bu kadar zor olabilirdi ?
her saniye gözlerini kaldırıp o yakışıklı baristanın yüzüne, gözlerine dudaklarına, dövmelerine, her şeyine bakmak istiyordu. utanmasa oracıkta pantolonunu indirip sakso çekecekti..
sukuna; menüye garip bir ifadeyle bakan bu kızı inceliyordu. kıza neden bakıyordu ?
2-3 yıldır bu kafede çalışan oydu. birçok müşteriyle iletişime geçmiş, sohbet etmişti. ama bu kıza neden soru soramıyordu, neden sadece menüyü verip oturmasına izin vermişti?
sukuna, cesaretini toplayıp furina'nın oturduğu masaya doğru yaklaştı. furina'nın kalp atışı yavaş yavaş hızlanıyordu ve birinin bunu fark edeceğinden çok korkuyordu. hemen kendini toparlamaya çalışıp başka şeyler düşünmeye çalıştı;
genshin, tiktok, kediler, twitter..
"- karar verebilirsiniz mi acaba ?"
furina irkildi. bu kadar hızlı bir adım beklemiyordu. aklında bir içecek ismi de yoktu, oysa dakikalarca menüye bakmıştı ama hiçbir içeceğin ismini okuyamamıştı. sukuna'nın önünde küçük düşmek istemiyordu. söyleyeceği içeceğin de güzel olması gerekiyordu. menüye son bir defa bakıp okunuşu en kolay içecek olan ankara çayını istedi. sukuna ise furina'ya güzel bir şey getireceği için mutluydu. hazırlayacağı içecek çok güzel olmalıydı. bu kızın içtiği en güzel ankara çayını sukuna yapmalıydı..
sukuna çayı hazırlayıp getirdi
"-afiyet olsun"
"-tesekkur ederim"
"- bir yere yetişmeye mi çalışıyorsun?"
furina utanmıştı. dış görünüşünde bir sorun mu vardı.. acele ettigini nerden anlamıştı ki
"- ah evet, okuluma giden son otobüsü kaçırdım ve yürüyerek yetişmeye çalışıyordum ama cok yoruldum"
bunu fırsat bilen sukuna:
"- motorsikletim var. seni bırakabilirim"
furina'nın kalbi daha hizli atmaya başlamıştı. motorsiklette bu kaslı ve dövmeli kollara tutunmak onu azdiriyordu. boyle bir şansın bir daha elini geçmeyeceğini bilerek
"- gerçekten cok sevinirim. ama acele etsek çok güzel olur.."
"- içeceğini bitirdikten sonra çıkarız konumu bana söylemen yeterli olur"
...
...
içeceğini bitiren furina ayaklanır ve sukuna, barista önlüğünü çıkararak kendi ceketini giyer. artık barista değil sukunadır. sukuna furinaya elini uzatarak
" ben sukuna !"
"ben de furina.."
"memnun oldum.. beni takip et"
sukuna siyah kaskını kendine takmadan önce bu güzel hanımefendiye kaskı takmak için eğilir.
s: işte böyle, güvenlik önemli
f: teşekkür ederim!!
sukuna, motorsiklete biner, furinaya arkasını binmesi için el işareti yapar. furina gerilerek arkasına biner ama dengeyi sağlayamaz.
s: bana tutunmazsan düşersin
f: aaah evet (bakınır. utanarak ve nerden tutunacağını bilmeyerek)
s: benden tutun, hadi geç kalıyoruz.
furina, sukuna'nın sırtına kollarını bağdaş yapar. yuh o da nedir?? sukuna fazlasıyla kaslıdır. furinanın içi gitmektedir. hem dövmeli hem yakışıklı hem de kaslı. hemen elini baklavalarına doğru götürür. sukuna kızarmıştır ama bozuntuya vermez.
sukuna, motorsikleti çalıştırır ve yola koyulurlar. sonunda okula gelmişlerdir. sukuna furina'yı indirmek için ilk olarak kendisi iner ve furinanın elinden tutarak onu indirir. furina sukuna'nın bu centilmenliği karşısında eriyip gider. aklında ise o soru vardır; " acaba yatakta nasıl.." furina teşekkür etmek üzere konuşmaya başlayacağı anda büyük lumizinler okulun önüne gelir, ve kravatlı adamlar ünlü futbolcu kenan yıldız ve onun takım arkadaşı ferdi'nin bu okula başlayacağını haber verirler, herkes çok şaşırmıştır. bu kadar ünlü bir futbolcunun burda ne işi olabilir... O DA NE BİR LİMUZİN DAHA GELİYOR. bu limuzinden inen adam korelidir. aespa grubundan karina'nın da bu okula başlayacağını duyurur. yok artık tesadüfün böylesi. furina şok olmuştur. üçü de hayran olduğu, hatta aşık olduğu insanlardır. furinanın bu denli şaşırmasını ve sevindiğini gören sukuna'nın suratı asılmıştır. o da ne... yoksa sukuna'nın gecmişte kenan, berk ve karina ile ortak bir geçmişi mi vardır...