adele's brother•dufer

1

Dušan Tadić

Bu duruma nasıl gelmiştik hiç bir fikrim yok. Çünkü lânet olsun ben 35 yaşındaydım ve şu yaşıma kadar grup sex yapmamıştım. Aslında pek hareketli geçen bir gece hayatımda yoktu. Ben piyanist adamım Allah aşkına. Ama bir yola baş koymuşum sonuçta. Ben aklımdaki sorular ile boğuştuğum sırada altımdaki kadın beni kendine itmiş ve hızlanmamı bekler gibi yüzüme bakmıştı.

"Yoruldun mu koca adam?" Kulağıma fısıldayan nefes-nefese kalmış, terden saçları alnına yapışmış adını dâhi bilmedğim çoçuk yüzünde zafer gülümsemesi ile bana baktığında gözlerimi devirdim. Ağzı süt kokan bu çoçuğa hâkimiyeti bırakamazdım. Altımdaki kızın beli kavrayıp hızlandım. Hızlanmam ile kızın inlemeleride artmış ve yükselmiştir.

"Yerlerimizi değiştirelim" Beş dakika geçmeden çoçuğun teklifi ile elime doladığım sarı saçları rahat bırakmış ve penisimide içinden çıkarmıştım. Diğer oğlana baktığımda o da elini penisine atmış kendini çekiyordu ve benim kenara çekilmemi bekliyordu. Yerlerimizi değiştirdikten sonra daha demin ellerim arasında olan sarı saçların olmaması azıcıkta olsa beni dumura uğratmıştır ancak bu benim hızıma etki etmemişti. Git geller hızlanmıştı artık önümdeki çoçuğun gelmeye yakın olduğunu anlayabiliyordum. Fazla hızlıydı. Bana yaptığı gibi onun kulağına eğilmiş, nefesimi boynuna üflemiş sonr dudaklarımın tenine dokunmasına izin vererek konuçmaya başladım.

"Bu kadar erken mi? Biraz tut kendini birlikte geliriz" Daha cümlemim ortasında bana dönen oğlanla aramızdaki mesafe iyice azalmıştı. Saçlarını düzleştirmişti ancak öndeki tutamları terden yine kıvır kıvır hâl almıştı. Kıvırcık mıydı bizim oğlan?

"Sanki çay içmeye çağırıyor puşt. Yanıma tavlada alıyım mı?" Erken gelmesi ile dalga geçmemden hiç hoşlanmamıştı bu aşikârdır. Ancak takındığı ifade, uzun saçlarını savuruşu çok şirindi. Ama sen böyle yaparsan ben seni hep sinirlendiririm.

"Benimle ilgilenmeyeceksiniz mi?" Ben karşımdakı oğlanın yüzünü incelediğim sırada duyduğum sert sesle sarışın kıza döndüm. İlginin onun üzerinde olmamasına sinirlenmişti. Ben vuruşlarımın hızını artırmış ve gözlerimle kıvırcığa önüne dönmesi gerektirdiğini işaret ettim.

Yaklaşık 20 dakika git gel yaptıktan sonra artık sonlara çok az kaldığı hissedebiliyordum. Ben yatağın üzerindeki çarşafa sıkıp git gele deva ettiğim sürede sanırım önümdeki oğlan kızın zevk noktasına vuruşlarını yapıyordu. Çünkü kızın inlemesi dahada yükselmişti ve üstüne oğlanın ince sesi eklenmişti. Tamam bir kadın inlemesi bir başkadır daha cilvelidir ancak bizim kıvırcıkfa fena değildi. Başını geriye atıp inlediğinde uyluklarımda hissettiğim sızı ile şaşırmıştım. Kendini kıza her ittiğinde saçları savruluyordu. Gözüm sırtında oyalandığında benimki gibi olmasada sırt gözlere şenlik kıvamındaydı. Gözlerim aşağılara kaydığında kalçalarında takıldı. Sıkı kalçaları gözümü almıştı. Ben onunla ilgili hiç masum olmayan şeyler düşündüğümde inlemesi artığında sert bir vuruş ile hırsımı almaya çalışmıştım. Ancak sarışın kızın bağırışı ile kendime geldim.

"Hey koca adam ben minik bir bebeğim daha yavaş ol" Bana"koca adam" demesinden hiç hoşlanmamıştım Ayrıca iki kişi şuan içindeydi be kızım. Ve demin gördüğüm kadar kıvırcığında baya büyüktü. Tabiiki bunları sadece içimdem söylemiştim. Genç oğlan dönüp bana bayık bakışları ile baktığında iyice kendimi kaybettim. "Şuan altımda olabilirdi" düşüncesi beni esir almıştı resmen. Kendine gel

Dušan altında bir kadın var ona odaklan.
Onu seninle birlikte beceren oğlana aklın kaymasın.

İçsesimin haklılık payını düşünüp kıza odaklanmaya çalıştım ancak önümdekinide yok sayamazdım. İnce beli akıllara zarardı. Aklım yapmamam konusunda kırmız alarm versede ellerim ince beline gitmişti. Belini kavradığım oğlan bana anlamaz bakışlarla baktığında tutuşumu dahada sıkılaştırmıştım.

"Destek almam gerek kıvırcık" Söylediğim şeyden sonra pek takmamıştı ona dokunmamı.

Bir kaç vuruştan sonra kıvırcık kızın içinden çıkmış ve eliyle kendini çekmeye başlamıştı. Sanırım gelecekti. Onun çıkması ile bende resmen patlamaya hazır olan penisimi çekmeye başlamıştım ama bir teklif gelmişti.

"Ah lütfen ağzıma menilerini akıt" Sarışın kızın bana özel teklifi ile kıvırcığa baktım. Bozulmuştu sadece bana yapılan bir teklif olduğu için.

"Çabuk o zaman" Oğlanın gözlerinin içine bakarak kızı yanıma çağırdığımda bir kaç saniye sonra yatakta dizleri üzerinde imekleyerek gelmişti yanıma. Elimi aletimden çekip onun ağzına alışını izledim bir kaç saniye sonra yine gözlerimi yatağın diğer ucunda kendini çeken oğlana döndü. Bakışlarını çekmemişti. Hâlâ gözlerimin içine bakıyordu. Kız penisimi tam şekilde ağzına aldığında geleceğimi hissettim. Saçına elimi doladıktan sonra iyice kendime bastımıştım kızı. Bastırmak o anlık bana az gelmiş olacak ki kenimi onun ağzına itmeye başlamıştım oğlanın gözlerine bakarak. Yüzü çok güzeldi. Onu bu pozisyonda görmek, dizleri üzerinde, önümde, penisim ağzında ve menilerimi ağızına akıtıyorum. Bu düşünce gelmeme neden olmuştu resnen. Patlama ile birlikte boğuk bir inleme kaçmıştı benden. O sırada gözlerini bir anlık bile çekmeyen oğlanın gözlerinden geçen ifadeyi görmüştüm. Kararmıştı gözleri yine. O da gelmişti. Gözleri bir saniye bile kıza takılmayıp bana bakarak gelmişti resmen.

Yorgunluktan kendini yatağa atan kızla ilgilendiğim sırada oğlanın sağdaki kapıyı açtığını gördüm.

"Üstümü temizleyip geliyorum" Kızın dudaklarına kısa bir öpücük bıraktıktan sonra oğlanın açtığı aynı kapıya ilerledim. Kapıyı açmam ile gözleri bana döndü. Yüzünü yıkıyordu. Bana kısa bir bakış attıktan sonra havlu alıp yüzünü kuruladı. Arkasına geçip adım adım ona yaklaştığımda gözlerim arada kalçasına kayıyordu. Çıplaktık ikimizde hâlâ. Arkasını lavoba taşına yaslayarak bana dönmüş.Karnıma bulaşan meniyi alıp önünde durdum.

"Burda birazcık kalmış ister misin?"
Asla silemediğim ve uzaktan bakılınca "pezevenk sırıtışı" adlandırılan o sırıtış hakimdi yüzümde. Bana karşılık onunda dudakları kıvrıldı. Ona uzattığım parmağımı ağzına almıştı. Diliyle çerçevelediği parmağımı yalıyordu aynı zamanda. Bunları yaptığı sırada gözlerini asla üzerimden çekmiyordu. Daha bir kaç dakika önce indirdiğim alt bölgeılerimin karıncalanması ile gözlerimi devirdim.

"Çok ısrar ettin"Ağzını elimdeb ayırıp konuşmaya başladığında elimi bırakmamıştı. Dudakları üzerindeydi hâlâ.

"Aklımı karıştırıyorsun" Bir çırpıda söylediğim şeyle o da şaşırmıştı. İşte bende böyle bir adamım. Ne hissediyorsam o an söylerim. Ona baktığımsa tereddüt ettiğini görebiliyordum. Onu bu durumdan kurtarmak için başka bir konu açtım.

"Adın ne kıvırcık?"

"Ferdi Erenay, peki senin adın ne?" Adının bir türk adı olmasıyla şaşırmıştım. Çünkü benden bir tık üst türkçesi vardı. Bozuktu türkçesi fazlasşyla. Yabancı sanmıştım ilk başta. O da benim düşüncelerimi okumuş gibi konuşmaya başladı.

"Hollanda'da yaşadım uzun bir süre o yüzden türkçe bozuk?*"Öğrendiğim bilgi ile başımı sallamakla yetindim ve çoçuğa adımı daha demediğimi hatırladım.

"Dušan Tadić ben. Sırp bir adamla karşı karşıyasın" Şakayla karşık söylediğim şeyle o da güşmüştü. Ta. bir şeyler söyleyeceği sırada içerideki kızın sesin duymuştu.

"Hadii beyleer"