Cowardly Captive | Taennie

0.7

Oy ve yorummm lütfennn <3

Söylemesi garip gelse de şu an Kim Taehyung'un yatağındayım. Burnuma öpücük kondurup kendi tarafına geçtiğinden beri uyuyamamıştım. Hem heyecandan hem de vücudumdaki acılardan dolayı. Onun uyuduğunu düşünüyordum ama yine de emin olmak için biraz dürttüm ve "Taehyung" diye fısıldadım. Cevap gelmeyince olabildiğince sessizce ayaklanmaya çalıştım. Yaralarım bu işi epey zorlaştırıyordu. Duvarlara tutuna tutuna bir şekilde ilerleyecektim artık.

Yavaşça doğruldum. Şanslıydım ki benim yattığım taraf duvara daha yakındı. Duvara elimi dayadım ve vücudumu kaldırmaya başladım. Birkaç dakika sonra tamamen ayağa kalkabilmiştim. Elimi duvardan çekerken acıyla birlikte akan kanımı hissettim, fazla baskı yaptığımdan kabuk bağlayan yaralarım açılmış olmalıydı. Duvarda kan lekesi olacağı aklıma gelince ufak bir küfür mırıldandım.

Elimin yara olmayan tarafından yine duvara yaslanarak yavaş yavaş çıkış kapısına ilerliyordum. Çok şiddetli bir yağmur başlamıştı bu sırada, gök gülüyordu. Ben de korkudan ses çıkarmamak için diğer elimi ağzıma bastırıyordum. Bütün bu çektiğim işkenceye değecekti çünkü Kim Taehyung'a güven olmazdı. Ve Chaeyoung'a sarılıp uyumak çok tatlı geliyordu şu an.

Uzun dakikaların ardından -5dakika- nihayet görkemli kapıya ulaşabilmiştim. Bunun verdiği mutlulukla birlikte tam kapı koluna uzanacakken gök gürültüsüyle aynı anda kafamın 10cm üstünde bir kol kapıya çarptı. Korkudan sıçradım resmen, vücudum çok acıdığı için ağzımdan ufak bir inleme kaçtı.

"İyi misin?" Pencereden gelen ışıkla onu gördüm. Kim Taegyung dağınık saçları ve baygın bakışlarıyla çok seksi gözüküyordu. Ama yine ayılığını yapmıştı, öyle maganda gibi kapıya vurulur mu hiç ya? Adam gibi durdursana. Ya bir de ben neden tam amacıma ulaşacakken her seferinde yakalanıyorum? Milo Murphy miyim neyim?

"Ödüm koptu mal herif!" tam mis gibi atarıma devam edecektim ki aptal gök gürültüsü yine irkilmeme sebep oldu. Ellerimle kulaklarımı kapatmıştım refleks olarak.

Eğilerek yüzünü yüzüme olabildiğince yaklaştırdı, elleriyle ellerimi kulaklarımdan aşağı indirirken sırıttı. "Kaptanınla ne biçim konuşuyorsun sen hm?"

"Hangi kaptan askerini zorla kendi odasında tutar ki?!"

"Yakışıklı, kaslı ve seksi olanlar" yine piç sırıtışını yaptı. Ve bir şey dememe izin vermeden nazikçe kucağına aldı beni. Ben de omzunu yumruklarken ona kızıyordum. "Aa her teri kan yapmışsın Jennie" dedi. "Oh olsun sana Taehyung" 

Beni aynı yattığım yere bıraktı. "Kapıyı kilitlemeye gidiyorum, ve anahtarı boyunun yetişemeyeceği bir yere saklayacağım o yüzden bir daha kaçmaya yeltenmesen iyi edersin"

O kapıyı kilitlemeye gittiğinde ben de sıkkın bir surat ifadesiyle yatağa sindim. Elinde sarı ışıklı bir gece lambasıyla gelmişti, yağmur yüzünden elektrikler de gitmiş olmalıydı. Her gök gürüldediğinde irkiliyordum, o da bana gülüyordu. "Korkma ben buardayım, uyu hadi" dedi. Uyuyamıyorum ki gök gürültüsünden of. "Uykum yok" dedim.

"İddamız daha bitmedi biliyorsun değil mi? Sen uyumazsan benim de uykum kaçar ve o zaman beni oyalamak zorunda kalırsın" sırıttı sonra. "Uykum yok diyorum, napabiliri-" Bir aydınlanma yaşadım sonra. "Bir dakika nasıl oyalamak?" Piç sırıtışını yaptı yine. "Sapık!!" 

"Bekle burada eline pansuman yapayım" dedi ve yanında yerde duran ilk yardım çantasına uzandı. İçini açıp gerekli malzemeleri aldıktan sonra elimi kendine çekti ve yavaş yavaş dokundurmaya başladı. "Acıyor mu?" Başımı iki yana salladım. Elimi sardıktan sonra çantayı toparladı ve aldığı yere kaldırdı.