1

4K 232 39
                                    

Bilmem ki hâtıralar ,
Ne istersiniz benden ,
Gelir gelmez sonbahar ?

Bu kanat çırpış neden ?
Cama vuracak ne var
Ey eski hatıralar

Sanmayın güller açar,
Bülbül değildir öten ;
Bu rüzgar başka rüzgar .

Ne istersiniz benden ,
Bilmem ki hâtıralar ,
Gelir gelmez sonbahar ?

-CAHİT SITKI TARANCI


Elimdeki kolileri yine her zaman ki gibi tek başıma taşıyordum , Isparta'dan babamın tayini yüzünden Hakkari Yüksekova'ya yeni taşınıyorduk.

Birdenbire aklıma kimin söylediğini hatırlayamadığım ama bi o kadarda unutamadığım , sonuna kadar katıldığım o cümle geldi

"Koparılan çiçeği suya koymak kadar gereksizdir kalbe sunulan özür"

Yine babamın her zamanki gibi işi çıkmış , beni daha bir saat önce yeni geldiğimiz yerde yalnız başıma bırakıp gitmişti. Babama hiçbir zaman bu ansızın gidişleri yüzünden kızmadım kızamadım. Annem gittiğinden beri ne o nede ben kendimizi toparlayabilmiştik artık başımın çaresine bakmayı öğrenmiştim hiçbir şey koymuyordu bana annemin olmayışı kadar, Annemin bizi terk edişi kadar... kutunun içinden çıkardığım aile fotoğrafımıza göz gezdirip elimi annemin yüzüne dokundurdum ne güzeldi ne masumdu benim annem. Peki bi insan neden 4 yaşındaki kızını ve kocasını bırakıp yurt dışına kaçardı ki ? Ben yıllarca düşünmüştüm ama aklıma hiç bir şey gelmemişti annemi bile hayal meyal hatırlıyordum. Sonra büyüdüm onsuz büyüdüm hatta babam bile yoktu yanımda, nöbetleri yüzünden eve gelemiyordu bile annemin terk edişi onada çok ağır bir hasar verdi , eve gelse bile benimle ilgilenmiyordu sanırım annemin ona tek ve en yük olan hatırasıydım belki benden nefret etti ama en sonunda birbirimizi kabullendik. Sonra ne mi oldu? Ergen oldum arkadaşlarım aileleriyle tartışıp dert yanarken benim annemle babam yanımda bile yoktu. Babam sadece işini düşündü bir de hastalarını sanırım.

Isparta'daki evimiz müstakil iki katlı bahçesinde çeşit çeşit güller olan hoş bir evdi , yeni evimiz lojmanın karşısında , babamın yeni çalışmaya başladığı hastaneye çokta olmasa uzak, dört katlı bir apartmandı ilk katına biz taşınıyorduk.

Son olarak iki koli daha kaldı , yoruldum ama kolileri bitirmeden dinlenmek istemiyordum. Saat 21:00'e geliyordu iki gündür saat 21:00'e geldiğini görüyordum. Saatin 21:00'e geldiğini ardarda görmek saat falına göre insanın hayallerinin gerçekleşeceğine dair umut veren saatmiş .Bende hayallerime er ya da geç ulaşacağım.

Bu arada son koliyide aldım evimiz iyikide ilk kattaydı yoksa daha da yorulabilirdim. Kapıyı kapatıp kilitledikten sonra elimdeki son koliyide mutfak masasının üzerine koydum. Masanın üzerindeki bardaktaki suyu da içtikten sonra sandalyelerden birine oturdum.

Yorucu bi o kadar da zor bir gündü,

"Belki de geçirdiğin bu zor günler , gelecek güzel günlerin kıymetini bilmek içindir"

Elime telefonu aldığım an zil çaldı, ama babamdan hâla gelemeyeceğini işinin uzun süreceği hakkında mesaj almıştım.

Turan GülüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin