Adsız Bölüm 1

10 0 0
                                    

''Dosyalar hazır Nergis Hanım'' iki parmağımın arasındaki dosyaları Nergis Hanım'a uzattım. Göz ucuyla dosyalara baktı ve bana dönüp

''Sana güveniyorum ve kontrol etmiyorum bunları bugün sisteme giricem'' başımla onayladım ve odadan çıkmak için kapı tarafına bir adım attım ama bana seslenmesiyle tekrar masasının başına gittim.

''Yarın Aydın, Mardin ve Manisa'dan bazı kızlar gelecek. Ben yarın öğleden sonra yokum kızlar geldiğinde kızlarla sen ilgilenirsin birde yurdun kurallarını açıklamayı unutma.''

''Tamamdır dediğiniz gibi yaparım.'' dedim ve odadan çıktım. Topuklu ayakkabılarımın sesi yürüdüğüm koridorda tok bir ses çıkartıyordu. Aniden birisinin bana çarpmasıyla irkildim. ''Pardon'' diyen ince sesin sahibi yüzüme bakmadan merdivenlere yönelmişti. Görebildiğim kadarıyla yurda 5 ay önce gelen Ahsen'di. Normalde her karşılaşmamızda mutlaka biraz sohbet ederdik ama bu sefer yüzüme bile bakmadan yukarı çıkması beni biraz şaşırtmıştı ama çok fazla kafa yormadım. Koridorda ilerleyip en son yurt binasının büyük geldim. Bahçede oynayan çocukların şen kahkahalarını dinledim. Çoğu kahkahanın ardında bir çığlık, bir korku, bir endişe, bir umut vardı. Ve bunu bilmek bile kötüydü çünkü bazen bilmezdik bazı şeyleri, en büyük örnek çocuklardı. Ebeveynleri yüzünden dayak yiyeni, taciz veya tecavüz edileni, zorla evlendirilmeye çalışılınalı, zorbalığa uğrayanı vardı. Hepsi vardı hayatta ama biz görmezdik. Çünkü insanlar görmek istediğini görür görmek istemediğine kör sağır kalırdı. Zaten  bu yüzden durmamıştı çocuklara çektirilen çile. Derin düşüncelerimden yanımda duran Elif sayesinde kurtuldum.

''Aylin abla beni bakkala götürür müsün?'' Elif'in tatlı haliyle sorduğu soruya 

''Olur tabii'' dedim ve elini tutup yurdun çıkış kapısına yürümeye başladık. Elif kendimi bildim bileli yani 5 yıldır bu yurttaydı. Gökyüzü mavisi gözleri, koyu kestane saçları ve tatlı yüz simasıyla çok güzel bir kız çocuğuydu. Beraber yolda yürürken en son tanıdık bir mahalleye ve ardından da tanıdık olan Yakup abinin bakkalına girdik. Elif'e kendi paramla istediği çikolatayı alıp yurda döndük ve ben direk yurttaki odamdan çantamı aldıktan sonra yurttan çıktım ve taksi çağırdım. Taksinin gelmesiyle taksiye binip adresi verdim ve şoför sürmeye başladı. Yaklaşık yarım saat sonra evime gelmiştim, hemen parayı ödedim ve eve girdim. Her zamanki rutinlerimi hallettikten sonra yorgun bedenimi uykuya teslim ettim...

Bir sonraki güne gözlerimi araladım. Yavaşça yatakta doğruldum ve komidinin üzerindeki dijital saatten saate baktım saat 6.45 idi. hemen ılık bir suyla kısa bir duş aldım. Banyodaki havlularla bedenimi kuruttum ve başka bir havluyla da saçımı kurutmaya başladım. Yaklaşık 5 dakika boyunca saçımı kuruttuktan sonra havluları bir kenara kaldırdım ve yatağımın sağ çaprazındaki dolabımdan iç çamaşırlarımı ve giyeceğim diğer kıyafetlerimi çıkarttım. Hemen üzerimi giyindim ve saç kurutma makinesiyle nemli saçlarımı kuruttum. En son işim bittiğinde duvarın köşesinde duran boy aynasından kendime baktım. Belime kadar inen uzun siyah saçlarımı topuz yapmıştım. Üzerime siyah saten bir gömlek ve altıma onunla uyuşan bir kumaş pantolon giymiştim. Gömleğimin uç kısımlarını kumaş pantolonumun içine sıkıştırmıştım. Gömleğimin ilk iki düğmesine açık bıraktım ve yaka kısmını düzelttim. Normalde yurda giderken herhangi bir şekilde takı takmazdım ama bugün kulaklarıma ne çok büyük, ne de çok küçük olan gümüş rengi bir halka küpe taktım. Aynada kendime baktım ve gerçekten güzel olmuştum ve kendimi iyi hissediyordum ve tam o sırada telefonum çalmaya başladı komidindeki telefonu alıp kimin aradığına baktım ve istem dışı gülümsedim. Arayan Efsun'du ve bekletmeme kızardı o yüzden telefonu açıp kulağıma götürdüm.

  ''Günaydın birtanemmmm'' m harfini özellikle uzatmıştı ve bende onun bu haline sadece güldüm.

'' Günaydın noldu sabah sabah''

PARLAYAN GECEDE AYWhere stories live. Discover now