"Ya Jeongin ayıcık!"
"Hayir kola"
"Lan tilki benim civcivim ayıcık seviyor!"
"Ben de kolalı seviyorum bana ne?"
Göz devirip jeongin'in elindeki jelibon paketini alıp benim elimdeki ayıcıklı jelibon paketini de alışveriş arabasına koyup ilerledim.
Tilki değil keçi dememiz gerekiyordu buna! Neyse hyun, sakin ol hyun, minik civcivinin evine gidiyorsun hyun. Bu tilki kılıklı keçinin enerjini sömürmesine izin verme hyun- LAN PREZERVATIF MI KOYDU O
-"Jeongin napiyosun!?"
"Lazim olur belki diye sey ettim."
Göz kırpması ile tekrar göz devirdim. Beni karakolluk kendini de hastanelik edecekti bu çocuk yemin ederim. Prezervatif kutusunu geri koyup kasaya ürünleri koydum sabahtan beri benimle uğraşıyordu amcık yatsın kalksın Changbin ve Chan hyunga dua etsin yoksa elimde kalacaktı
Marketten çıkıp poşetleri taşıyarak yürürken Jeongin ise ağzındaki lolipop ile zıplaya zıplaya ilerliyordu, sabır..
Lixie'min evine gelince poşetleri yere koyup son bi kez yanımda taşıdığım ayna ile kendimi kontrol ediyordum. Bu gün de taş gibiyiz be🔥.
Jeongin ise göz devirip zile bastığında poşetleri tekrar sırtlandım güçlü kaslı ve karizmatik görünmem gerekti!!!
"HOŞGELDINIZZ"
Gün ışığım kapıyı sevimli bi coşku ile açınca istemsizce gülümsemiştim yemin ediyorum tanrı bu çocuğu öyle özene bözene yaratmis ki sırf su çocuğun güzelliğinden nefret ettiğim kiliselere gidip şükür duası okuyup üstüne adak adayabilirdim.
" Bu kadar sey almaniza gerek yoktu- Jeongin neden yardim etmedin?!"
Hafif kızgınlıkla verdigi tepkisi ile o kadar tatlı görünüyordu ki dudaklarına yapışmamak için zor duruyordum TANRIM!!
Jeongin piçi banane dermişcesine omuz silkerek içeri girdiğinde benim güzel meleğim ise bana yardım etmek için poşetlerin bazılarını almıştı güzel kalpli bebeğim.
"Bir şey olmaz çok ağır değildi zaten."
Kolum koptu amk.
"Saçmalama hyung ağır baya hem ne gerek vardı?"
"Olsun.''
Diyip gülümsemem ile beraber mutfağa ilerleyip beraber atıştırmalıkları kaselere yerleştirip aldığımız birkaç bira ve içeceği de soğuması için buz dolabına koyarken bir yandan ise sohbet ediyorduk.
"Sonra yolda gelirken tökezledi düştü, hazir dışarıdayken cami avlusuna bırakıp gitmeyi düşünmedim değil."
Jeongine yakınmam ile kahkahası bir oldu.
"Olsun tatlılığı yeter."
"Hmhmm tabi."
Salona elimizdekiler ile geçerken salonun bi köşesinde oturan Seungmin ve ayrı köşesinde telefon ile ilgilenen jeongine baktım. Bunlar barışmamış mıydı lan?
Seungmine "selam" anlamında başımı salladığımda o da soğuk bir şekilde kafasını aynı benim gibi oynatmıştı götüm. Bu çocuk benim meleğimin tam tersiydi bildiğin nasıl oluyo da benim güneşim bununlayken bile ışıl ışıl parlıyordu hayret ediyordum. Koltuklara yerlestiğimizde meleğimin konuşması bir oldu.
"Ilk film izleyelim sonra sohbet ederiz ne izlemek istersiniz?"
"Aksiyon!"
"Aksiyon."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost in the fire/ Hyunlix texting
Teen Fictionsiz: ne diyorsun? unknown: Gülüşün diyorum. Çok güzel Ana çift: Hyunlix Yan çiftler: minsung seungIn 2chan