Oy ve yorumlarinizi bekliyorum 🫶🏻🤍
Ferdi'den
Bu sabah kaçıncı kez çaldığını hatırlamadığım zil sesi beni çıldırmanın eşiğine getirdiğinde, sonunda uyanmıştım. Elimle yüzümü sıvazlayıp kendime gelmeye çalıştım, ısrarla süren aramanın sahibine en içten küfürlerimi sunmamak için zor tutuyordum kendimi.
Komodinin üzerindeki telefonuma uzanıp arayanın kim olduğuna baktım. Sabahın bu saatinde ısrarla arayan kişi, elbette Sebastian'dı.
"Efendim Seba?"
"Günaydın bebişim!" diye son heceyi uzatarak söylediğinde asık suratım yerini içten bir tebessüme bırakmıştı. "Sana da günaydın." diyerek yanıtladım onu.
"Şey, ben bir şey söylemek için aramıştım seni."
"Sabahın bu saatinde bu kadar ısrarla aramanın nedeni beni özlemen olamazdı zaten, öyle değil mi?" dediğimde lafımın altında kalmayacağından emindim, tahmin ettiğim gibi hemen karşı atağa geçti.
"Sen çok kötü bir adamsın! Minik Ferdikuşumu özleyip aramış olamaz mıyım yani?" dediğinde takıldığım nokta "Ferdikuşum" hitabıydı.
"Ferdikuşun?"
"Hm hm, sen benim minik Ferdikuşumsun." derken kendinden o kadar emindi ki, bunu kafasını sallayarak söylediğine kalıbımı basardım.
"Sen de benim Seboşum ol o zaman?"
"E olayım madem, çok ısrar ettin." dediğinde ikimiz de birer kahkaha patlattık. Gülüşümüz sonlandığında tekrar konuşan Seba oldu.
"Bir şey rica edeceğim, kabul etmen mümkün mü?" diye sorduğunda kaşlarımı havaya kaldırdım.
"Ne olduğuna bağlı, sonuçta başımıza türlü belalar açma ihtimalini göz ardı edemem." dediğimde Sebastian'ı deli etmeye başlamıştım.
"Ben mi bela açacağım? Hiç de bile, ben gayet uslu ve kendi hâlinde biriyim bir kere!" diye sitem ediyordu şimdi.
"Her neyse, sana işim düştüğü için sadece bu seferlik trip atmıyorum. Unutma ama, sadece bu seferlik." diye atarlanan arkadaşımın gönlünü alma vaktim gelmişti.
"Şaka yapıyordum Sebastian, elimden gelen bir şeyse yardımcı olacağım tabii ki. Seni dinliyorum."
"Ay tatlım şımartıyorsun beni. Şey diyecektim ben, senin için de uygunsa bu hafta vardiyalarımızı değiştirebilir miyiz? Vardiyamın olduğu gün halletmem gereken önemli bir işim var. Sorun olmazsa bugün senin yerine ben çalışsam, sen de benim yerime çalışsan olur mu?"
"Vardiyan hangi gün?"
"Perşembe"
"Aslında o gün boş günüm, okula gitmeyeceğim. Yalnızca kafeye gidersem yorucu da olmaz. Olur, değiştirelim."
"Boş günün müydü? Tüh, tüm gün dinlenmiş olacaktın! Kabul etmek zorunda değilsin, biliyorsun değil mi Ferdi? Başkasına da sorabilirim, seni zor duruma sokmak iste-"
"Beni zor duruma soktuğun yok Seba, saçmalama. Bugün sabah dersim var, bittiğinde kafeye gidip akşama kadar çalışacaktım. Şimdi sayende eve gidip saatlerce dinlenebileceğim, sen de işini halledeceksin tamam mı?"
"Çok teşekkür ederim Ferdi, ne denli iyiliğinin dokunduğunu tahmin bile edemezsin. Bu arada, ağrın sızın var mı?"
"Aslında dün gece vardı, bugün biraz boynum tutulmuş sadece. Neden sordun ki?"
