the perfect pair # seulrene

古いテープからの思い出

“joohyun-ah..?”

sooyoung gülümsedi —o an içerideki herkes güneşin dışarıda mı dükkanın içinde mi olduğunu sorguladı sanki— “ah, tanışıyor musunuz? ne güzel.”

pek de güzel sayılmaz aslında.

ya da sayılır mı?

“siparişlerinizi söyleyin, ben alırım hemen siz de o sırada masalardan birine geçin.” böylece yeri, joohyun'u sadece bir kez konuşmasına rağmen öve öve bitiremediği kız ve joohyun'un eski sevgilisiyle yalnız bırakmış oldu.

seulgi, joohyun'un yanına otururken sooyoung da seulgi'nin karşısına geçti.

“memnun oldum tanıştığıma, ben sooyoung. joy da derler arkadaş arasında.” gülümseyerek elini uzattı, kız tatlıydı evet. yeri için de sevinmişti joohyun. yalnız seulgi şuan yanında oturduğu için ne düşünmesi, ne yapması gerektiğini hiç ama hiç bilmiyordu.

birkaç saniye sonra elini uzattı saygısızlık etmemek adına. “ben de bae joohyu—”

“irene.” diye sözünü seulgi.

“hm, ne dedin seulgi?”

“ona da irene derler.” dedi. mırıldıyor ama duyulacak kadar yüksek sesle söylediğinden emin oluyordu. “arkadaş arasında.”

son kısım yalandı.

bu zamana kadar joohyun'a irene diyen tek kişi kendisiydi. bunu çok iyi biliyordu zaten.

joohyun zar zor yutkundu, sonra kendini biraz fazla kaptırdığı için az önceden beri sıktığı sooyoung'un elini bıraktı.

seulgi'nin aklından ne geçiyordu sahiden?

kızgın mıydı, üzgün müydü, yoksa çoktan irene'ı atlatmıştı ama onu burada görmeyi beklemediği için şaşkın mıydı? hangisi doğruydu, joohyun'un buna dair gram fikri yoktu.

ses tonu gayet sakindi ama bunun fırtınadan önceki sessizlik olmaması için dua etti joohyun. kendi aralarının tamamen berbat olacağı yetmezmiş gibi bir de yeri ile sooyoung'un date'ini bozmak olurdu bu. zaten joohyun'un şuan burada olmasının tek sebebi de yeri'nin sooyoung ile evleneceğine inanıyor olmasıydı.

“ben geldim!”

sadece iki bardak?

joohyun'un beyni idrak edememişti henüz.

iki bardak ve her ikisinin içinde ikişer pipet...

anladığı gibi seulgi'nin tepkisini görmek için kızarmış yanaklarıyla soluna dönerken seulgi ona bir saniyeliğine bile bakmadan kahveyi yeri'den alıp ortalarına koymuştu.

joohyun, seulgi'nin kulağına eğilip fısıldadı. “tek bardaktan içmek sorun olmaz mı?”

“benim için olmaz.” tereddüt etmeden söylemesi joohyun'un daha da afallamasına sebep olurken seulgi'nin duyduğuna bile şüphe ettiği bir sesle “benim için de sorun olmaz.” diye mırıldandı.