Benimle...

43 5 6
                                    

Minho

Jisung arabaya binmişti ve ormana doğru gidiyorduk. Jisung çok meraklıydı. Onu ilk önce sahile götürdüm.

"Hani ormana gidecektik?"

"Biraz yürüyelim değil mi?"

"Peki"

Hiç konuşmadan yürüyorduk ben heyecandan konuşamıyordum o ise konuşmak istemiyor gibi duruyordu.

Biraz yürüdük ve karşımıza bir dondurmacı çıktı. Hemen Jisung'u dondurmacıya sürüklemeye başladım.

"Ya neden dondurma"

"Ne güzel işte hem bak orijinal Maraş Dondurmasıymış"

"İyi peki"

Hemen sıraya girdik zaten üç beş kişi vardı sırada. Sıra bize geldi.

"Buyrun beli istersiniz dondurmanızı?"

"İlk sen söyle Jisung"

"Peki; ben çikolatalı, vanilyalı ve muzlu istiyorum"

"Buyrun"

Dondurmacı dondurmayı kaçırarak eğlendirmeye çalışıyordu bizi. Jisung tatlı sinirli bir hali vardı, hem gülüyor hem de sinirleniyordu. Ben ise o sırada kahkahalarla gülüyordum.

Sıra bana geldi.

"Sen beli istersin dondurmanı?"

"Bana da aynısından olsun"

Adam dondurmayı koydu ve bana peçete ile uzattı. Neden bana da oyun yapmıyor ki?

Ben peçeteden tuttum ve aldım. Yani öğle sandım. Adam dondurma ile oyun oynuyordu bildiğin. Jisung ise kahkahalara boğulmuştu.

En sonunda dondurmayı aldım ve parasını ödedim. Yolda giderken Jisung çok mutlu duruyordu.

"Jisung"
"Senin hoşlandığın biri var mı?"

"Evet var"

"Ha öğle mi?"
"Peki kim?"

"Sensin Minho"

"Ne?"

"Evet, ne kadar beni sinir etsen de seni seviyorum"

"Seni nasıl sinir ediyormuşum bakalım?"

"Yakışıklılığınla"
"Herkes sana bakıyor bu beni sinir ediyor"

"Ama biliyorsun ki ben senden başka birine bakmam"

"Gerçekten mi?"

"Evet gerçekten"

Biz geri döndük ve arabaya doğru gittik ve karşımıza çok tatlı iki tane kedi vardı. İkisi de yavruydu. Biri sarı diğeri beyazdı. Jisung hemen o kedilerin yanına gitti.

"Bak Minho sana benziyorlar"

"Ne alaka ya"

"Sende kediye benziyorsunuz çünkü"

"İyi hadi o zaman ormana gidelim"

"Seninde bu orman Sevdan bitmedi he"

"Abla bitti mi?"
"Ne makyajım mı?"
"Bitmedi"
"Bitemez"
"Kimse bitiremez"

"Ne anlatıyon amk"

"Boş ver"

"Hadi gidelim o zaman"

Biz ormana doğru yola çıktık. Hava biz ormana vatana kadar zaten kararmıştı biz bir şekilde gideceğimiz yere vardık.

"Lan acaba bunlar kayboldu mu?"

"Hyunjin abartmasan mı?"

"Lan Seungmin kocama karışma"

"Lan Felix asıl sen benim güzelime karışma"

"Aman be kimse birbirine karışmasın ne abarttınız"

"Lan Suga bi dur geldiler"

Biz arabadan indik ve alana doğru ilerledik Ama ben önceden Jisung'un gözünü kapadığım için o hiçbirşey görmüyordu. Onu bir anda bırakıpbiraz uzaklaştım.

Jisung

Bana süpriz yapacağını söyledi Minho ve bunun üzerine gözümü kapattı. Beni bir yere doğru götürüyordu ve bir anda beni bıraktı.

"Minho"
"Minho"
"Nereye gittin!"
"Gözümdekini açıyorum"

Gözümdeki bandı çıkardım ama etraf karanlıktı hiçbir şey gözükmüyordu. Bir daha Minho'ya seslendim.

"Minho!"

Sözümü bitirdikten sonra biri beni kendine çekti ve beni öpmeye başladı. Ben tabiki kim olduğunu dudağından anladım. Bu Minho. Zaten mantıklı düşünürseniz beni öpebilecek tek kişinin Minho olduğunu anlarsınız.

Bir anda ışıklar açıldı veMinho'yı daha net gördüm. Bunun üzerine bende karşılık verdim.

Yaklaşık 1 dakika boyunca öpüştük ve ilk nefesim yetmediği için ben ayrıldım.

Sonra Minho uzaklaştı ve diz çöktü.

"Jisung..."
"Ben seni ilk görüşte sevdim"
"Seninde beni sevdiğini biliyorum"
"Bu yüzden bir sorum olacak"
"Benimle..."

Doktor ~ MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin