Child

30 5 0
                                    

Chris:

Yine huzursuz olduğum bir sabaha uyanmıştım, kalktığım gibi başımın ağrısı kafama vurmuştu. Yataktan tahminen 3-4 dakika oyalanıp yine güne söverek kalktıktan sonra lavoboya gidip yüzümü yıkadım ve temiz bir havluyla kurulayıp mutfağa doğru ilerledim ve çalışanın yemeği hazırlamasını beklerken telefonda gelen mesajlara bakıp yanıtladım ve çalışan bana seslendiğinde telefonu kapatıp cebime koydum ve mutfağa ilerleyip sandalyeye oturup yemekten bir iki lokma yedikten sonra midemin bulantısıyla derin bir of çekip biraz daha yemeye çalıştım. En sonunda masadan kalkıp 1-2 yudum su içip tekrar yüzümü yıkadım, odama gelip ofis için hazırlanmaya başladım. Dolabından klasik takımlardan birini çıkartıp yatağın uzerine koydum ve üstümdekileri çıkartıp takımımı düzelttim, yakamı düzeltmeye çalışırken kravatımı takamadığım için kendime küfür edip kravatı cebime attım. Masadan parfümümü alıp bir kaç fıs sıktıktan sonra bir kaç yüzük takıp gömleğin ilk düğmesini açtım ve gerekli malzemeleri alıp çantamı da alarak evden çıktım. Beni bekleyen arabaya binip ofise doğru yol aldım, alım satımlar yüzünden gelir giderimizi dengede tutmamız gerekiyordu, bu işleri de kontrol etmek zorundaydım. Ofise vardığımda hızlıca odama geçip koltuğuma oturdum ve kapının çalmasıyla kapıya doğru bakarak kısaca gir dedim. Giren kişi minho'ydu, minho en sevdiğim asistanım'dır her konuda bana destrk olup yardımcı olur bir nevi en iyi arkadaş konumunda.

M- Chris bu gün ki anlaşma hakkında ne düşünüyorsun, tasarımlar iyi fakat toplum açısından çok ilgi görmüyor.

Karşımdaki koltuğa oturuken söylemişti bunları Minho, kravatımı cebimden çıkartıp masaya bırakırken ona baktım

-Bilmiyorum ama afiş falan bu tarz şeyleri ilgi çekici yaparsak daha fazla müşteri toplayabiliriz. Neyse bunu bağlar mısın?

Elimde kravatı gördüğünde anlamış ve yenden kalkıp gülerek yanıma gelip karşımda  dikilmişti, bende ona bakıp gülerken yakamı tuttu ve kravatı boynuma dolayıp bağladı. Ayarlayıp omzuma vurarak karşımda bana bakarak durmuştu, gülümseyip kafamı geriye yaslayarak minho'ya bakmaya devam etmiştim. Zaten 45 dakika sonra uzun bir toplantı beni bekliyordu, düzgün yemek yemediğimi bildiği için minho bana yemek yemeyi teklif etmişti ama ben reddetmiştim...

M-Chris yemek yemezsen zayıflarsın kasların da azalır bak olmaz.

-İhtiyacım yok Minho bana yetecek kadar yemeye çalışıyorum zaten.

Minho daha fazla uzatmamış bir kaç şey daha söyleyip odadan çıkmıştı, ben de sigaramı alıp çatıya çıkarak merdivenlerde oturmaya başlamıştım. Ses geldiğinde ayaklanıp sesin geldiği yere doğru bakıp Minho olduğunu anlayınca kafamı döndürmüştüm, yanıma oturduğunda dudaklarım arasına bir dal sigara alıp yaktım ve çakmağı cebime attığım sıra Minho da bi dal alıp dudaklarının arasına koymuştu. Ensemden tutup sigarasını benimkine tutarak kendisininkini de yaktı, sırıtıp Minhoya bakarken zehirli dumanın ciğerlerime ulaşmasına izin vermiştim. Sigarayı parmaklarım arasına alıp dumanı dışarı üflerken Minhoya baktım.

-Sen bu hayattan zevk alıyor musun?

Minho ilk başta duraksasa da sigarayı dudaklarından çekip içindeki dumanı üfledikten sonra konuşmaya başladı.

M-Yani pek sayılmaz, bomboş bir hayatım var zevk almak için bi' nedenim yok açıkçası.

Gülüp başımı yere eğdikten sonra bir kere daha dumanı içime çekip tekrar konuştum.

-Gerçekten zor zamanında bile sana iyi gelen hiç bir şey kalmayınca tüm duvarlar üstüne geliyor.

Minho her şeyimi bilen biriydi, asistandan çok dert ortağımdır. Konuşmayıp bana yaklaştı ve boş elini saçlarımın arasına sokup okşamaya başladı. O an ağlamak istesem de sadece boğazımın düğümlenmesiyle kalmıştı, ağlamak bile haramdı bana, ağlayıp içimi dökmek. Minho kafama minik öpücükler bırakıp geri çekilerek sigarasını bitirip ayağıyla ezdi ve bana baktı, bende sigaramı bitirip söndürdüm ve kalkıp toplantı odasına ilerledik.

-45 dakika sonra-


Toplantıdan çıktım ve sonuç olarak işi almadık çünkü bizimle iş birliği yapmak isteyen daha iyi markalar vardı, boşuna kendi cebimizden  fazla miktarda para harcamak saçma olurdu. Minho odama geçtiğimde yanıma geldi ve yarın ki seyehatte benimle birlikte olacağını söyledi, bu iyi olmuştu. Çantamı toparlayıp askıdan ceketimi aldım ve Minho'nun yanına gidip sarıldım, ofisten çıkıp arabama bindim ve eve gidip yiyebildiğim kadar yemek yedikten sonra mesajlara bakıp önemli olanlara yanıt verdim. Odama geçip masamdan sigaramı aldım ve balkona çıkıp gökyüzüne bakarken 2 dal sigarayı bitirmiştim. Gelen aramayla telefonu cebimden çıkarttım ve yanıtlayıp kulağıma koydum.

M-Naber chris?

-İyidir gülüm senden naber?

M-Benden de iyi de şeyi soracaktımm.

-Daim olsun, neyi soracaktın bakayım.

M-Şimdi yarın 14 saat uçakta olacağız ben korkuyorum biraz.

-Korkulacak ne var zaten benim yanımdasın.

M-Tamam o zaman, iyi geceler

-İyi geceler

Odama geçip kendimi yatağa attım ve gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım, uyuyamamıştım. Telefonu alıp Minho'ya yazdım, o zaten uyumazdı.

Koca bebe

Uyudun mu?
Gönderildi 23:46
Gördüldü

Koca bebe:
Uyumadım bir şey mi oldu?

Hayır sadece uyuyamadım konuşmak istedim

Anladım, ilaçlarını almıyor musun sen🤨

Yav gülüm alıyorum da
şu sıralar gerek duymuyorum

Chris seni döverim😘
Şimdi defol git o ilacını iç sonra uyu hadi iyi geceler
💋💋💋
Bak öptüm de rahat uyursun hadi sg

Tamam be yavrum seni mi kıracağım
İyi geceler


_________

Telefonu kapatıp mutfağa indim ve bir bardağa su doldurup dolaptan hapımı aldım, tek dozluk alıp ağzıma attım ve bolca su içip odama geri gittim. Başıma ağrı vurmuştu, gözlerimi kapatıp kısa sürede uyuya kaldım.


İmdat of minhoyla aralarını anlamadınız büyük ihtimal sonda biraz belirteyim diye texting olarak yazdım ama 2. Bölümde daha açıkça belli ederim zaten yan yana 14 saat uçuş yapacaklar o sırada biraz daha anlaşılır olur umarım

Can you feel my heart? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin